Paylaş
Bu sefer biraz da konuşacağım.
Anlatmak istiyorum size.
Evet, 3 Ağustos Harbiye Açıkhava’da buluştuğumuzda, size daha önce anlatmadıklarımı anlatacağım.
Burada yazıyorum, yazmayı çok seviyorum.
Sizin de okumayı sevdiğinizi biliyorum.
Biliyorum çünkü bu köşede yazmaya başlayalı tam 11 yıl olmuş.
Her Pazartesi, bu ‘kelebek’ köşesinde buluşmuşuz.
Magazin haberleri içinde, baş başa kalıp, kahveler içmişiz.
Pek dedikodu yapmamışız. Hatta hiç yapmamışız.
Biz zamanımızı birbirimizi anlamaya, hayatı anlamaya ayırmışız.
Güzel bir şey keşfettiğimde, yavru bir kediyi eve getirir gibi, getirmişim buraya.
Kelebek yazılarından oluşan ikinci kitabı hazırlıyoruz oradan biliyorum.
Sahnedeki beni ise, şarkı söyleyip dans etmeye ayırmışım.
Biraz utangaç kalmış. Biraz içine atmış.
Sizi, önünüzde ruhen soyunmak için biraz kalabalık bulmuş.
Halbuki anlatacak şeylerim var.
Hikayelerim, keşiflerim, korkularım var.
Bir tavşan gibi korkup kaçtığım ve sonra da kükreyip korkudan ödünü koparttığım kurtlar var.
O masallarımı anlatacağım size.
Burada bunları yazan beni, tutup sahneye koyacağım.
Biraz da konuş çok yazdım diyeceğim. Dili tutulmazsa, anlatacak. Şarkılar da söyleyecek. Delirmiş gibi dans da edecek. Rüküş de giyinecek. Hepsi olacak.
Ne zaman açık havada konser olsa, insan abartmak istiyor.
Deli gibi dekorlar, çılgın kostümler, dansçılar, seyircilerin üzerinden uçarak sahneye konmalar istiyor.
İnsanın her zaman bu kadar büyük konseri olmaz.
Layıkiyle sahne almalı.
Konser bitince çıkana iyi ki gelmişim dedirtmeli.
Bu konseri unutmayacağım dedirtmeli. Dedirteceğiz de. Delirteceğiz de inşallah.
Fakat asıl terapi vadediyoruz bu sefer.
Hepimizin ihtiyacı var. Bu yaz hepimize bir tuhaf.
Bu yaz, sisli bir yaz, acılı bir yaz.
Onu, iki saatliğine de olsa sihirli bir yaza çevirmeye çalışacağım. İflah olmaz bir iyimserim zira.
Oturdum düşündüm. Size şarkılardan daha fazla ne verebilirim...
Kendimce bir şeyler buldum. Onları o gün size vereceğim.
3 Ağustos gecesi bir anahtar teslimi yapacağım.
Müzik susmayacak ama ben size şeytanlarla, kurtlarla nasıl baş ettiğimi anlatacağım.
Yeri gelecek 24 kız aynı anda bağıracağız. Kızlaaaar! diye bağıracağız. Hadi diye. Pes etmek yok diye. Böyle yazlara rağmen, umut etmekten vaz geçmeyeceğiz. Kilitlere anahtarlar deneyip duracağız.
Paylaş