Paylaş
O kadar çok özledim ki o buluşmayı, herhalde ilkinde şarkı çalarken, sahnede durup biraz ağlayacağım.
Ondan sonra benim o sahneye çıkan Nil Karaibrahimgil versiyonumla buluşmam gerekecek.
O, bir ruhun bedene girmesi gibi gelip içime yerleşince, şakımaya başlayacağım.
Bütün bunlar ne zaman olur bilmiyorum. Henüz bir ses yok.
Mektubu yazdım ama muhakkak ona ulaşacağına eminim.
Benim tanımadığım dostlarım, kız kardeşlerim...
Biz sık buluşamazdık. Özlerdik çok birbirimizi.
Sonra bir anda beklenmedik bir yerde kavuşuverirdik.
Ben ilk ‘yalansız kul mu var? Girdiğin yol mu dar? İçin neden üşür, çıktığın dağ mı kar?’ diye soruyla başlardım lafa.
Sen de ‘buranın adı İstanbul’ diye cevap verirdin.
Gözümde ışık, ayağımda topuklular, seninle şarkı söylerken kaybolup gitmeyi özledim.
Göz göze gelip, birbirimizi sandığımızdan da yakın tanıdığımızı anladığımız o anlar, yine gelecek mi dersin?
Aynı şeyleri, aynı anda bir tek seninle söylemek mümkün.
Ne oyun ama aramızdaki! Ne eğlence ama!
Ne delilik şarkıların söylediği her şeye inanmak! Biz inandık ama. Ta en başından beri.
Benim sana ilk kek tarifi verişimden beri.
Sen olmasan inan anlamı yok.
Evde tek başıma, şarkı söyler ve telefona kaydederim, sonra da unutur giderim olur biter.
Sen söyleyince güzel, yazdığım şarkılar.
O zaman diyorum ki, hah, aynısı ona da oluyor. O da kaybetmiş, bulmuş, ama çoğu zaman da bulamamış.
Diyorum ki, onun da ayağını yere sert sert basarak üzerine gittikleri var.
Savaşımda ve barışımda, sevişimde ve kopuşumda yalnız olmadığımı senden anlıyorum.
Sen kalabalık bir tek kişisin. Binlerce gözün, yüzlerce ağzın, onlarca kalbin var.
Seninle çarpılıp milyon etmeyi özledim.
Aslında ben sana her şeyi söyledim.
Bilmem tam olarak anlatabildim mi, ama her şeyi anlattım.
Sana geceleri bazen 20 şarkıyla başımdan geçen her şeyi söyleyiverince ben, kuş gibi hafif dönüyorum eve.
Sen de hafifliyorsun.
Hafiflemek için, her kelimesine hak verdiğin bir şarkıyı, dans ederek bağıra çağıra söylemek yeterli zaten.
Biz böyle kurtulduk seninle ağırlıklarımızdan.
Ben senin, yanında olduğum insanı özledim.
Yok, sen yokken çıkmıyor ortaya.
Kaç kere çağırdım.
İlla seni görecekmiş. İlla sen olacakmışsın. İlla göz gözeymiş.
O zaman söylerim dedi diyeceklerimi. Peki dedim ben de, beklerim.
Paylaş