Paylaş
◊ Şubat ayında: Yönünü bilenin yolu açılır.
Hani hep derler, neyi aradığını bilmeyen onu bulamaz. Nasıl bulsun? Çoğu zaman yönümüzü bilmeyiz, bu dünyanın sonu değildir ama bulabiliriz. Elimizde doğuştan sıkı sıkı tuttuğumuz bir pusula var. Bazen ona bakmadan yıllar geçer. İşte ben diyorum ki, şubat ayı buna vesile olsun. Avucu bir açalım, şu terli pusulaya bir bakalım. Kuzey nereyi gösteriyor? Kuzey bizim yönümüzdür işte. Bazen kuzeyimizden çoook uzaklara savulmuş olduğumuzu görebiliriz. Mühim değil. Çünkü yönünü bilenin yolu açılır.
◊ Mart ayında: Keşkeleme ilerle.
Şu kediler de martta az mı keşkeler! İnsan nefes aldığı kadar keşkeler. Keşke öyle olmasaydı, keşke onu yapmasaydım, demeseydim, gitmeseydim, gelmeseydim. Bu keşkek cümlelerini artık yemeyelim diyorum ben. Ruhun midesini ağrıtır bu cümleler. Yahu ne faydası var keşkelemenin. İlerleyelim canlar. Bunun daha nisanı, mayısı, haziranı var. Önümüz bahar.
◊ Nisan ayında: Yapmazsan olmaz.
Keşke olsa. Ama artık keşkelemiyoruz değil mi? Gidip yapıyoruz. Çoğu zaman hayretler içinde yapmadığım şeyin olmadığını gördüm. Olmayınca da, sağa sola, hayatın kendisine filan suç atmaya çalıştım. Suskundular. Odada tek ben vardım. Gidip yaptığımda oluyordu. Demek gidip yapmamıştım. Nisan çiçeklerini içinize çekin, gidin yapın. Olunca da bir küçük çiçek koparıp, kulağınıza takın. İnsan baharını kendisi getirir.
◊ Mayıs ayında: Kız çocukları bir ülkenin annesidir.
Kadın, anne olsun olmasın, yeryüzüne sevgi verir, yenilik getirir, risk alır, anlar, anlatır, bakar, büyütür, çoğaltır, besler, pes etmez, koşturur, çalışır, destek olur, merak eder... Bu liste böyle uzayıp gider. Anne olanları da yeryüzüne insanlığı koyar. Nefes alan her insan bir anneden gelir. Mayıs ayı, Anneler Günü’ne de denk gelir. O gün etrafında sana ışık olmuş, yoldaş olmuş, emek vermiş herhangi bir kadına teşekkür et. Yılda en az bir kere bunu yapmayı unutmamış olursun.
◊ Haziran ayında: Sıkılmak ruhun vitamini.
Sıkılmanın ne güzel bir şey olduğunu, nasıl Nuh’un gemisi gibi içimdeki hayalleri topladığını çocukluğumdan hatırlıyorum. Sonra büyüyünce baktım ki, sıkılmanın değeri unutulmuş. Yok efendim Instagram, WhatsApp, mail, Snapchat, Facebook, yok efendim hadi bir kahveye gel, dur şu dizi başladı derken sıkılmaz olmuşuz. Yok dedim buna bir dur demek lazım. Alice harikalar diyarı bile, ‘Alice’in canı o gün çok sıkılıyordu’ diye başlıyorsa vardır sıkıntının harikaları. Keşfetmek için, haziran ayında kendinizle baş başa doya doya sıkılacağınız bir yere gidin. Deniz kenarı olur, dağ kır bağ olur fark etmez. Yeter ki, iç sesinizi duyacak kadar zamanınız olsun.
◊ Temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık haftaya.
Bu, mesajlı fotoğraflarımdan oluşan ‘2018 Nil’in Kızları’ takvimimi almak isteyenler D&R’a.
Takvimin bütün geliri, Türk Eğitim Vakfı’yla işbirliği yaparak kurduğumuz ‘Nil’in Kızları’ burs fonuna gidecek.
Bu güzel ve uzun yolumun başında beni desteklerseniz, hem kızlar hem biz mutluluktan uçarız. 2018’iniz de iyi geçer.
Avucunu açanın avucuna kim bilir neler konar.
Paylaş