096.2

Arabamın penceresinden, dışarı bakıyorum.


Hep yaptığım gibi. Barbaros’ta bir aşağı, bir yukarı.

Hep gittiğim gibi.

Radyo çalıyor. Radyo dinlemek iyidir. İnsana, daha önce duymadıklarını dinleme fırsatı verir.

Müzik avcıları, müzikle doyanlar, umutsuzca, kendilerini seruma bağlar gibi, bir frekansa bağlar.

O şarkının gelip de, onları bulacağına ve ruhlarını özgür bırakacağına inanırlar.

Halbuki o şarkı, o sizi serbest bırakacak olan, Beyrut’ta bir mutfağın tüllerinden dar bir sokağa dökülüyor olabilir ve siz onunla hiç karşılaşmayabilirsiniz.

Avcı olmanız gerekir. Keskin bir kulağa ve doğru bir adrese ihtiyacınız var. Bu devirde, milyonlarca şarkının birbirine karışmadan havada gezinebildiği bir gezegende, ben de kulağımı dört açmış, kulaklarımı havalara dikmiş, bekliyordum.

Belki bir şey yakalarım, o şarkıyı tekrarlar, dudaklarından öper ve serbest kalırım yine...diye...derken.

Gelmeye başladılar. Birer birer, onar onar... Nasıl havalandığımı, güçlendiğimi, beslendiğimi siz düşünün. Bir hazine bulmuş gibi, hepsinin ismini okuyorum arabamın dijital ekranından.

Ve gidip buluyorum onları. Aşık oluyorum duyar duymaz. Ne tuhaf isimleri var. Ne utanmaz melodileri ve ne büyük lafları. Radyo Eksen’de yaşıyor bu şarkılar. Başımı koyup, uyumak istiyorum bu frekansın üzerine.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, saat sürekli bir şeyi bir şey geçiyor. Bireyi birey geçiyor. Farkında mısınız? Ye ti şe mi yo ruz, yetişmekmümkündeğil.

Radyo Eksen’le ilgili beni sevindiren şey, bir şeyleri yakalayan süper bir ağ kurmuş olması.

Çalışan, çalan, ulaştıran herkesin ellerine sağlık. Yapmamız gereken tek şey, radyoyu ayarlamak.

Balıklar gibi, üzerimize doğru akmaya başlıyorlar. Sabah, uyanır uyanmaz açıyorum.

Gece yatmadan önce kapıyorum. Kaçırdıklarıma yanıyorum.

Yakaladıklarıma tapıyorum.

Ve öyle güzel bir dönemde yağıyor ki üzerime. Albümümü yapıyorum...

Barbaros’ta bir aşağı bir yukarı. Bir kendimi dinliyorum, bir onları.

Aynı şeylerden bahsediyoruz. Aynı şeylerin peşindeyiz. Beni de aralarına alsınlar.

Ne güzel bir nefes, isteyenler buyursunlar içlerine çeksinler.
Yazarın Tüm Yazıları