Paylaş
Meğer söylediğiniz bütün şarkıları biliyormuşum. Hepsi hayatımın parlament mavisi sahnelerinde çalmış. Romantiklikle komedinin o kalp kıran tebessümü, sesinizde çınlıyor.
Her şeyden önce bu unutulmaz gece için size teşekkür ederim. “Bildiğim en yeni şarkı 1935’ten” espriniz de çok iyiydi.
Babam ve kardeşimle sizi dinlemeye geldiğimiz metropolitan opera binasından çok etkilendik. O ne ihtişam! 85’inci yaş kutlamanız için daha iyi bir yer olamazdı.
Belki sahne ışıklarından görememişsinizdir, herkes o kadar şıktı ki! O saten tuvaletleriyle smokinli kavalyelerinin kollarında arz-ı endam eden New York sosyetesi göz alıcıydı. Tam salona girerken, Robert De Niro’yu gördüm.
Sanırım arkadaşınız. İnsan niye, uzaktan sevdiği birini görünce biraz artmış gibi hissediyor bilmiyorum ama öyle oldu.
Yaşasın Robert De Niro’yu gördüm ve çok da yakışıklıydı! Siz de öyleydiniz.
Herkes yerini aldığında, sizi beklemeye başladık. Derken duyulan anonsla herkes çok şaşırdı. “Bayanlar baylar, Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı Bill Clinton!”
Sizi sunmaya gelmiş. Sizin için, “Yaşlandığı halde notaları kusursuz basan şarkıcı nadir görülür. Tony Bennett hayatın notalarını da kusursuz basmış biridir” dedi. Zaten duydunuz.
Cahilliğimi bağışlayın, resim yaptığınızı da Bill Clinton’dan öğrendim. “Hillary’yle New York ve Miami’deki evlerimizde onun harika resimlerinden var” dedi.
Derken çıktınız. Hiç belli olmuyordu yaşınız. Beş bin kişilik koca salona, mikrofonu hep uzağınızda tutarak çıplak sesinizle büyük hava attınız.
Hayatımda hiç bir şarkıcının sesinde bu kadar ustalıklı nüanslar görmedim. Yeri geldiğinde, sakin konuşan bir bilge adam, yeri geldiğinde en güçlüsünden tenordunuz.
Bu iş böyle yapılır nokta diyenlerdensiniz. Bana ilham verdiniz, beni kendinize 85 yaşında hayran bıraktınız.
Binadan çıkınca, olağanüstüydü, muhteşemdi dışında kelime bulamadık.
Babam, “Bu yaşta hiç oturmadan ve su bile içmeden mükemmel şarkı söyledi resmen!” dedi.
Gitaristiniz Gray Sargent, siz “The Shadow of Your Smile”ı (Gülüşünün Gölgesi) söylerken gitarıyla size öyle bir eşlik etti ki, ortada iki Tony Bennett var sandım.
Kendisini ve sahnede size eşlik eden o muhteşem dörtlüyü tebrik ederim. Bir müzik dersi gibiydiniz.
Böyle zamanlarda iyi ki yaşıyorum ve böyle şeylere şahit oluyorum diyorum.
Hele o son şarkıda, mikrofonu piyanonun üzerine bırakıp, bir “Fly Me to the Moon”u (Beni Aya Uçur) söyleyişinizi, şu ay tepemde durduğu sürece unutamayacağım.
Ertesi gün gidip, otobiyografiniz “İyi Hayat”ı aldım hemen.
Bir de resimlerinize baktım. Bundan böyle iyi hayat diyince, içimden kadeh kaldıracağım size.
Sevgim ve saygım sizin. Nil.
Paylaş