‘Sokaktan Salona’ taşan caz

 ESKİ günleri aratmayan bir akşamdı...

Haberin Devamı

Son “telaşe” genelgesinden sonra, metro ve konser salonu girişinde, HES kodu kontrolü kaldırılmıştı. Bazı seyirciler “maskeler fora” moduna çoktan geçmişti. Üstelik, bazı sanatseverler, salona, “bilette yazılan saatten itibaren gelmek” geleneğini de hemen ihyâ edivermişlerdi. Pazartesi akşamı, böyle bir ruh haliye oturduk koltuklara... Dario Savino Doronzo-flugelhorn ve Pietro Gallo-piyanodan oluşan ikili, “I’TALYAN METAMORFOZU / RE-IMAGINE DUO” konsepti ile sahne aldılar. Konser kitapçığında yer alan, “...Bugünle diyalog kurabilmek için geçmişi onurlandırmak, bu ikilinin tutkulu amacını oluşturmaktadır...” cümlesi, bu gece ve performans adına, altı çizilmesi gereken en önemli satır belki de...
Soprano Flügelhorn ile Dario Savino Doronzo ve piyanoda Pietro Gallo “...köklerini, geçmiş zaman aryalarındaki görkemden ilham alarak ve modern kompozisyon teknikleri ile yeniden, karmaşık olanı çağdaş bir zarafetle tekrar yorumlamak için yola çıktıklarını...” söylüyorlar. “...Mekanlar, dinamikler, virtüözler ve renkler arasında gerilimi hiç dinmeden devam eden bir diyalog, sinerji yaratarak yeni bir soluk getiren ve tekrarında ise bilgisini merkeze alan bir müziğe karışıyor...” paragrafı da, bu sözü edilen geniş repertuvarı resmetmek için kaleme alınmış. Ben aklımca, şunu algıladım... “Önce, kadim olanı, yeniden okuyarak demonte ediyorlar. Sonra, daha akıcı yapıdaki modern cazın imkânları ışığında, tekrar bir araya getirerek, bestelerin gerçek değerini başka bir gözle keşfetmeye sevk ediyorlar” dinleyiciyi... Bu, puzzle yaparken, aynı parçalardan, başka bir resim çıkartmak gibi adeta; varın nasıl zor olduğunu siz düşünün... Üstelik bu değişikliği, 1600’lerden kalma ve Scarlatti gibi ustaların “dokunulmaz aryaları” üstünde yapıyorlar.
Ama, kendilerini tarif eden “eylem” içinden bir satır seçmem gerekse, herhalde yukarıdaki, “gerilimi hiç dinmeden devam eden sürekli bir diyalog” tasvirini tercih ederdim. Özellikle Doronzo’nun, sahnede sürekli dolaşması, trompet ve kornete benzeyen pirinç enstrümanı “Flügelhorn”u bacağının arasına sıkıştırıp su içmesi, genç olmasına rağmen, profilinden göz kırpan göbeği, yaptıkları müziğin şakacı yüzünü sürekli vitrine iteklemesi, partneri Gallo’nun enfes piyano solosunda, sahnenin köşesinde, tek ayak üstünde, cezada bekler gibi, gözler önünde nezaketle saklanışı... Deneysel müzik, dünyanın her yerinde onyıllardır yükselen değer olmayı sürdürüyor. Sanal zekâ desteğiyle, önü de hiç olmadığı kadar açık zannederim. “İkili”nin müziğinden etkilenmemek mümkün değildi. Aslında, salonda çalıyor gibi de değillerdi. Aksine, bir sokak rahatlığı vardı üzerlerinde. Daha iyi anlatabilmek için; “öyle bir performanstı ki, salondan sokağa değil, sokaktan salona caz sızıyordı” demek isterim. Pandemi koşullarına rağmen, Festivali bu yıl tümüyle salonlarda kotaran İKSEV’e de bir armağan oldu bu gece. Her yıl sokaklara da taşan “Caz Festivali”, pazartesi akşamı ağırladığımız sanatçılar sayesinde, sokaklardaymış gibi yankılandı AASSM’de... Bu, herkesin harcı olmasa gerek...
10 Mart 2022 Perşembe günü AASSM’de olacak festival izleyicileri İsviçre’nin gururu piyanist, besteci Marc Perrenoud’u triosu ile dinleme fırsatı bulacak. Konserde Marc Perrenoud – piyano, Marco Müller – bas, Cyril Regamey – davul, beşinci albümleri bol ödüllü “Morphée”i seslendirecek.

Haberin Devamı

‘Sokaktan Salona’ taşan caz

Yazarın Tüm Yazıları