Paylaş
Kriz anında nasıl hayatımıza olduğu gibi devam edemiyorsak, şimdi de edemeyiz. Alarma geçmeliyiz. Yeniden güzel dünyamızda huzurla nefes alabilmek için, hepimizin hayatında değişiklikler yapması gerekiyor.
Bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçerek, yeni alışkanlıklar edinerek, bu konuyu her gün gündemimizde tutarak, çocuklarımıza öğreterek ve asıl yuvamızın dünya olduğunu unutmayarak yeni bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor.
Kıvılcım Kocabıyık’la, isim annesi de olduğum Yuvam Dünya Derneği’ni kurarken, en başta çocuklar için bir şey yapabilecek olmanın heyecanını taşıdık.
Ve mecburiyetini. Ve acilliğini.
Bütününü hiçbir zaman, ufkuna baktığımız zaman bile, hissedemediğimiz kocaman güzel mavi yuvamız dünya, bizi silkeleyip üzerinden atmak istiyor artık. Daha önce de bir kaç kez olduğu gibi, üzerinde yaşayan canlılar yok olabilir.
Bize nefes olan atmosferine virüsler koyarak, havanın ısınmasına ve artık bu sabah Bodrum’da sabah 7’de 39 derece olmasına kayıtsız kalarak yaşamaya devam edersek, yanar bu dünya.
Yanıyor da! Sadece biz değil, açın NASA’dan bakın, dünyanın her yeri yanıyor.
Neden diye sormadan, sebebini bilim insanlarına sormadan ve ne yapabileceğimizi öğrenmeden yaşamaya devam edemeyiz.
Yoksa çocuklarımız, hava felaketlerinden dışarı çıkamadıkları, çıkınca da maskelerle gezindikleri, bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz o bitik gezegende yaşayacaklar.
Akan dereler, ormanlarında yaşayan bin bir güzel hayvan, dallardan kopan meyveler, onlara masal olarak anlatılacak.
Resimlerden bakacaklar o eski dünyaya.
Ve belki inanamayacaklar bir zamanlar evimizden çıkıp, asıl yuvamız olan dünyaya çıktığımızda, bize en iyi gelen şeyin doğa olduğuna. Bir ağacın binbir canlıya yuva olduğunu, bizlerden bilge olduğunu, çürüyünce yeni ağaca gübre olduğunu ve yerinde yeni ağacı büyütenin de tohumu olduğunu bilemeyecekler.
Yuvam Dünya’nın paylaştığı bu bilgiler, gelecekte ormanların yanmaması için çok mühim.
Gelin bilime, bilirkişilere kulak verelim. Dünyayı, bilime dayalı bilinçle harekete geçmek kurtaracak.
Sıcak dalgası devam edecek Ne tedbir alabiliriz?
“Yangın çıkması için sıcak ve kuru havada yapılacak küçük hatalar yeterlidir. Yangın riski artarak devam ediyor. Çam ormanlarında yanan kozalaklar yüzlerce metre uzağa sıçrayarak yangını yayabilirler. Cam şişeler ve cam kırıkları öğle saatlerinde yangın çıkmasına sebep olabilir. Yangınlara hızla müdahale etmek zorundayız. Orman sadece ağaç değildir, orada yaşayan ve yavaş hareket eden tüm canlılar için bir yuvadır. Yangında bunların tümünü kaybederiz” diyor Prof. Dr. Levent Kurnaz, Boğaziçi Üniversitesi İklim Merkezi & Yuvam Dünya Bilim Kurulu Başkanı
İklim krizi ve yangınlar arasında nasıl bir ilişki var?
Bir bütün olarak iklim krizi, sıcaklıkların aşırı artması ve kuraklıklar bu felaketlerin şiddetini, sıklığını ve yarattığı yıkımı artırıyor. Türkiye’deki yangınlar, kuraklık ve aşırı sıcağın birleşmesiyle ortaya çıkıyor. İklim değişikliği ile mücadele etmeden Türkiye’de kuraklık olmasını engelleyemezsiniz. Bugün dünyada iklim değişikliğiyle mücadelenin ileri bir aşamasına geldik sayılabilir. Çünkü fosil yakıtları tamamen bırakmak için her türlü teknoloji, para elimizde var. Bu, atmosferle pazarlık etmek gibi bir şeydir. Doğayla pazarlık edemezsiniz” diyor Ümit Şahin, Kıdemli Uzman, Sabancı Üniversitesi İklim Koordinatörü
Yangınlar neden Ege-
Akdeniz bölgesinde arttı?
“Bu hafta itibarıyla Akdeniz’de görülen sıcak dalgaları, Türkiye gibi birçok başka bölge ülkesinde de yangınlara yol açtı.
Avustralya ya da Kuzey Amerika’da olduğu gibi Akdeniz Havzası’nda da iklim değişikliğinin yangınları artırıcı etkisini bizzat yaşamaya başladığımızı söylemek mümkün. Daha çok yangının çıkmasının bir olası sebebi de son yıllarda orman içlerinde insan faaliyeti için verilen izinlerin geçmişe göre çok artması olası” diyor Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, Biyolog
Dünyayı çocuklarımıza bulduğumuzdan daha iyi bırakmak için, hem bizler teker teker, hem şirketler, hem ülkeler bu durumu ciddiye almak zorunda.
“Ne yapabiliriz”i merak ediyorsanız, yuvam dünya web sitesinden başlayabilirsiniz.
Paylaş