Paylaş
Henüz kendilerini uzun uzadıya incelemiş, “Güneşte oturmayı sevmem” ya da “Çayı limonlu içerim” gibi cümlelere varmış değiller. “Siyah giyerim” ya da “Turuncu giymem” gibi katılaşmış kütlelere henüz rastlanmıyor. Kendileri de, tıpkı her gün bir sürü şey öğrendikleri dünya kadar yabancı, taze.
Aynadaki akisleri hâlâ uzakta gördükleri bir dağ kadar uzak ve heyecan dolu. O burnun iki sene sonra öyle olmayacağını sanki içten içe bilir gibiler.
Değişimin kaçılmaz olduğunu...
Bu yüzden “Yemekten hemen sonra yüzmem” kadar onlara saçma gelen bir şey yok. Böyle bir cümleye rastladıklarında, büyük bir şaşkınlıkla “Nereden çıktı bu?” gibilerden bakıyorlar.
Sanki bizim “Salı akşamüstüleri gökten düşen jöleli gömleklere basmam” filan gibi tuhaf bir cümle duymamız gibi geliyor onlara.
Anlam veremiyorlar. Kendimizle ve her şeyle ilgili büyük bilgi kirliliği yaşadığımızı bilmiyorlar.
O cümlelere vardığımız dönemeçlerden geçmemişler. Onlar önlerinde uzanan kırların rüzgarıyla şaşkınlar.
6 aylıksanız, dünyadaki tüm renkler ve sesler olağanüstü! Elle tutulabilen her şey yenebilir. Bir şeyi tutmayı bırakırsan, bir süre sonra bir ses duyulur.
Ağlamaksa hiç ayıp değil. Çok uykun geldiği için ağlamak garip değil. Sevdiklerinin olduğu her yer cennet. Yere bırakıldığın her yer ev. Bir elma istenirse saatlerce yenebilir. Önemli olan ağız. Her şey ağızdan gelir, her şey ağızdan gider. Buna itirazı olan var mı?
Eğer 4 yaşındaysanız, hikayeler kadar güzel bir şey yok. Oyun kadar güzel bir şey yok. En önemlisi, dışarıdaki tüm çocuklarla arkadaşlığa açıksın. Yanına yürüyerek gidebileceğin herkes akşam evine gelebilir. Seninle yan yana uyuyabilir ve evinde olanları seninle yiyebilir. Bunda hiçbir sakınca yok. Hatta bu tercih sebebi.
Seni sevmem için bizim mahallede oturman, bana benzer giyinmen hatta benimle aynı dili konuşmana bile gerek yok.
Beraber kaydıraktan kaymak ve dondurma yemek için bunlara gerek yok. Çocuk olman yeterli.
4 yaşındaysan ya da 6 aylıksan fark etmez, kafanı kaldırdığında gördüğün birtakım dev adam ve kadınlar hakkında ileri geri konuşma hakkına sahip. Herkes kadın mı yoksa erkek mi olduğunu sorgulayabilir.
Boyunun ileride uzun olup olmayacağı da bir konu. Geleceğine dair herkes konuşabilir.
Mesela sokaktan geçen, annenin bile tanımadığı biri, saçlarını okşayabilir, ayağının altını tutup öpebilir ve gelecekte atlet olacağını söyleyebilir.
Arabalar hiç de insanlara çarpan şeyler gibi durmasalar da, sana sıkı sıkı tembih edilir, önce sağa, sonra sola, sonra tekrar sola bak.
Belki de asıl durup bakması gereken bizizdir. Belki de bize her gün tembih edilmeli: Önce 6 aylık bebeğe, sonra 4 yaşındaki çocuğa, sonra kendine bak.
Paylaş