Paylaş
Oysa CHP kurultaylarını, fotoğraftan da iyi anlatan en önemli belge yıllar önce (ilk kez),11 Ekim 1998 Pazar günü yayınlanmıştı… Ve ben bugüne kadar 3 kez bir makalemin içinde aynı yazının bazı bölümlerini değerli okuyucu ile paylaşmışım; bu 4. oluyor… Daha iyi bir kurultay yazısı yazılana kadar da kararlıyım kullanmaya... Hangisi mi ? Hani, rahmetli hocam Prof. Dr. Kurthan Fişek’in, “Kanguru talihsiz, kadersiz bir hayvandır. Doğar doğmaz annesinin önündeki keseye girer…” diye başlayıp, “…burunları atıktan, boktan kurtulmaz...” diye zenginleşen, nihayet “…bu bir soyut yazıdır, gündemimizden uzak, CHP’den ıraktır. Aktif siyasetle ilgisi yoktur, soyuttur, zoolojiktir…” mealinde biten yazısı; işte o !
“Kurultayların, makalesi olur, fotoğrafı olur da, şiiri olmaz mı ?” dedi içimden bir ses. Başladım kitaplığımı kurcalamaya ve sebepleneceğim şiiri, Prof. Dr. Murat Tuncay’ın, “Orta Yaş Mızırtıları” kitabının içinde buluverdim. Önce, engin hoşgörüsüne sığınarak, Üstâdın, Publilius Syrus’ın vecizesiyle biten “Soru ve Yanıt” adlı şiirini sizlerle bir paylaşalım hele…
“Soruyu Ciddiye almalı
Yanıtı önemseyen
Boşalmaya değil, dolmaya açmalı
Kafanın kapılarını
Ne istediğini bilen bir erkekle;
Güzel ve akıllı bir kadının
Birlikte dansına benzemeli,
Yani zarif olmalı zarif,
Soruyla yanıtın ilişkisi…
Soru hep açtır.
İstemesini de bilmez çoğu kez.
Atar ortaya kendini, delişmen
Bu yüzden, bazen
Ayıklamak gerekir inceden,
Ne sorduğunu ne söylediğinden…
Merakı tutuşturmalı
Sorunun kıvılcımları
Düşüncenin fırınında pişmeli yanıt
Fikir kişiliğe yakışmalı, ama yapışmamalı.
Anımsamak ve gülümsemek için saklanmalı
Eski giysiler gibi kimi yargılar.
Ama bir yere kadar çocukluk inatları.
Takım elbise üstüne
Fikir diye mama önlüğü takanları
Kendine getirmeli
Uyaran soruların onaran yanıtları.
Ama soru kazma ise yanıt maladır.
İşi daha zor, daha ince, daha ağır.
Birikim ister, emek ister, sabır gerekir.
Onun için boşuna söylenmemiştir
Her soru bir cevaba layık değildir…”
Bu satırları yazdığım saatlerde, Kılıçdaroğlu tek aday olarak giriyordu seçime… Mecburen oturdum, hem bu kurultay yazısına başlık olacak, hem de “cevaba layık olmayan bir soru bulmak için”, tekrar tekrar okudum şiiri. Yazının başlığını beğenmeyenler için, birkaç tane de yedek hazırladım; “Kaybetse fark eder mi ? / Seçilse ne olur, seçilmese ne olur ? “ gibi. Ama zihnim bir türlü durmuyordu. Başka başka sorular da düştü fikrime. “Çok merak ediyordum meselâ; 3-5 menfaatperest dışında kaç kişiyi ilgilendiriyordu bu kurultay ? En önemlisi, “kaç kişinin -umurundaydı- ?” Ve tabii en vahimi, “kaç kişinin –umudundaydı- soruların yanıtı ?”
Paylaş