World Class

Haberin Devamı

 ÖNÜNE ve ardına başka cümleler yerleştirilip anlamı zenginleştirilse de özünde “sıkıntıları giderme” gücünü yüklediğimiz “Therapy” sözcüğünü, son albümüne isim olarak seçmişti Kerem Görsev... Londra Abbey Road Stüdyoları’nda, Londra Flarmoni Orkestrası ile 12-13 Nisan 2010’da gerçekleşen kayıtlarda orkestrayı Alan Broadbent yönetmişti. Kerem Görsev’in on bestesinin bulunduğu albümdeki tüm düzenlemeleri Kamil Özler yapmıştı. Kayıtlarda sanatçıyla birlikte tenor saksafonda Ernie Watts, kontrbasta Kağan Yıldız ve davulda Ferit Odman yer almıştı. “Therapy”, 2011 yılında büyük caz orkestraları kategorisinde Grammy adayı da olmuştu.
Geçen pazartesi akşamı, aynı ekiple sahne aldılar. Bir farkla ki, kendilerine “Festival Yaylıları” eşlik etti. “Albümün tamamını çalacağız bu akşam” diye konuşmaya başladı Sanatçı; 20. İzmir Avrupa Caz Festivali’nin “Açılış Konseri”nde... İzlediğimiz performans ile daha önce Jazz in Marciac, İstanbul Caz Festivali, Vilnius Caz Festivali, Kırgızistan Caz Festivali gibi önemli merkezlerde de alkışlandıklarını biliyoruz.
Kerem Görsev, ülkemizde akustik caz müziğini temsil etmekte ve alanında, sahne ve albüm çalışmalarını 30 yılı aşkın bir süredir sürdürüyor. Sahnede, izleyicisiyle sohbet etmesi, onu ve “Trio”yu sıcacık yapıyor. Sıra Şef Alan Broadbent’i tanıştırmaya gelince, “benim için çok özel bir piyanist” diyerek devam etti  sözlerine. Bir ara Broadbent’i tuşlarda tek başına dolaşırken izledik. Finale doğru, iki usta “4 el” için oturdular tabureye.
Gecenin diğer “efsane” ismini ise bir başka parantez açıp öyle anlatmak gerekiyor. Tenor Saksafonu ilk eline alışından bu yana neredeyse elli yılı geçmiş olan bu müzisyeni, Görsev, “2 Grammy ödüllü sanatçı” diye takdim ederken, mahcubiyetten nereye saklanacağını şaşıran ErnieWatts’tan söz ediyorum. Oysa Watts, kendi müzik yolculuğunu bakın nasıl tarif ediyor:
“Müziği, bütün insanları barış ve uyum içerisinde bir araya getirme potansiyeli olan ortak bir bağ olarak görüyorum. Fiziksel dünyamızda her şeyin bir titreşimi var; benim seçmiş olduğumu müzik de insanların ortak bağına dokunan enerjik bir titreşime sahip. Ben müziği Tanrı’nın beni kullanarak ortaya çıkardığı ve iyilik için kullanacağı bir enerji olduğunu düşünüyorum.”
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin muhteşem atmosferinde, koltuğuma gömülmüş, yorgunluğumu unutmuş, tazelenmiş, gözüm kulağım sahnede, kucağımda not defterim; okuduğunuz yazıya nasıl bir başlık bulsam diye düşünürken, imdada Alan Broadbent yetişti. İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV), hayatımıza “sıradan şeylermiş” gibi iliştirdiği eşsiz sanat gecelerinden birini daha, iki sözcükle özetledi:

Haberin Devamı

“World Class...”
Geceyi vücuda getiren büyünün daha iyi bir tarifi olamazdı; gerçekten de tanık olduğumuz resim “Dünya Çapında”ydı.
Festival, 20 Mart’a kadar 10 konser, 2 sergi, 7 atölye ve 2 seminer gibi yüklü bir programla devam edecek. Alanındaki ilk ve tek afiş yarışmasını da içeren bu müzikal fener alayının, (hazır ayağınıza kadar gelmiş ve tam önünüzden geçiyorken...) hiç değilse birkaç ışığına dokunmaya çalışın.

 

Yazarın Tüm Yazıları