Paylaş
“Sokaktaki adam”, “dayı” sözcüğünü,
TDK Sözlüğü’ne bakmadan da anlayıp, anlamlandırabilir;
Neticede, “annenin erkek kardeşi” diyebilmek, kimse için o kadar zor değil!
Hatta biraz sıkıştırınca, “cesur ve yiğit” anlamındaki “sıfat”,
ve “yaşlı erkeklere bir seslenme sözü” olarak kullanılan “ünlem” halini,
Peyami Safa’dan örneklenen,
“Bunların çok bariz olan bir tarafı da siyasi dayıları sık sık değiştirmeleridir”
şeklindeki “kayırıcı” ya da sadece “kabadayı”;
en nihayet, (tarihten bir unvan olarak)
“Osmanlı Devleti’nde, Tunus, Cezayir ve Trablusgarp’ta,
seçimle başa getirilen yönetici...” şeklindeki diğer karşılıklarını
ekleyenler bile çıkar aralarından...
Buna yanında,
“kaba” sözcüğünün bir “sıfat” olduğunu, ilk ağızda pek herkes bilemese de,
“Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil ve –ince- karşıtı” olarak kullanıldığını,
“Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)”lere yakıştırıldığını,
“Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer” anlamıyla herkeste bulunduğunu,
Ayrıca sözcüğün, “terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü” çağrışımıyla
fevkalade taçlandırılabileceğini filan,
çoğu insan (az zorlanırsa da) bulup buluşturabilir.
Gel gelelim,
Yine bir sıfat olan “ince”nin,
“Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, -kalın karşıtı-“ lezzetini,
Ahmet Hâşim’in, “O Belde” şiirinde emsalsiz bir duyuşla tütsülediği,
“Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.
Sana yalnız bir ince tâze kadın
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer,
Bu sefîl iştihâ, bu kirli nazar,
Bulamaz sende, bende bir ma’nâ...” dediği isyandaki mânâsını”,
“Aşırı özen gerektiren, -kaba karşıtı-” halindeki açılımını,
“İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı...” betimlemesindeki iddiasını,
Ve belki de en önemlisi,
“Düşünce, duygu veya davranış bakımından,
insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, (yine) -kaba karşıtı-” seçeneğini,
bir çırpıda, birbiri ardına sayabilecekler,
maalesef pek öyle kalabalık görünmüyor.
Hal böyle olunca,
“Kendine özgü namus kurallarını esas alıp,
toplum kurallarının dışına çıkarak zorbalık yapan kimse...” demek olan,
“kabadayı” dururken; hattâ, (argoda),
“basit, seviyesiz veya ucuz kahramanlık gösterisinde bulunan...” versiyonuyla
“kaldırım kabadayısı” birleşik sözcüğü mevcutken,
bir toplum neden, “ince ve zahmetli” olanla uğraşsın?
İşte bu sebeple dostlar, güzel Türkçemizde, “incedayı” diye bir isim yoktur...
Olmayan şey de zaten iltifat görmez; görmedi, görmeyecek!
Hayırlısı...
Paylaş