Bir başkadır benim memleketim

Demek geldi içimden bütün hafta. Sanki, çocukluğumdan beri dinlenmemişim gibi geliyor bazen burda.

Politika okudun, seni bu kadar dinleyen insan var, neden bir şey demiyorsun diye soruyorlar. İçimden gelmiyor diyemiyorum bir türlü. Ama inanın zerre kadar ilgilenmek istemiyorum çetelerle, tutuklamalarla, kapatmalarla ve korkularla. Eğer, hepimizin iyiliği için bir şey yapabileceksem bunun çocuklarla, kadınlarla, denizlerle, ağaçlarla ya da hayvanlarla ilgili olmasını isterim. Bu koca başlıklar ve bitip tükenmeyen mürekkeplerinden yoruldum.

Ben Boğaziçi’nde okurken de, sınavlarda ekonomi ile ilgili bir soruya romantik cevaplar verirdim. Yazarken düşünürdüm. Başka türlüsü değildim ve olmadım. Hálá böyleyim. Siyasi isimleri, tarihleri ve olayları kaydetmiyorum. Virginia Woolf’un dediği gibi, kadınım ve savaşla ilgilenmiyorum. Ben koparmak değil, dikmek taraftarıyım. Her şeyi her şeye ve herhangi bir yerinden.

Ha, diyeceksiniz ki, sen de burda yaşıyorsun ve ortak bir yaşamın kuralları ve oyuncuları hakkında bilgi sahibi olman gerekmez mi? Gerekmez. Ta ki, herhangi bir konudaki özgürlüğüm kısıtlanana kadar. İşte o zaman, tek yapabildiğim şeyi yapar, herkese gününü gösteririm. Oturur, bir şarkı yazar ve avazım çıktığı kadar bağırarak söylerim. Yazarım da, konuşurum da. Koşarım da.

Bugünlerdeki kovalamacayı takip etmek istemiyorum. Fakat, korkuluklarla dolu bir yerde yaşamak da istemiyorum. Herkesin kendini ve birbirini sağla solla, sınırlarla ve inançlarla tanımlayıverdiği bir yerde...kendisini içine koyup, sımsıkı kapattığı şeyin, dışında kalan herkesi tukaka ettiği bir yerde...içeride havasızlıktan boğulurken, öfkesinden yanındakinin bile boğazına sarılır hale geldiği bir yerde...

Ya başıma bir şey gelirse? Tutuklanırsam, sorgulanırsam, men edilirsem, sürülürsem, kapatılırsam, yasaklanırsam, toplatılırsam, uyarılırsam, uyandırılırsam bir şeylere??? Şu anda albümümdeki bir şarkıda, iki kelime edip etmemekle ilgili hop oturup, hop kalkıyorum. Politik bir şey değil. Yerlerine başka kelimeler bakmaya başladım. Korktum çünkü. Kendime kızıyorum. Sürekli bir şeylerin yerine, başka şeyler koymaya çalışarak mı geçicek ömrümüz? Otosansürden mi geçicek evvela şarkılar?

Youtube’a hep, başka sitelerden mi bağlanıcaz?

İşte ben de şu an, yıkıcı bir tavırla yapıcı olmaya çabalıyorum. Ülkeme benziyorum. Bir türlü gözümü kapatıp, kendimi sırtüstü kollarına bırakamadığım ülkeme benziyorum gitgide.
Yazarın Tüm Yazıları