Paylaş
birkaç kuşağın “hayret” tarifine yarenlik etmiştir,
belki de hâlâ ediyor;
tabelâsı caba...
“Komşu” daki orman yangınının “burukluğu” sürerken,
yıllar içinde, bu güzel memlekette “yaktığımız” yeşilin büyüklüğünü düşünüyorum.
Ve kaybedilen her türlü “can”ın, canlının ihmâl ettiğimiz “âh”ını...
1937'den günümüze kadar 70 bine yakın yangın çıktığını,
yaklaşık 1 milyar 600 bin hektar,
yani 16 milyon dönüm orman alanının yandığını hatırlıyorum.
Bu, her yıl ortalama 1028 orman yangını çıktığını gösteriyor.
Her yangında, 23 bin 924 hektar,
yani 239 bin 240 dönüm orman yandığını söylüyor istatistikler.
Unutmadan... Komşu’nun yüzölçümü, 131.957 km² (13 milyon 957 bin hektar)
Orman Mühendisleri Odası diyor ki,
“...Bu sene geçen senenin 11 misli orman yandı.
Bunun nedeni Orman Bakanlığı'nın orman yangınları konusundaki eksik politikalarıdır.
Orman yangınları konusunda Orman Bakanlığı'nın politikaları,
söndürmeye yönelik önlemlerle doludur.
Ancak önemli olan orman yangınlarını önlemektir, söndürmek değil...
Son dönemde 61 değişik sektör için 1 milyar hektar alan,
yani 10 milyar dönüm ormanlık alan 49 yıllığına özelleştirmeye tahsis edildi.
Bu alan Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzde 10.84'ünü oluşturuyor. Ne için?
Üniversite için, fabrika için, çöp dökmek için, altın madeni için,
mezarlık için aklınıza daha ne gelirse....”
Öte yandan, (haklı haksız gerekçelerle...)
“...Orman içinde yürümek yasak,
Bisiklete binmek yasak,
çadır kurmak yasak,
piknik yapmak yasak,
karavanla gecelemek yasak...”
Ülkemizdeki mevzuata göre,
Bu fiiller için, para cezası da var hapis cezası da...
Ormanların korunmasına evet !
Vatandaşa kapatılmasına hayır !
Ormanın korunmasıyla,
ormanlardan istifade edilebilmesi arasında makul bir denge kurmak,
bu kadar mı zor ?
Ateş yakmadan, kamp yapmak isteyen “sıradan vatandaş”, neden yasaklı ?
İzmir’de, “sıradan olmayan vatandaşlar” için bulduğumuz çözüm, daha “ironik !”
Orhan Veli’den ilham alarak, şöyle bitirelim:
“Köşeyi dönünce bir okul göreceksin sakın şaşırma !”
Paylaş