Paylaş
Kainattaki en güzel duyguların gerdanına asılı bu kolye sayesinde, bir şeyin içinde eriyip gitme haline vasıl oldum. Normalleştim.
Hani çocukken, bir akranın sırf o sırada senin kapının önünde ya da seninle aynı yazlık sitede diye arkadaş olursun ya, onun gibi bir şey oldu.
Sokaktaki her anneyle oturup, saatlerce konuşabilirim.
Hepsi arkadaşım artık benim.
Can yoldaşım. Kız kardeşim.
Canım uzak arkadaşım Ceren, dünyanın bir ucunda, taa Avustralya’da anne olduğunda demişti ki: “Burada devlet aynı anda hamile olan ve aynı mahallede yaşayan anneleri, daha hamileyken tanıştırıyor.
Evimize bir davetiye geliyor. Hamilelik boyunca birkaç kez buluşuyoruz. E-mail grubumuz oluyor.
Doğurduğumuzda, birbirimize destek oluyoruz.
Tabii ki hepsiyle arkadaş olmuyoruz ama birkaçıyla hiç kopmadım ben.
İkisi oğlumun en yakın arkadaşı oldu hatta.”
Bu anlattıklarından çok etkilendim. Bence mükemmel bir fikirdi bu.
Keşke burada da olsa. Madem yok, ben kendim yapayım dedim.
Hayatımda belki de yaptığım en doğru şeylerden biri, henüz hamileyken bir anneler grubu kurmak oldu.
Hepimizin çocukları aşağı yukarı aynı yaşlarda, kimilerimiz ikinci çocuklarını doğurdu, kimilerimiz yine hamile.
Bu altı anneden oluşan takımımıza, o zamanki şişko hallerimize moral olsun diyerekten ‘hotmamas’ adını koyduk.
(Yani Türkçesi fıstık anneler gibi bir şey)
Aziz Arif ateşlendiğinde doktordan bile önce hotmamas. Sütüm yetmediğinde hotmamas. Uykusuzluktan öldüğümde hotmamas.
Yahu Nil diye biri vardı, nerede o dediğimde hotmamas. Hepimiz birbirimizin kolu, bacağı, eli ayağı, omuzu olduk.
Arada ‘hotmamas night out’lar yapıyoruz. Bu akşam yemeklerinde tek kural var, dekolte, makyaj, topuk!
Eğleniyoruz işte kendi çapımızda.
Bu ay, 10 çocuklu ilk tatilimiz bizi bekliyor.
Demem o ki, anneye en iyi dost, çoğu zaman öbür anne.
Daha tecrübelisi, daha rahatı, daha araştırmışı, daha çok çocuklu olanı. Çeşit çeşit anne.
Hepsi birbirinden iyi.
Anne adaylarına en büyük tavsiyem, daha hamileyken gruplaşın.
Çocuklarınız da birbirlerinin doğumunu bile bilsin.
Böyle güzel lüks yok, şans yok.
YouTube kanalımda, tüm annelere, Anneler Günü vesilesiyle bir hediyem var. “Meğer ben Aziz Arif’mişim’ yazımı, müzikli okudum.
Oğlumla bir video çektim koydum. Fikri babası buldu. Aziz Arif önünde otursun, sen anlat dedi.
Nihat Odabaşı sıcacık yüreğiyle bakıp çekti. Ezgi çellosuyla, Danny gitarıyla eşlik etti.
Güzel bir anı hediye ettiler bana.
Emeği geçen herkese yüzlerce teşekkür.
Hediyemi mümkünse yalnız ya da annenizle beraber izlemenizi dilerim. Canım anneler.
Hepinizin ellerinden öperim. Anne olma hasreti duyan herkese de, Allah’tan bir evlat nasip etmesini dilerim.
Paylaş