İlham vardır

‘İlham gelmiyor’ denir.

Haberin Devamı

Ben ilham kelimesini kullandığımı pek hatırlamıyorum. Gelmesini hiç beklemedim.
Bir musluğu açıyormuş gibi düşündüm hep. Hani bazen musluğa sular geç gelir.
Borular homurdanır, sular uzaklardan ince ince geliyordur da, şu an sadece hava veriyordur.
Öyle geldi bana bu iş. Oturup çalışmaya başlarsın, musluğu açmak demektir o.
Sonra bazen hemen akmaz. O zaman musluğun başında çalışmaya devam etmek gerekir.
Sonra havası gelir... Sonra hissi gelir... Sesi gelir...
Sonra gürül gürül kendisi gelir. Kaynağın safsa, iyiyse. Boruların temizse, sağlamsa. Geleceğine inancın tamsa gelir.
Picasso’nun bir cümlesini okudum bu hafta: İlham vardır, ama seni çalışıyorken bulması gerekir.
Bazısı ilhamın gelmesini bekler. Bu bir Godot bekleyişidir zira.
İlham bekleyene gelmez, yola koyulana gelir.
Şöyle düşünün, İlham diye bir arkadaşınız var.
Size inanılmaz akıl fikirler veren, dedikleriyle başınızı döndüren biri.
Sık sık buluşmak istiyorsunuz.
Zamanla fark ediyorsunuz ki, öyle davet edince randevulaşınca gelmiyor bu hanım.
Siz bir yere doğru yol alınca, koşunca bir bakıyorsunuz İlham arkadaşınız da yanınızda koşuyor.
Size yine o harikalarından fısıldıyor. Hediyenizi yolda alıyorsunuz yani.
Hayatın ritmi oturup beklemeye uymuyor.
Ama bakın durup dinlenmek başka.
O çağımızın reçetesi. Oturup beklemek başka bir şey.
Oturup bekleyen, durup dinlenmiş olmuyor zaten.
Beklemek çok yorucu iş. Bir şey yapmak, ne olursa, ondan daha az emek ister.
Durup bekleyen, zamanını çarçur etmekle kalmıyor, şımarıkça bir armudun pişip ağzına düşmesini istiyor.
Beklemek kendi içinde öyle sıkkın bir şey ki zaten, insan sırf kendini eylemek için bile herhangi bir şey yapsa iyi kanımca.
Eğer hayatınızı değiştirmek, bir şarkı yazmak, kitap yazmak, resim yapmak için ilham bekliyorsanız hemen yapmaya koyulun derim.
Boş borudan gelen havalı ses kadar sinir bozucu olacak ilk başta her şey.
Ne gelen olacak ne giden.
O tısla oturup, musluğu açmaya devam edeceğiz.
Sonra ama sonra, duyacağız gelen suyu.
O nazlı su, bir şelale gibi akacak zamanla.
İşte hayatın kana kana içildiği yer orası.
Ne yaparsak ilhamla yapmak. Kendi yıldız tozumuzdan katmak.
Sadece koşanın peşinden gelen İlham Hanım’la hepimize güzel seyahatler dilerim.

 

Yazarın Tüm Yazıları