Paylaş
Tam, “tadındadır, burada bırakalım…” diye düşünmekteydim ki,
İzmir “Fransız Kültür Merkezi”nden gelen davette, şu satırlar ilişti gözüme:
“Yeni Yıl (Noel) Pazarı - Marché de Noël…
15 - 16 - 17 Aralık 2016, 13:00 – 20:00 saatleri arasında,
‘artık geleneksel hale gelen etkinlikte’;
birbirinden farklı ürünler sunulan 40 stantta farklı hediye seçenekleri bulabilir,
yeme-içme stantlarında değişik lezzetleri tadabilirsiniz.
Ayrıca sizleri ve çocukları sürprizler ve çekilişler bekliyor olacak...
Etkinlik kapsamında, ‘Phantom Boy’ ve ‘Asteriks - Roma Sitesi’ filmleri de gösterilecek.
Ziyaretiniz esnasında, her an Noel Baba ve Noel Annelere rastlayabilirsiniz !”
Birden, “geleneğe”, bu yıl “gelecek” de eklenmiş gibi geldi bana. Çünkü ev sahipleri, etkinliğin küçük eksiğini, ustaca bir dokunuşla (üstelik, bildiğim kadarıyla alternatifi de olmayan bir renk katarak) giderivermişler. “-Radyo Café Turc-, 3 gün boyunca, Fransız Kültür Merkezi bahçesinden canlı yayın yapacak…” diyordu tanıtımın son cümlesi… “Galiba bitmemiş medya gündemi” diye geçirdim içimden. Aklıma “Monty Python's Spamalot” müzikalinin ünlü sahnesi geldi. Öldü zannedilerek, el arabasına yüklenen adamın şarkısını hatırladım;“I’m not dead yet / daha ölmedim…” diye çırpınıyordu. O misal, “sende hâlâ iş var galiba İzmir” diyerek sevindim. “Yerel”den atılan bu çok önemsediğim okun, yakın gelecekte nereleri vuracağını izleyeceğim. Aslında, çok başarılı bir web siteleri var (http://www.radyokafeturk.com) ; her şey orada açık seçik anlatılmış. Benimkisi, ancak “dinleyici kulağı”yla ve “benim gözlüğümden” bakınca faslı olabilir.
İzmir’den web tabanlı yayın yapan
ve Türkiye’nin “Türkçe – Fransızca (konuşan) ilk radyosu” olan “Radyo Kafe Türk”ün;
“…Mekândan bağımsız ve 4 duvara sıkışmış olmayı reddeden,
Kalp atışları, evde, işyerinde, arabada, bisiklette, tablette ve akıllı telefonlarda duyulabilen,
Bugünün değil, yarının radyoculuğuna yatırım yapmış,
Farklılık ve benzerliklerin yönetiminden haberdar,
dolayısıyla, ‘çok kültürlü albenisi’nin farkında,
Arka plana estetiği yerleştirmiş,
haliyle ‘güzeli çirkinden ayırma yetisi’ni önemseyen,
Taklitçi olmamaya, aksine ilham vermeye tâlip,
Genç olmayı yeterli saymayan, her dem genç kalmaya niyetli,
bu sebeple, ‘sakin, dingin, telâşsız’,
Fransızların ‘hâtez-vous lentement / acele et yavaşça’ deyişini
(ki lâtincesi de festina lente…) kulak arkası etmeden büyümeyi hedeflemiş,
Saklamayan, sakınmayan; paylaşımı öncelikli sayan,
‘Akl-ı selim’i temsil ederek klâsik olmaya, zaman ötesine ulaşmaya göz dikmiş,
‘Güzel Türkçenin kulak hoşnutluğu’nu, vazgeçilmezleri arasına almış,
İyi müziğe odaklanmış ama ‘söz’ünü bilip de konuşan,
Konuştuğunu, müzikle, müziği sözle dengeleyen,
‘Piyer Loti Saati’nden ‘Büyüklere Masallar’a, ‘Kültür Kafe’den, ‘Yastık Altı Hikâyeleri’ne,
‘Oldies But Goldies’den ‘Top France’a uzanan bir moziği, katma değere çevirmiş”
bir hali var gibi geldi bana…
“Yeni Yıl Pazarı”nda , arka bahçede, veranda bölümünde olacaklarmış. “Herkes bir dostunu alıp uğrasa” diyorum. Ben Deniz Sipahi’yi kestirdim gözüme; onu alıp götüreceğim meselâ. (Frankofon’dur malûm…) İzmir, “içinden çıkan güzelliklere sahip çık !” Tık’layın, destek verin; birlikte büyütelim bu radyoyu …
Paylaş