Paylaş
Langadas bölgesinde, içinde eski bir SPA merkezi de bulunan büyük bir kamp alanı. Çınar ağaçlarının gölgesinde, "yaş ortalaması hayli yüksek", 100'ü aşkın Motorkaravan, Camper ve Kaplumbağa... Yunanlı dostlarımız, misafirlerini ağırlamak için ellerinden geleni yapıyorlar...
Dün, (rivayeye göre) Atatürk'ün doğduğu köye gittik. (Sarıyer ya da Sarıdağ...) Selanikteki, yaşadığı eve göre daha az bilinen ve daha az gidilen bir bölge. Çünkü, yol yok, iz yok ! Sadece Syncro araçlarla çıkılabiliyor. Köyden eser kalmamış. Doğduğu evin yıkıntısı dahi yok. Belli belirsiz bir temel ve etrafa dağılmış taşlar...Gördüklerimizle bildiklerimizi birleştirerek, "karga kovalanan tarlalar"da dolaştık. Köyün genç muhtarı (ya da Belediye Başkanı) Mihallis Xordas bize eşlik etti ve bazı bilgiler verdi.
VW sahipleri, yolun neden bu kadar perişan olduğunu sordular. "Hiç değilse bir tabela konulamaz mı ?" diye sıkıştırdılar Başkanı. Hatta, "aramızda para toplayıp size verelim; siz bir tabela yaptırıverin" teklifinde bulunanlar bile oldu.
Xordas ise,"bu işler göründüğü kadar kolay değil, büyük politik engeller var" diye cevap verdi. Biz de tarlanın ortasına, taşlarla ATATÜRK yazıp, ziyaretimizi simgeleyen, küçük (?!) bir iz bırakmakla yetindik...
"Büyük politik engeller"e gelince... İzmir'de komşuyla "can ciğer kuzu sarması" sivil toplum örgütleri var; kafayı sadece ticarete çalıştıran. Bir el atmayı düşünmezler mi, bu "simgesel değeri büyük kalıntı"ya ?
SAYIN BAŞKONSOLOS'A AÇIK MEKTUP
Yukarıdaki "gevezeliğimin", gerçek muhatabı kuşkusuz Sizsiniz ! ATATÜRK'ün evine komşu olmaktan fazlasını yapabilirsiniz diye
düşünüyorum. Tabii gezdiğimiz yerler, sadece bir "şehir efsanesi" değilse... Bu küçük mektuba Mülkiyeli bir dostunuzun gönül ricası olarak bakmanızı dilerim. Saygılarımla.
Paylaş