İşte karşınızda ilişkileri bitiren yüz ifadesi

Size söylediklerimizin hiç önemli olmadığını, duygularımızı hiç yansıtamadığını, bizi ele veren en önemli bölgenin yüzümüz olduğunu söylesem?

Haberin Devamı

Hatta çoğu zaman söylediklerimizle gerçek duygularımızın hiç örtüşmediğini söylesem, kelimelerinizi bırakır mısınız?
İnsanlara soruyorlar; “Bunu sevdin mi?” “Sevdim” diyor.
Fakat yüzünden okuyoruz ki, sevmemiş. Sevmedim dediği şeyi sevmiş. Kısacası, kelime icat olalı beri, ki dil insanlık tarihinin sadece beşte birinde var, bir yalandır gidiyor.
Peki biz numaracı mıyız, yalancı mıyız? Değiliz. (Yani bazen.) Asıl sorun şu, kelimeler duyguları taşıyamıyor, tercüme edemiyor, okuyamıyor.
Zaten biz birbirimizi yüzümüzden okuyoruz. Yüz yüze konuşmak lafı belki de bu yüzden var. En çok bilgiyi fark etmeden oradan aldığımızı için.
Aslında bu buluş Darwin’e kadar gidiyor. Darwin bir gün Londra Hayvanat Bahçesi’nde gözlemlediği ‘Jenny’ adlı orangutanla, evdeki yeni doğmuş bebeğinin yüzlerindeki duygu ifadelerinin benzediğini görür.
Ve yüz ifadelerinin doğuştan var olduğunu, insanlık evriminin bir parçası olduğunu bulur. Körlerin de bizimle aynı mimiklere sahip olması bunun bir ispatı.
Bunu 1872’deki “İnsanlar ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi” adlı kitabında yazar. Sonra bu konuyla uzun yıllar kimse ilgilenmez. Ta ki 60’larda, California San Francisco Üniversitesi’nde Dr. Paul Ekman insanların yüz ifadelerinin tamamını bulmaya ve anlamaya kafayı takana kadar.
İşin gerçeği şu ki, yüzümüzdeki 43 kas, direkt olarak cildimize bağlı ve duygular ilk kez bir şimşek gibi orada çakıyor.
Biz bunları sosyal hayatımızda maskeleyebiliyoruz ama yine de o duygu milisaniyede yüzümüzden geçiyor. Bunu yüz ifademizi yavaşlatarak görmek mümkün.
Yüzümüzden en fazla dört saniye kalarak geçen bu duygu gölgeleri artık biliniyor.
Yedi tane ana duygu var: Şaşırma, korku, kızgınlık, üzüntü, iğrenme, aşağı görme ve mutluluk.
Tabii bunların karışımlarından oluşan bir sürü ara duygu da var. Renkler gibi. Mesela suçluluk duygusu. Korkuyla mutluluğun karışımından oluşuyor.
Bu ifadelerden iki tanesini özellikle anlatmak istiyorum.
Biri, aşağı görme. Bu yüz ifadesi ilişkilerin, evliliklerin yüzde doksan biteceğinin garantisiymiş.
Biri de gerçek gülümseme ya da bulan insandan hareketle, Duchenne gülümsemesi. Unutmayın, sosyal gülümseme sadece ağızla yapılıyor ve gerçek değil.
Gerçek gülümsemede, göz kenarlarında kaz ayakları oluşuyor. Alt göz kapağı hafif yukarıya doğru uzanıp gözü kapıyor ve elmacıklar yukarı çıkıyor.
Yani kısaca, gözüyle gülmeyene güvenmeyin. Size yukarıdaki ifadeyi yapana hiç.

Yazarın Tüm Yazıları