Paylaş
Bilgisayarın mükemmel çaldığı enstrümanları, insanlaştır tuşuna basarsan bozuyorsun biraz. Demek insan mükemmel değil. Demek bilgisayarlar bile bunu biliyor artık.
E, o zaman biz insanların biraz rahatlayıp mükemmel olma derdinden kurtulmamızın ve insanlaşmamızın zamanı gelmiş. Oh be!
Özellikle anne olduktan sonra mükemmelleşme isteğim saçma geldi. Her anlamda ve her alanda mükemmel olmayı sıkıcı bile buldum. (Yani sosyal medyada insan her şeyi mükemmel gösterebilir tabii ama, telefonu sehpaya bırakınca yaşadığımız şeyden bahsediyorum.) Robotik buldum. Bilgisayar çıktısı gibi buldum. Halbuki biz insan çıktısıyız. Ve insanlar insanca hataları olduğu için güzel.
Humanize tuşuna basınca soruyor: Birazdan rastgele hatalar yapacağım, bu hataların oranı ne olsun? Sen boşluğa bir sayı yazıyorsun. “Bu klarneti, yüzde 40 hatalı çal. Bu udu yüzde 10 hatalı çal” diyorsun.
Tıpkı, sevgililiği yüzde 43, ev kadınlığını yüzde 20, anneliği yüzde 30, kariyeri yüzde 10, arkadaşlığı yüzde 54, spor ve diyeti yüzde bilmem ne hatalı çaldığın gibi hayatta! Merak etme, insanca, hepsi insanca. Ben değil, bilgisayarlar söylüyor bunu.
Ne güzel, bilim bile ispatlamış kusurlu olduğumuzu. Hatalarımızla insan olduğumuzu.
Halbuki ‘self help’ kitapları deliler gibi satarken, insanlık “Neden mutlu değilim? Neden ertelemeciyim? Neden kararsızım?” sorularıyla debelenirken, belki de şöyle bir arkana yaslanıp, bir kedinin başını sever gibi sevmek lazım kendini.
Hatta başını değil, kediyi sırt üstü şöminenin önüne yatırıp sevgiden yoğurur gibi sevmek lazım kendini. “Gel sen buraya bakayım kusur kumkuması” deyip, ayaklarından çekip kucağına almak lazım kendini. Yeni felsefe bence ‘humanize’ olmak.
Bir arkadaşım, “Herkes evinin duvarına kocaman ‘Kendimi suçlu hissetmiyorum’ yazmalı ve her sabah ona bakmalı” demişti.
Yazmadım ama ne zaman biri beni suçlayacak olsa, bir mantra gibi, bir dua gibi içimden sessizce ‘kendimi suçlu hissetmiyorum’ diyorum. Çünkü suçluluk berbat bir his ve insanlar birbirlerini en çok bu duyguyla kumanda ediyorlar. Cümlelerinizi suçlama sosuna batırın, hemen herkes dediğinizi yapar. Hemen kötü hisseder. Suçlu hisseder.
Adı logic (mantık) olan bir bilgisayar programında bile adımız hataların oranını belirlemek için kullanılıyorsa, insanlık kurtulmuş demektir. Oh demesi gerekir. Oh be, çeşitli alanlarda çeşitli oranlarda kusurluyum. Ve kusur, güzel müziğin olmazsa olmazıdır.
Bu yüzden en nihayetinde udu, klarneti, gitarı ‘humanize’ etmez; Erdinç’i, Nurkan’ı, Göksun’u çağırır, canlı çaldırtırız. Kendi biricik hatalarımızın imzasıyla yürürüz.
Paylaş