Her aşkın bir karışık kaseti vardır

Biz çocukken karışık kasetler yapardık.

Haberin Devamı

En sevdiğimiz şarkıları, yavaştı hızlıydı, aşktı, isyandı demeden yan yana dizerdik. A yüzü ve B yüzü vardı kasetlerin...
Bir yüzü bitti mi elinle çevirirdin. Kasetin kapağını sen yapardın. Tükenmez kalemle şarkıların isimleri yazardı kapakta.
En en sevdiğin A1, sonra diğerleri. Hatta bayağı bir süre bu kaset alışkanlığından ötürü, plak şirketleri sanatçılarına ‘hit’in var mı’, yerine ‘A1’in var mı’ dediler.
Bana karışık kasetini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim denecek kadar parmak izimizdi bizim bu kasetler. Kimseninki berikiyle bir değil. Çocukluğumuzun soundtrack’iydi onlar, avuçlarımızda taşırdık. Başucumuzdaki çekmecede saklardık. Biriyle mi tanıştık, ilk onu paylaşırdık.
Unutmuştum gitmişti. Ta ki, ‘Love Is a Mixtape’ (Aşk Bir Karışık Kasettir) kitabını görene dek...
Aşk karışık kasetsiz olmazdı tabii. Aşık olduklarına karışık kaset yapardın. Seni işte bu şarkıların gittiği yerler kadar çok seviyorum derdin. Müziksiz aşk olmaz zaten. Anlatamazsın. Anlayamazlar. Bugün bile, bir şarkıyla aşk başlatır, bir şarkıyla terk edersin, sonra da oturur bir şarkıyla yad edersin... Ağır aşk işçisidir yani şarkılar.
Hatta şu vardı, alıp eski bir kaseti, e artık tamam bıktım ben bu albümden der, üzerine yeni favorilerini çekerdin. Bazen annenin Nükhet Duru albümünün üzerine, e napalım evde boş kaset yoktu ve acilen yapmam lazımdı deyip, Michael Jackson’lar, Whitney Houston’lar, Abba’lar, Beatles’lar çekerdin. Üzerine de bant yapıştırır yeni sahibini yazardın. “Nil’in favori kaseti 23”.
Sonra konseptli karışık kasetler vardı. Koşmak, coşmak için...
Tabii ki, Rocky’nin şarkısı ‘Eye of the Tiger’ A1... Bonnie Tyler, ‘Total Eclipse of the Heart’ (Allah’ım ne kadar çok dinlemiştim bu şarkıyı)...
Slow dans ederek hoşlandığın çocukla yakınlaşmak için, “Better Days Ahead”...
Odanda yalnız geleceğini hayal etmek için, Madonna ‘Papa Don’t Preach’...
Her duyguya şarkıyla dokunan, tozlu tozlu karışık kasetler. Keşke şimdi bir tanesini bulsam. Kardeşim doğduktan sonra, benimkilerin üzerine kendininkileri kaydetti hep, neymiş, “Onur’s favorites”!
Sonra Elvis geldi bizim eve. Sonra Doors. Sonra içimden şarkı söylemek geldi benim...
Onları kasetlere kaydetmeye başladım. Kendi sesimi dayanılır buldum. Söyleyeceklerim vardı.
Her şeyin ortasındaydım. Duygularım cezvelerden kabarıp kabarıp taşıyordu.
Kimse bunu anlayamazdı. Söyleyeceklerim vardı. Saklayacaklarım vardı. Karışık kasetlerin üzerine kendi şarkılarımı kaydetmeye başladım. Nil’s favorites (Nil’in favorileri) oldu ‘Besteler 1, 2, 3...’
Bugün artık karışık kasetin yerine, cepteki playlistler var. Şimdi düşünüyorum da, bugün bir çocuğun listesine girebilsem amma mutlu olurum.
O odaya, o avuca, o yorganın altına. Gecenin karanlığında tavana... Sevgiliye verilen en güzel hediyeye...
Evet kitapta doğru söylüyor. Karışık kasetsiz aşk, aşk değildir. Her gerçek aşkın karışık bir şarkı listesi vardır. Sadece sevgili için dizilmiş şarkılar. Ona olan aşkı unutmaması için. Verdiği mutluluğun tarifi için...
Kırıldığında yüreğinden çıkan o sesi duysun diye. Ah sevgili! İnsan oldukça olacak, aklı başından alan eşsiz varlık.
Başkalarının karışık kasetlerini merak ediyorum şimdi. A1’e ne koydular. Neyle ağlayıp, neyle cesareti toplayıp, neyle değiştiler? Kasetlerine ne isimler koydular. Hiçbir şey bir ana bir şarkı kadar götüremez insanı. Ne koku ne de tat. Şimdi koysalar Depeche Mode’dan ‘One Caress’i, 18 yaşımda Kilyos’a giden bir arabadan kolumu çıkarırım.
Güzel şiirler yazabilen insanlarla dolu bir arabada, gözümü kapatır, rüzgarda dans ettiririm elimi. Açalım sesi biraz derim.
Benim canım karışık kasetlerim.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları