Paylaş
Bir arkadaşım, “Dünyadaki en kötü yazılım, Türk erkeğinin yazılımı” demişti.
Annelerinin kral, babalarının paspas yaptığı çocukluklar bunlar.
Kadınlarla konuşmayı, anlaşmayı, anlatmayı bilmiyorlar.
Bir kadın tarafından terk edilmeyi, vazgeçilen olmayı, istenmeyen olmayı bilmiyorlar.
Bir kadının korkularını, damgalarını, endişelerini hiç hissetmiyorlar.
Annelik hakkında fikirleri bile yok.
Tek anne biliyorlar, o da kendilerini tahta çıkaran anneleri.
Elini kaldıran korkusundan kaldırıyor. İlk başta bunu kabul edelim.
Acz içinde el kaldıran.
Bir anne babanın ilk fark ettiği, çocuğunun duygusunu çıkarma yolu bulamadığında saldırganlaştığı.
Konuşturursan, konuşmak serbestse, negatif duyguların hepsi de kabulümüzse, hiçbir şey ayıp değilse, insan derdini anlatır. Duygusunu yaşar.
Gider bir yere anıra anıra ağlarsın. Karşındakine vurmazsın. Onu öldürmezsin.
Onu kendi çocuğunun önünde öldürmezsin. Bu kadar canileşmeden, uğrayacağın bir sürü durak vardır.
Erkeklere, özellikle korkuları ve duyguları bu kadar yanardağ haline gelene dek yer altına bastırılmışlara diyecek sözüm yok benim.
Kadınlara birkaç sözüm var: Size el kaldıran hiçbir erkekle aynı çatı altında yaşamayın.
Size şiddet gösteren kimseyi affetmeyin.
Size sözlü ya da fiziki şiddet gösteren erkeğin değişmeyeceğini bilin. Değişeceği günü beklemeyin.
Çocuklarınızı böyle biriyle aynı çatı altında büyütmeyin.
Çocuklarınıza, evde sözlü ya da fiziki şiddet gösterilmesine göz yummayın.
O insanı şiddetiyle baş başa bırakın.
Kendinize ve çocuğuna hak ettiğiniz güzel hayatı kurmanın yollarına bakın. Yardım arayın.
Konuya komşuya durumu anlatın. İş arayın. Ve o insandan uzaklaşın.
Sizin evet dediğiniz bunlar değildi.
Sevmeye, çoğalmaya, şefkate, huzura evet demiştiniz.
Vakit geldiğinde hayır demeyi bilin.
Emine Bulut ve 10 yaşındaki yavrusunun hikayesini unutmayın.
Gökteki bulutlar kadar Emine Bulut var bu ülkede.
Siz de onlardan biri olmayın.
Emine de boşu boşuna buradan gitmiş olmasın.
Paylaş