Paylaş
Bir gün için, internete bağlanmadan, birbirimize bağlanmayı deneyelim. Eskiden birbirimizi nasıl buluyorsak, öyle bulalım. Sözleştiğimiz saatte orda olalım. Bu kadar çok iletişmeyelim, itişmeyelim, bakalım nolucak?
Ben size söyleyeyim, ben bu uygulamaya başladım ve memnunum. Dijitalden boşalan yer, daha fazla müzik, sohbet, arkadaş, aşk, gitar, film ve kitapla doldu. Bir şeyim azalmadı.
Birini görmemezlik etmediğim gibi, bir cahillik ya da bir can sıkıntısı içine de düşmedim.
Kendimi eğlendirecek şeylerin sayısında bir azalma olunca, başka eğlendirici ve oyalayıcı şeyler derinleşti.
Sağ elimin içinde, gitgide bir yaşam formu haline gelen cep telefonumun evdeki yeri bile unutuluyor pazar günü.
Bunu hep böyle yaşayan insanlara imreniyorum. Cebinin numarasını bilmeyen var.
Bense, bana yazılan bir soru mesajına, karşı taraf henüz bir soru işareti bile koymamışken, cevap yazıyorum.
Maillerimi sürekli kontrol ediyordum, müzik dinliyor, ordan oraya savruluyor, kendi avuçlarımın içinde madara oluyorum.
Gün bitiyor. Hmm, tek bir gerçek insana değmeden ve yerimden pek kımıldamadan; şu kadar mesaj atmış, şu kadar dakika telefonla konuşmuş, bilmem kaç tane tweet atmış, şarkı indirmiş, film izlemiş oluyorum. ‘Ben neymişim be abi A A A!’
Bu seneki TED Konferansı’nda, Patrick Chapatte’nin Steve Jobs’la ilgili bir karikatürü vardı. Karikatürde Steve Jobs gururla, “I’LL SIMPLIFY A LOT OF TASKS YOU NEVER HAD TO DO BEFORE” (eskiden yapmak zorunda olmadığınız bir sürü şeyi basitleştireceğim) diyordu.
Salonda büyük bir kahkaha koptu çünkü sahiden de Steve, ihtiyacımız olmayan şeyleri, bizim için basitleştiren bir kahraman. Steve’e laf yok, her gün yeni application’ları, büyük bir iştahla cebe indirirken, onlarsız yaşayamayacağımızı düşünen halimize gülmek daha iyi.
Biz yine de pazar günleri fişi çekmeyi bir deneyelim derim. Acaba benim, New York’ta application şirketi Onkaworks’u kuran canim kardeşim pazar günleri ne yapıyordur?
Dur ben ona mektup yazıp halini hatırını sorayım da şaşırsın :)
Paylaş