Kalpten yazılmış bir aile manifestosu!

Şu an hayattaki en büyük derdin ne diye sorarsanız, ne şarkılar, ne şan şöhret ne para ne de başarı.

Haberin Devamı

En büyük derdim, oğluma iyi anne olmak.Oğluma hayat yolunda acıktığında çantasında gerekli şeyleri bulacağı, sevgi dolu ‘aile kumanyası’nı vermek. Böyle bir çantaya sadece, kurabiye koyamazsınız, yabani otlardan kendini kurtarmaya yarayan bıçak da olmalı.Kulağına sırf ninni fısıldayamazsınız, ağıtı da bilmeli. Ben daha yeniyim, öğreniyorum. Okurken, okurken Dr. Brene Brown’un ‘Kalpten yazılmış aile manifestosu’na rastladım. İçindeki palavra olmayan tarafı sevdim.Kusurlarımızı göstererek, onlara ne kadar çok şey öğretebileceğimizi okudum. Kendimce çevirdim. Aziz Arif’e her gece uyumadan önce fısıldadığım şu cümleyle de gurur duydum: Kim olursan ol, ne yaparsan yap seni seveceğiz biz.

İşte manifesto:‘Her şeyden önce emin ol ki, seni çok seviyoruz ve sen bu kadar sevilmeye değersin. Bunu benim önce davranışlarım sonra kelimelerim sana söyleyecek. Sevgiyle ilgili dersler hep benim sana ve benim kendime davranışlarımda saklı olacak.Hayatta önce kendine değer vermeyi bil. Sevilmek ve mutlu olmak senin doğuştan hakkın. Kusurlarımı senden hiç gizlemediğimi ve kendime n’olursa olsun iyi davrandığımı göreceksin.İhtiyacın olduğunda yanında olacağız. Zayıflıklarımızdan utanmayacağız. Sana cesareti böyle öğreteceğiz.Ailece nelerle mücadele ettiğimizi de, nerelerde galip geldiğimizi de seninle paylaşacağız. İkisini de göreceksin.Şefkati, merhameti ilk başta kendimize ve birbirimize göstererek sana öğreteceğiz.Ortak hayatımızda sınırlarımız olacak ve onlara saygı göstereceğiz. Kararlılığı, çok çalışmayı ve umutlu olmayı her şeyin üstünde tutacağız. Dinlenmek ve oyun da hayatımızın önemli bir parçası olacak.Sen benim hatalarımı göreceksin, gerektiğinde nasıl özür dilediğimi ve duygularımı asla gizlemediğimi göreceksin. Bunlar sana sorumluluk almayı ve başkalarına saygı göstermeyi öğretecek.Belirsizlik, sıkıntı ve yoklukla karşılaştığında, bunlar sana ışık olsun.Beraber ağlayıp, korkunun ve yasın gözlerinin içine bakacağız. Acını dindirmek istediğimde, seninle oturup onu hissetmeyi öğreteceğim.Güleceğiz, şarkı söyleyeceğiz, dans edip bir şeyler üreteceğiz. Birbirimize hep kendimiz olmak için izin vereceğiz. Hayatta ne olursa olsun, burası senin yuvan olacak.Sen hayat yolculuğuna başlarken, sana verebileceğim en büyük hediye, kendi hayatımı sevgi dolu ve içimden geldiği gibi yaşamak ve kendi hayallerimin peşine düşmektir.Ben seni kusursuz bir şekilde sevemem, kusursuz bir öğretmen olamam, her şeyi en doğru şekilde de gösteremem ama ben sana kendimi her zaman olduğum gibi göstereceğim ve seni her zaman olduğun gibi göreceğim.

Yazarın Tüm Yazıları