Hayatın en başında düşerseniz, o yara kapanmaz

Beni hep günlük güneşlik sananlar var. Ben hep günlük güneşlik değilim.

Haberin Devamı

İnsanın koca koca kahkahalar atabilmesi (ki bu histeri göstergesi de olabilir) ve çoğu zaman iyimserliği becerebilmesi, onu hep günlük güneşlik yapmaz.

Bunu anlamak için ayın karanlık yüzüne denk gelen şarkılarıma bakabilirsiniz.

“Kırık” gibi, “Havuz Problemi” gibi, “Masal” gibi...

Karanlığımdan gelen sesleri kısmayacak kadar çok seviyorum.

Bir şarkı dışarı çıkabilmiş bir duygu değilse nedir ki!

Cuma çıkan “Boy” şarkısı da öyle bir ses. Hayat bazen koparıp alır ve siz de olanlara inanamazsınız.

Şarkılar yazmasaydım ve kelimelerle aram iyi olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.

Balon balığı gibi şişerdim. Neyse ki her şeyi anlatmamın şarkıdan bir yolu var.

Şubatın sonunda Rusya, Ukrayna’ya savaş açınca, benim de ailemden orada kalanlar oldu.

Kharkiv’den kaçabilmeleri için geçen gün ve gecelerde, uyumadan dua ettik.

Haberin Devamı

Neyse ki Peri’nin anneannesi, dedesi, dayısı ve kuzeni kaçıp  Almanya’ya varabildi.

Fakat diğer kuzeni hâlâ orada, 12 yaşındaki Vladka.

Ben onun da ve oradaki bütün çocukların da sağ salim, başına bir şey gelmeden oradan kaçabilmesini diliyorum.

Şu an dünyanın her yerinde, savaşın pençesinde mahvolan ve olanlara inanamayan küçük gözler var.

Keşke onlar insanlığın bu en karanlık yanını görmeseydi. Hayatın en başında hem de...

Hayatın en başında düşerseniz, o yara kapanmaz. Hep kanar.

Bu savaşın kanı da hep akacak ne yazık ki...

Ukraynalı kiminle konuşsam aynı şeyi söylüyor: “Hayatımız geçen ay sonsuza dek değişti. Savaştan önce ve savaştan sonra her şey artık.”

İşte bu yüzden “Boy”un klibinde, Vladka’yı da trene koyup, oralardan kaçırdım.

Dünya, anlamadıkları sebeplerle annelerinden, babalarından ve evlerinden olan çocuklarla dolu.

Ben Vladka’yı tanıyorum diye bir anda her şeyin ne kadar yakınımızda olduğunu bir kez daha anladım.

Savaşın uzağı, yakını yok. Çığlığı aynı savaşın. Tıpkı deprem gibi, yangın gibi. Aynı felaket, aynı korku, aynı kaçış.

Çok basit bir şeydi insandan beklenen.

Herkesin önce insan olduğu gerçeği.

Cinsiyetinden, milletinden, dilinden, dininden, kültüründen, geleneğinden, kıyafetinden, tercihlerinden soyununca herkes çırılçıplak insan.

Herkeste bir yürek.

Haberin Devamı

Herkes bir anneden doğdu. Ve üzülünce herkes ağlar.

Şu basit gerçeği yok sayıp kabuklara, kimliklere baktıkça, insanlıktan çıkıp zalimleşiyoruz.

Aynıyız aynı. Farkı yok birbirine ateş eden iki babanın birbirinden.

Bugünlerde bu savaşa bu kadar yakın olunca, videosunda da savaşa gittik “Boy”un.

Yaşam Tüzün Özer ve Talip Özer bir sanat eseri kadar güzel kolaj-video yaptı. YouTube’dan izleyebilirsiniz.

Emeği geçen herkese teşekkür ederim.

“Boy”un sözleri:

Olanlara inanamazsın boy!

Canım çok yandı, az ağladım

Hani bazen bir şey yapamazsın boy

İşte ben de öyle kalakaldım

***

Hayat bazen koparıp alıyor boy

Git yerine ne koyarsan koy

O boşluk var ya o boşluk dolmuyor boy

Haberin Devamı

Sana ne verirse onla doy

***

Öylesine zifiri karanlık boy

Yine korkmadan adım attım

Kimse yoktu hele sen hiç yoktun boy

Ne gün sana anlatacaktım

*** 

Kırık bir kalp hiç yapışmıyor boy

Yaşamaya alışılmıyor

O boşluk var ya o boşluk dolmuyor boy

Sana ne verirse onla doy

*** 

Çıkıyorken iniyorsun bi daha

Deniz sakinken birden dalga

Bakıyorsun uzakta bir ada

Çıkıyorsun, Robinson’la Cuma

 

Yazarın Tüm Yazıları