Paylaş
Kitapları okurken notlar alma alışkanlığım üniversitede başladı.
Hani insanlar çeşit çeşit öğrenirmiş ya, ben yazarak öğreniyorum.
Ve bu kağıt kalemle olmalı.
Yazdıklarım, defter defter kaybolup gidiyorlar ama olsun, yazdığım an sanki onları bir ütüyle sabitliyorum içimdeki kumaşa.
Çıkmıyor kolay kolay.
Bu hafta deftere aldığım nota geleyim o zaman.
Biz ‘her çocuk bir evren’ yuvasını kurarken, Rudolf Steiner’ın waldorf felsefesinden ilham almıştık.
Basit bir iki şeydi bana doğru gelen.
Sistemler, hırslar, ‘hadi çabuk çabuk’lardan sıyrılınca, çocuğa bakışını sevdim ben.
Şimdi yeni yeni Steiner’in antroposofi felsefesini okumaya başladım.
Müdürümüz Ebru, bu öğretinin en çalışkan öğrencisi oldu.
Arada toplandığımızda bize eğitiminde öğrendiklerini anlatıyor.
Geçenlerde söylediği bir şey o kadar güzel geldi ki, açıp okumaya, derinine inmeye başladım. Steiner’in büyüklere verdiği egzersizlerden bir tanesi.
Egzersizin ismi: Günün değerlendirmesi.
Nasıl bedenimizi sporla güçlendiriyorsak, düşüncelerimizi, duygularımızı hatta isteğimizi de egzersizlerle güçlendirebileceğimizi söylüyor Steiner.
Bunlar için bir sürü egzersiz öneriyor.
Bunlardan biri, her akşam yatmadan önce o günü geri geri izlemek.
Sanki günümüz filmmiş de geri sarılıyormuş gibi, bunu akşamdan sabaha doğru, zamanda geri giderek yapmak çok önemli. Çok da zor.
Önemli çünkü, beyin hiç olaylara böyle bakmadığı için, farklı bir ruhsal alana girmiş oluyorsun.
Konu derin, sebepleri çok. Merak edenler okuyabilir.
Geri geri giderken, her şeyi değil, aklında kalan resimleri detaylı bir şekilde izliyorsun.
Burada en önemli şey, izlerken hiç yorum yapmadan o resme bakabilmek.
Yargı, yorum, hikayelendirme yok.
Gününü, başkasının gününü izler gibi, geri geri yorumsuz sessiz izliyorsun.
Detayları hatırlamak önemli.
Mesela, birisiyle kahve içmişsen belki onun küpelerini masaya koyuşu gibi.
Tablo. Objektif, detaylı, ötekileşmiş resimler.
Her şey değil belki, üç şey, beş şey... Önemli değil sayısı.
Peki neden bunu yapıyoruz?
Düşünceler vahşi şeyler. Eline aldığında asla rahat durmayan bir fare gibi.
Sürekli kıpırdıyor ve hareket ediyor.
İnsanın kendine yapacağı en büyük iyiliklerden biri, kendi düşüncelerini izlemek.
İzlediğinde ‘düşüncelerim’ diye bir dosya açılıyor ve aslında onlardan kopuyorsun.
Üzerindeki güçleri azalıyor bir nevi.
Bunun bir ileri seviyesi zaten, kendine istediklerini düşündürtebilmen.
Bunların da egzersizleri var. Şimdilik bununla başlayalım.
Kendi izleyicimiz olalım. Bu farkındalık, mutlaka günlerimizi farklı yaşamamıza yol açacak.
Akşamları bu ‘güne geri bakış’ egzersizini yapmaya başlarsanız, ne kadar zor olduğunu göreceksiniz.
Ben her seferinde uykuya dalıyorum. Çünkü beynimi geri geri gitmeye zorlamak büyük enerji gerektiriyor.
Resimlerin üzerine konuşmamak da çok zor bu geveze yönetmenle.
Yine de yılmadan her akşam yapıyorum ben, madem öğrencilik ömür boyu, daha iyi bir ben için bu kadar ödev de olsun artık.
Paylaş