Her iş bitti de, sıra ona mı geldi Numan Bey ?

Sevgili Numan Pekdemir, Bodrum’dan seslenip, (buraya özetini taşıyabildiğim) bir ateş düşürdü; “sosyal medya”ya…

Haberin Devamı

 

“…Kültür ve Turizm Bakanlığının yerinde olsam; Viyana Filarmoni ile konuşurum. 2019 Yeni Yıl konserinin sponsoru olmayı teklif ederim. (01 Ocak konseri 39 ülkede canlı yayınlandı) Diyelim ki olmaz dediler.  Bu defa ‘Yine bir Gülnihal’in orkestralarına göre bir düzenlemesini yaptırırım. Orkestranın önüne de, mesela bir kanun, bir klarinet, bir ud koyarım. Bir tenor bir de soprano… ‘Gelecek Yeni Yılın konser programına koyun’ derim. Ücreti ne ise öderim… Ve T.C. Kültür Bakanı olarak da, iki bilet alır bu konsere giderim. Bakın neler oluyor göreceksiniz ? Eğer ben Kültür Bakanı olsaydım; bir o kadar daha öder, sahnelerinde yer alır, kontrbas çalardım. Bu ödemeler havaya yapılan bir ödeme olmaz. Bakın Dünya neler konuşacak o zaman ?”

 

Haberin Devamı

Üşenmedim; buldum arşivimdeki gazete kupürünü ! Daha 1986’da, “Yüzbinlerce adsız ozan sorunu” başlıklı makalesinde, beni ve Numan Bey’i hafife alanlara, şöyle yanıt vermiş Çetin Altan Usta: “…Söze: ‘Her iş bitti de…’ diye bir başladık mı, ortalıkta küçümseyerek dudak bükülmeyecek, ayrıntı olmayan hiçbir şey bırakmaz, ayrıntılara emek harcamayı da değmez bulduğumuzdan, zamanı havaya savurur gideriz… Oysa Uygarlık ayrıntılarla uğraşmak demektir. Ve genellikle de öze, ayrıntıların kapısından girilir…”

 

Daha eskilere gidip, başınızı şişirmeyeyim ! 2013’te, yıllardır sağda solda yaptığım “söylenmeler”i, köşeme taşımaya başlamışım: “…Yaratıcı’nın pek çok şeyi esirgemediği bu topraklarda, İzmir’i uluslararası ölçekte bir sanat kenti haline getirmek... Bacasız, sakin, dingin, kavgasız, gürültüsüz-patırtısız, huzurlu... Estetik ve incelik üstünde yükselen bir kent yaşamı. Ülkede rağbet gören ve giderek hırçınlaşan düzeysiz rekabetlerden uzak... Sadece müzik ve sahne sanatlarında, uluslararası bir arena…”  Ve bu konuda, aslında hiç de yalnız kalmamışım… Ege TV’de “2 Dirhem 1 Çekirdek” bitmiş; stüdyodan çıktığımda cep telefonum çalmış. Ucunda Numan Bey, “…Program, tam istediğim cümlelerle bitti; ‘Festivaller Kenti İzmir’. Biliyor musunuz , bu benim de hayalimdir ?”2014’te Sevgili Andre, bu görüşü, “kültür-sanat bütçesini kısmayı düşünenlere, Başvekil Churchill’in yapıştırdığı yanıtla desteklemiş;  "şayet kültür-sanat bütçesini kısacaksak o zaman niçin savaşıyoruz ?"  Avusturya-Bregenz’deki Festivalin yıllık bütçesi, 20 milyon Euro deyince, “Festivaller Ekonomisi” üstüne, Sevgili Ceyda Berk Söderblom’dan, dünya coğrafyasının dudak uçuklatan rakamları gelmiş; onları yayınlamışım köşemde…

 

Haberin Devamı

2015’te, “…Google’da, Fuar İzmir’in açılışına davet edilen (Vikipedi’nin tarifiyle şarkıcı-şarkı yazarı’nın…) adını yazdığınızda 791 bin sonuç buluyorsunuz. Bu rakam Viyana Filarmoni Orkestrası için 1 milyon 290 bin. New York Filarmoni Orkestrası için 2 milyon 390 bin. Academy of St Martin in the Fields için 4 milyon 500 bin. Londra Filarmoni Orkestrası için 7 milyon 340 bin. Berlin Filarmoni Orkestrası için 8 milyon 840 bin… Böylesine biricik ve görkemli bir uluslararası kompleksin açılışını, ‘Bornova Küçükpark ölçeğinde kalıp ucuz ve küçük düşünmenin dayanılmaz hafifliği’ içinde yapmanız yüzünden, ‘Fair İzmir’ yazdığınızda ise ancak 129 bin sonuç geliyor ekranınıza…” diye dürtmeye devam etmişim. Geçen Aralık ayında,  Büyükşehir Belediyesi’nin 150. Yılı için ironik bir teklif yazısı yazmışım; “…Bundan 3 yıl önce dünyadaki yaşayan en ünlü 5 besteciye teklif götürülerek sonunda el sıkışılan bir ‘Usta’ya, siparişle yazdırılmış ‘İzmir Oratoryosu’nun dünya prömiyeri yapılacak…” yollu sataşmıştım azcık.  İzmir’deki festivaller hakkında en çok yazı yazan köşe yazarı ve “Festivaller Şehri İzmir” heyecanını ortaya atıp, lâf işiten şahıs kimliğimle de,“Ey her kimseniz ?” diyorum ;  “Sanat uçan ve uçuran bir halıdır… Başka yükseliş yok ! Eninde sonunda, bu halıya bineceksiniz…” diye yükseltmiştim sesimi.

 

Haberin Devamı

“Bu şehri Sanat kurtaracak” diyordum. Numan Bey’in “çıkışı”, heyecanımı tazeledi. Çıtayı olması gereken yere yükseltiyorum:“Bu Ülkeyi Sanat Kurtaracak…” Çünkü bu “uçan halı”ya binmenin, asıl “görünmeyen sonuçları” hayatîdir…  Siyasî sonuçları olur meselâ; “avaz avaz bağırmayı, haklı olmak sanmaz siyasetçiler”. Sportif sonuçları  olur; “kimse dönerci basmaz, bassa da sonra kapıdan sokmazlar adamı !” Ahlakî sonuçları olur; “Kızların 9, erkeklerin 12 yaşında evlenebileceklerini söyleyenler”in suratına tükürürler. Uzatmayalım; eğitimde sonuçları olur, yargısal sonuçları olur, sağlık sektöründe sonuçları olur, ekonomik sonuçları olur, vs.

 

Numan Bey, damarıma basmamış olsa, bugünkü yazımda, ben size,  (eski defterleri açmayıp…) taze haberler verecektim. Hürriyet Ege’nin , “fark yaratan” bir öngörüyle, bir “kültür ve sanat” sayfası hazırlamaya başladığını duyuracaktım. Benden duymuş olmayın ama, bizi izlemeye de devam edin, lütfen !

Yazarın Tüm Yazıları