Beden ve ruhla göklere yükselmek

MEKKE’deyiz. Sımsıcak kumlardan yükselen buhar uzaktan bakanlara deniz dalgalarını hatırlatıyor. Gölgede bile yakan bir sıcaklık. Her esinti cehennem lavlarını hatırlatan bir azap gibi ta saçların dibindeki deriyi kabartıyor.

Kábe’nin avlusunda yalnız başına bir zat. Düşünceli daralıyor. Anlayışsız insanlardan, sevgiye kapalı kalplerden, insan bilmez vicdanlardan, imana kapılarını sımsıkı kapatmış beyinlerden iyice bunalmış halde. Bir çıkış kapısı arıyor. Mekke’nin zalim, şımarık ve despot yöneticileri yolları kesmişler. Peygamberin baş olduğu bütün yoları kapatmışlar. Hem kendilerine hem insanlara. Ebu cehil, Ebu lehep, Şeybe gibi ’Mekke’nin patronları’ senin getirdiğin dine burada hayat hakkı yok ültimatomunu vermişler bile.

Hz. Peygamber hayattaki bütün maddi dayanaklarını birbiri ardınca kaybetmiş, korumasız ve yorgun. Müslümanlar ise ya sindirilmiş veya Mekke’den uzaklara hicret etmişler.

İşte tam bu ortamda Hz. Peygamber bir gece evindeyken -veya Kábe’deyken- Cebrail tarafından alınıp önce Kudüs’e -Mescid-i Aksa’ya- götürülecek, oradan da göğe yükseltilecektir. Gökte tabaka tabaka yükselecek, peygamberlerle görüşecek ve en sonunda Sidre denilen özel bir makama varacak. Orada yüce Allah’ın birçok ayeti-mucizesi ile karşılaşacak ve sonra sabah olmadan yeniden Mekke’ye döndürülecektir. Mekkeliler bunu duyduklarında inkar edecek, sonra tozu dumana katacaklardı. Sonra Peygamberimizin daha önce görmediği Kudüs’ü ve yolları nokta nokta tarifi üzerine perişan olacaklardır. İşte bizler bu muhteşem yolculuğa İsra-Miraç yolculuğu deriz. Bu yolculuğu hatıraların tazelendiği geceye de Miraç kandili deriz.

Kuran-ı Kerim’deki Necm ve İsra sureleri bu büyük olaydan bahsederler. Miraç hadisesi hakkında elimizde birçok sahih hadis bulunmaktadır. İsra suresinde göğe yükselen Hz.Peygamber’den (abd=kul) diye bahsedilmesi dikkat çekicidir. Kul anlam itibarıyla eti ve kemiğiyle insan demektir. Buradan Peygamberimizin vücuduyla yükseldiği anlamı çıkarılmıştır. Diğer yandan en yüceye mertebeye yükselen peygambere kul sıfatının verilmesi; insanın ne kadar yücelirse yücelsin insan olarak kalacağına Rabbin ise hep Rab olduğuna en açık delildir. Burada biri insanı Allah’la eşitleyen (insanı ilahlaştıran), diğeri ise Allah’ı insan mertebesine indiren (Tanrı’yı kullaştıran) iki dine ciddi uyarı vardır. İslam ise kulu kul olarak bırakmış, Allah’ın yüceliğini ise o yüce makamda her daim öyle kabul etmiştir.

Miraç yolculuğunun Mekke’den Kudüs’e kadar olan bölümüne İsra (gece yürüyüşü), Kudüs’ten göğe yükselişine ise Miraç deriz. Hz. Peygamber o gece Mekke-Kudüs-Sema (gök) üçgenini aşarak tüm peygamberlerin kendinde topladığını ilan etmiştir. İlahi irade peygamberine yüklediği bu misyonu yerdekilere Sevgili Peygamberimiz tüm peygamberlere imamlık yaparak son peygamber olduğunu, mahşer gününde şefaatçisi olduğunu deklare etmiştir.

Göğün tabakalarında peygamberlerle görüşmüştür, sonra da Sidretül Münteha denilen ve yaratılmışların çıkabileceği ve kaderi yazan kalemlerin sesinin duyulacağı noktaya gelmiş, orada kendisini nurların ve ilahi yansımalarının içinde bulmuştur. Bu noktada neler olduğunu söyleyebilmek çok zordur, belki imkansızdır. Peygamberimizin; ’Ben orada Cebrail’in yere kapaklandığını görünce benden daha çok şey bildiğini anladım’ sözü her şeyi özetliyor. Orada Peygamberimize cennet ve cehennemin halinden kesitler sunulmuştur.

Miracın şüphesiz en büyük hediyesi ise beş vakit namaz olmuştur. O yüzden Peygamberimiz ’Namaz müminin miracıdır’ buyurur. Tabii ki namaz kişiyi olgunlaştırır ve kötülüklerden korursa gerçek namaz olur ve insanı miracın ufkuna taşıyabilir. Yerden göğe yükselen, orada daha da yücelen ve sonra yere inip insanlar içinde yaşamaya devam eden miracın nebisine sonsuz selam olsun...

SORALIM ÖĞRENELİM

Dayımın kızıyla evlenmem sakıncalı mı?

Sait Canlı-İZMİR

Dini yönden; dayı, amca, hala, teyze, kızlarıyla evlenmek caizdir. Ama bilim adamlarımız akraba evliliği öncesinde ciddi testlerin yapılmasını tavsiye ediyorlar, bunu da göz önünde tutunuz.

Hayvanların (sivrisineklerin yakılarak) öldürülmesi sakıncalı mı? Bizim lokantada böyle yapıyoruz.

Emel Tunç

Sivrisinek veya diğer bir hayvanın yakılarak öldürülmesi (baş edilemeyecek çok ciddi ve yaygın hastalık gibi bir felaket olmadıkça) sakıncalıdır. Özellikle sivrisineklerin ateşe benzer yakıcı ışınlarla öldürülmesi doğru değildir, başka türlü yöntemlerle etkisiz hale getirilmelidirler.

Hocam, İhlas suresinin çok faziletli olduğu söyleniyor, doğru mudur?

Necla Şimşek-MARDİN

Kuran-ı Kerim’deki her sure ve ayet tabii ki faziletlidir. Ancak İhlas suresinin faziletine ait birçok rivayet vardır. Bu sure İslam’ın ’Allah’-tevhid-anlayışını tanımlar. Bu sure Kuran-ı Kerim’in üçte birine denk görülmüştür. Peygamberimiz bir imamın her namazda ihlas suresini okuduğunu duyar. Daha doğrusu şikayet edilir. Peygamberimiz bu kişiye neden bunu yapıyorsun diye sorar. İmam, çünkü ben bu sureyi seviyorum, orada Rabbim kendini anlatıyor, der. Peygamberimiz sevinir ve senin bu sureye olan sevgin seni cennete koyar, buyurur.

Peygamberimizin uyumadan önce vücudunu okuyup sıvazladığını duydum. Acaba ne okurdu?

Cevat Özaydın-Malatya

Peygamberimiz uyumadan önce Kuran-ı Kerim’den birçok sure okurdu. Ama sizin kastettiğiniz olay şudur: O, uyumadan evvel ihlas, felak ve nas surelerini okur, ellerine üfler ve vücudunu sıvazlardı.

NOT: 29-30 TEMMUZ SALI AKŞAMI SAAT 20.30’DAN SONRA MİRAÇ KANDİLİ PROGRAMIMIZI STAR TV’DEN İZLEYEBİLİRSİNİZ. TÜMÜNÜZÜN KANDİLİNİ KUTLARIM.
Yazarın Tüm Yazıları