Uydurma rivayetlerdeki kadın ve önder kadınlar (3)

UYDURMA rivayetlerde kadın konusuna ayırdığımız iki yazıdan sonra o denli müspet dönüşümler aldım ki konuyu bütünleyecek bugünkü yazımı da kaleme almak ihtiyacı hissettim.

Hiç şüphe yok ki yıllarca Müslümanları menfi açıdan etkilemiş olan uydurma rivayetlerden birisi de şudur: "Kadınlarınıza Yusuf süresini öğretmeyin. Onlara bunu okumayın. Zira bunda onlar için fitne vardır. Onlara Nur süresini öğretin..."

Şii hadisçi Kuleyni (Ö. 328) bu sözü Hz. Ali’ye dayandırır ki bu rivayetin aslı yoktur. Saygın hadis kitaplarının hiç birisinde bu rivayet yer almaz. Ne Hz. Peygamber ve ne de Hz. Ali böyle bir cümle kullanmaz.

* * *

Düşünebiliyor musunuz, Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’i indirecek ve yüce kitabın surelerinden birinin adı Yusuf suresi (12. sure) olacak ve bu sureyi kadınlara öğretmeyin denilecek. O zaman bu sure erkeklere aittir denirdi ve her şey bir çırpıda halledilirdi! Böyle bir kayıt, bu dine yapılabilecek en büyük haksızlıklardan birisidir. Olabilir mi böyle bir şey? Mümkün mü? Elbetteki hayır.

Yine bazı uydurma rivayetlerde yer alan kadınlara yazı öğretmeyin safsatası da yıllarca kafaları karıştırmıştır. Halbuki ilk dönemin büyük hadis álimlerinden Zehebi, Darekutni, İbn Adiyy ve başkaları bu rivayetlere karşı bir anlamda savaş almışlardır. (Zehebi, Telhis, 2,396; Mizan, 1.419)

Bu rivayet Hz. Peygamberin uygulamasına taban tabana zıttır. Sevgili Peygamberimiz eşi Hafsa’ya yazı öğretmesi için Şifa Hatun’a talepte bulunur ve Şifa Hatun, Hz. Hafsa’ya yazıyı öğretir. Hz. Aişe de yanında mektuplarını yazacak bir kız çocuğuna okuma yazmayı bizzat kendisi öğretir. Çok garip. Tabii ki, bir tarafta ’İlim yapmak her Müslümana (kadın ve erkek) farzdır.’ (İbn Mace, Mukaddime, 1.378) diyen bir peygamber diğer taraftan kadına yazmayı yasaklayan uydurma rivayetler. Ben bu uydurma gelenekle İslam áleminin bugünkü eksikliklerinde birebir bağlantı var demek istemiyorum ama dini anlatan ve halkla bütünleşmesi gereken ilim adamlarının doğru ve isabetli sentezlerde geciktiklerini belirtmek istiyorum.

Bizim huyumuz böyledir, ya susarız ve hataları görmezden geliriz yahut da öylesine acımasız davranırız ki sağlam ve çürük olan malzemenin tümünü çöpe atmaya yelteniriz. Ortasını, makul ve makbul olanını bulmakta zorlanırız. Maalesef bu böyle.

Bu uydurma rivayetlere neden yer verdim. Şundan dolayı: İslam alimleri tarih boyunca bu muazzam dine ve O’nun şanlı nebisine ters gelecek bütün hastalıklı anlayışları, uydurma rivayetleri tasfiye etmek için büyük gayret sarf etmişlerdir. Tabii ki zaman zaman bariyerlerle karşılaşmışlardır. Bazı kitaplarda İslam’a yöneltilen eleştirilerde kadınların aleyhine sayılabilecek uydurma rivayetleri ön plana çıkaran yorumlara şahit oluyoruz. Maalesef tenkitler yanlış ve yanlı bir zemine oturtularak rahmet dini karalanmaya çalışılmaktadır. İşte bu yazı ve benzerleri bir sağduyu çağrısıdır. Kaleme ve káğıda zulmetmekten vazgeçmeye çağrı yazısıdır.

