Çılgınlıklar içindeyiz!

İşe gidiyorsunuz, okula gidiyorsunuz, ona şöyle buna böyle diyorsunuz, laf yetiştiriyorsunuz, kafanızda korkular biriktiriyorsunuz, sevip aşık olup çocuk yapıp yaşlanıyorsunuz, peki karanlık bir boşluğun tam ortasında, sanki üzerine masa lambası tutulmuşçasına yarısı hep aydınlanarak dönen mavi bir topun üzerinde yaşadığımızın farkında mısınız?

Haberin Devamı

Bu top, saatte binaltıyüzyetmiş kilometre hızla kendi etrafında dönüyor. Hem kendi etrafında dönüyor hem de masa lambasına benzettiğim sarı bir ateş topunun etrafında dönüyor. Ateş topunun etrafında dönme hızı saniyede otuz kilometre. Öyle deli işi bir hareket içinde.
Dahası var: Bu topun etrafında pinpon topu gibi dönen başka bir top daha var. O da ortadaki ateş topundan aydınlık aldığından, geceleri parlıyor. Bu küçük beyaz top da hem kendisi hem de mavi top etrafında dönüyor. Buraya kadar dikkatinizi çekmiştir, her şey büyük hızlarla dönüp duruyor. Phew! Bunu bazen unuttuğumuza inanamıyorum.
Yani şunu anlamıyorum, illa astronot mu olmak lazım, belgeseller mi izlemek lazım, dünyaya güneşe aya bu gözle bakabilmek için. Bu unutkanlığımız, belki de bizden çok daha küçük şeylerle oyalanabilmek için kimbilir. Belki de. Kimbilir. Binaltıyüzyetmiş kilometre hızla!
Bu anlattığım çok ama çok azı bile değil olup bitenin. Olup bitenin zerresini anlatmaya yetmez dediklerim. Samanyolu diye bir galaksinin içinde dönüyor bu toplar, bunun gibi daha bir sürü ateş topları, yanan sönen göz kırpmaları, taşlar kayalar düşünün. O kadar çoğunu düşünemezsiniz yani. Uzaktan bu samanyoluna bakınca, sanki kızarmış yumurtaya benziyor.
Ortasına ateş topunu almış, deli divane keşişler gibi dönen bu toplardan tam sekiz tane daha var. Ben çocukken dokuzdu da, birine ne oldu bilmiyorum. Ne biliyorum ki zaten.
Ayrıca, şu üzerinde yaşadığımız mavi topun neredeyse tamamının su olduğunu da sık sık unutuyorsunuz! Su diyorum su, balık da olabilirdiniz, o zaman gezip görecek daha çok yeriniz olurdu! Bir su topu turnuvasında olduğumuzu unutuyor gibisiniz, başınız önde işten eve dönerken, ağzınızda söyleyemediğiniz laflar gevelerken. Boşversenize! Çılgınlıklar içindeyiz! Ama romantik mistik hikayeler de var etraftaki bilinmezlikte. Mesela, bu toplardan jüpiterin etrafında dönen bir top var, onun da adı, europa. Derler ki, o buzlu yüzeyinin altında okyanus saklarmış.
Çok şaşırmayın, burada sağa sola bağırıp duruyorsunuz ya, şu mavi toptan biraz uzaklaşsanız sesiniz duyulmaz. Çünkü geceleri üzerimize örtü gibi örtülen o karanlık boşlukta çığlıklar duyulmaz olur. Fısıltı bile duyulmaz olur. Sesi taşımıyor çünkü. Işığı taşıyor sadece. Aksi takdirde şu an nasıl güneşlenirdik, otuzbin yıl önceki bir güneş patlamasının ışığıyla di mi?
Bu bilgi kırıntısıyla, başımız nasıl dönmüyor da olduğumuz yerde bayılıp kalmıyoruz anlamıyorum doğrusu.

Yazarın Tüm Yazıları