Show must go on...

Dokuz sekiz yedi...

Üç iki bir... Böyle geri sayıp, kendini büyük bir heyecana bırakırsın.

İlk defa yapıyormuş gibi yaparsın-içinde doğum var.

Son defa yaptığını sanırsın-içinde ölüm var. İlk ve son defa orada olduğuna inanırsın-korkunun her türlüsü var.

Kendini sıkarsan, en çok ışığı çıkarabileceğine dair batıl bir inançla doğarsın.

Ya da doğmazsın.

Bu öğrenilecek şey değil.

Alkışlarla yukarı doğru çıkarken, inmek istersin.

Hep çıkan bir yol olmadığı için, yokuşun inen tarafına denk geldiğinde topuklarını frenler, tekrar çıkmak istersin.

İniş çıkışlar bazen tutar. Yolculuklarda olur bu. Bunlar boş şeyler dersin böyle zamanlar.

Kendine ayıp etmiş olursun.

Gerçeği görmüş falan olmazsın.

Eğlence dünyası böyledir. Bazen showbiz, bizsiz, sizbiz de denir buna. "Vee kamera vee sahne vee kayıt vee sendeyiz!" tatlı bir hastalıktır.

Hapşurulup dikkat çekilir, "çok yaşa" derler, öyle bir şeydir. Ömrü kasıp kavurur.

Çocukken bir virüs gibi kemirmeye başlar. Emareleri hemen kendini belli eder. Aynalara fazla bakarsınız, iltifata azıcık daha meraklı olursunuz, dikkat çekmezseniz çekilmezsiniz.

Tom Cruise gibi "anne baba, bana 10 yıl verin ve neler yapacağımı görün" dersiniz.

Madonna gibi "görüceksiniz bütün dünya beni tanıyacak" dersiniz.

Adınızı yazar, bitmez tükenmez çerçevelere alırsınız.

Şimdilik karanlıktasınızdır. Spotun üzerinize düşeceği güne hazırlanırsınız.

Spotlar geldiğinde "şans işte, tesadüf piyango ona vurdu" derler.

Hiç bilmezler.

O spot, kutup yıldızı gibi sizi takip edecektir artık. Ama bunu biliyordunuz zaten.

Yüzünüze ilk ışık vurduğunda, gözlerinizi hiç kısmamanızdan belliydi.

Üzerine o ışığı bir kere giyen, bir daha ondan vazgeçemez.

Onun için soyunur da soyunur.

Bir daha hiçbir şey onun yerine geçemez. Ayakları hep, sahnelere varan merdivenlere gider. Yüzleri hep, kameralara flaşlara döner.

Bunlardan İstanbul’da yaşayan bir tanesinin, bugünlerde içi içine sığmıyor.

Geceleri heyecandan yorganın ayak ucunu itip kakıyor.

Hissediyor, yakında ışığın vatı artıcak, ayakları sahnelere çıkıcak, yüzü kameraları bulacak.

Aman da aman.
Yazarın Tüm Yazıları