Bütün bu menfi rivayetlere rağmen İslam tarihi, parmakla gösterilen büyük kadınlara şahit olmuştur. Onların bir kısmını bu yazımızın sonuna alalım:

Amra (Umra) (v:98), Hz. Aişe tarafından yetiştirilmiş büyük bir hadis bilginidir. Emevi Halifesi Ömer bin Abdülaziz onun hadislerini özellikle yazdırmıştır.

Nefise bintu Hasan (v:168) İmam Şafii (v:204)’ye öğretmenlik yapacak kadar muhteşem bir kadındı. İmam Şafii’nin cenaze namazını kılmıştır.

Sekine, Ümmü Ali, Ümmü’l-Hayr Rabia, Fahrun Nisa Sühde (v:574, hat ustası ve hadis alimesi)

Zeyneb bintu Selma hakkında zamanın büyüklerinden Ebu Rafi der ki: Medine’de onun gibi büyük bir fıkıhçı görmedim.

Zeyneb bintu Abdirrahman (v:615; Zemahşeri isimli Türk kökenli tefsircinin hocası) ve daha nicesi.

* * *

İmam Malik’ten hadis rivayet eden Abide, Buhari’nin hadislerini Mekke’de rivayet eden Kerime bu anlamda unutulmayacak isimlerdir.

Şair sahabe kadınları arasında; Hz. Fatma, Hz. Şeyma, Hz. Hansa, Hz. Atike, Hz. Naciye ilk akla gelen isimlerdir.

Son olarak kitaplarımızda yer alan şu tebessüm ettirici anekdotu sunalım: Büyük alim Said bin Müseyyeb kızını talebesiyle evlendirir. Ertesi gün damat kayınpederinin fıkıh ve tefsir dersine katılmak için hazırlanır. Said’in kızı şöyle der: "Evde kal, babamın sana öğreteceği dersleri ben sana öğretirim."

İşte sahih rivayetlerdeki Müslüman kadın.

SORALIM ÖĞRENELİM

Her kaza namazı için ezan okumalı mıyım? Kamet getirmek zorunda mıyım?

Alaattin CEBE/İZMİT

Birkaç kaza namazı kılacaksanız tek ezan yeterli olur. Ama her kaza namazı için ayrı ayrı kamet getirmeniz gerekir. Ancak ezan da, kamet de namazın kabulünün şartı değildir. İhmal ederseniz namazınıza zarar vermez.

Mermerden mezar yaptırmak günah mı?

Sultan ALPDAĞ/İSTANBUL

Önemli olan mezarın dışının değil içinin görkemli olmasıdır. Mezarın içi derken ibadet ve güzel amelle doldurulmuş bir ahireti kastediyorum. Sorunuza gelince: Mermerden mezar yapmanız sakıncalı değildir. Ama mütevazı, fazla israf yapılmamış ve kime ait olduğu belli olan bir yapı tercih edilendir.

Erkeğin saç uzatması sakıncalı mıdır?

Abdulaziz BEYTEKİN/BİTLİS

Sakıncalı değil. Hz. Peygamberin saçının zaman zaman kulak memesine kadar uzadığını biliyoruz. Önemli olan size, toplumun örfüne, şartlarınıza, kişiliğinize yakışan bir görüntüde olmanızdır.

Rüyamda oğlum olacağını gördüm. İsmini şu şekilde koy diye bana söyleniyor. Rüyamın gereğini yapmak zorunda mıyım?

Nalán SERT/ADANA

Öncelikle sağlıklı bir çocuğa sahip olmanızı dilerim. Erkek veya kız, önemli olan sağlıklı olması. Şayet erkek çocuğunuz olursa uygun gördüğünüz herhangi bir ismi koyabilirsiniz. Rüyanın gereğini yapmak zorunda değilsiniz. Zira rüyalar bağlayıcı değildir. Ama rüyada gördüğünüz ismi koymanıza da bir engel yoktur. Önemli olan gönlünüzü hoş ve duru tutmanızdır.
Yazarın Tüm Yazıları