Herkese her şey bal gibi de söylenir

Hepimize ailemiz, arkadaşlarımız, büyüklerimiz tarafından defalarca tembihlenmiş bir şey varsa o da: ‘herkese her şey anlatılmaz’dır.

Haberin Devamı

Buna o kadar inanırız ki, tüm kusurları ve ‘kötü’ algılanabilecek duyguları, arzuları bir güzel çitiler, öyle dışarı asarız. Bu bizi içten içe hasta edip, çift hayatlar yaşamaya zorunlu da kılsa, bu kurala uyarız.

Aile içindeki şeyler içeride kalır. (Dışarıda olan şeyler dışarıda kalır.) Başa gelen bir talihsizlik savuşturulup, olmamış gibi yapılır. İlkokulda, başkalarıyla yeni yeni paylaştığımız birkaç sır da ortalarda gezinince, arkadaşlar bile güme gider.

İnsan kendini hayatının daha en başında uyarır: Kimseye karşı temkini elden bırakmayacaksın. Arkadaşa bile hikayenin tümünü aktarmayacaksın.

‘Aman dikkat’lerle kat kat sarmalanan bu bünye, suskunlaşır. İçine atar çöplerini. Çöp zannettiklerini diyelim. Çünkü aslında insana ait hiçbir şey çöp değil. İnsana ait her şey, hepimizde mevcut ve tanıdık. Her duygumuzun birbirimizde karşılığı var.

Haberin Devamı

Bir şey saklamak, kendini yalnız var saymaktan, derdini dev sanmaktan kaynaklı. Halbuki ne yalnızız ne de dertlerimiz sadece bize ait. Neredeyse her şey ortak kümede. Bunu anlamanın tek yolu da, anlatmak.

Kendi hikayenin karşı tarafta şok etkisi yaratmadığını, hatta sıkıcı derecede tanıdık geldiğini gördüğünde, birbirinde eriyorsun.

Efervesan bir tablet gibi eritiyorsun o katılaşmış asitli şeyi. İçinden gidiyor artık. Ödem yapmıyor. Tanıdığım en sağlıklı insanlar, açık bir kitap gibi dolaşanlar.

Sevgilisiyle ya da sevgilisizliğiyle olan derdini, içine mizah katarak anlatan insan kadar eğlencelisini gördünüz mü?

Birinin sizi salona buyur edip ‘ne içersin?’ demek yerine, yatak odasındaki çorap çekmecesini gösterip ‘bunun parmağı yırtık giyemiyorum’ demesi kadar insanca.

Böylelerine bayılıyorum ben. Ruhları mini etekli. Ve o eteği öyle bir özgüvenle giyiyorlar ki, hiç çekiştirmiyorlar. Şeffaflığın ferahlığında, her dem taze naneler gibiler. Maşallah.

Onları sevmemin bir başka nedeni de, sana hep dürüst olmaları.

Hesap makinelerini yanlarında taşımadıklarından ve insanı korkulacak mahluk olarak görmediklerinden, ne düşünürlerse söyler onlar. Sözlerine güvenebilirsin. Seninle, sahte evraklar üzerinden ittifak kurmak gibi gayeleri yoktur çünkü.

Haberin Devamı

Başkaları cehennemdir demiş Sartre, ama ben de diyorum ki cennet de onlar. Hikayende boş kalan yerleri başkaları dolduruyor.

Bak dene. Bugün kestir gözüne birini. Tamamen yabancı biri de olabilir, tanıdığın biri de.

Kalbinin derininde, karnının karanlığında, gözünün bebeğinde saklanan bir cümleni ona söyle.

Onun da çorap çekmecesinde yırtık çorabı yoksa namerdim.

Yazarın Tüm Yazıları