Paylaş
Kentlinin, kentte olan bitenden haberi olsun istiyoruz değil mi?
Hattâ niyetlerden, eğilim ve yönelişlerden de...
Tercihleri sorulsun istiyoruz değil mi?
Merak ettiklerine yanıt bulabilsin kolayca...
Kaygıları ciddiye alınsın istiyoruz değil mi?
Olası projeler açık seçik, gün ışığında tartışılsın...
Kamuoyu düzenli ve sağlıklı olarak bilgilendirilsin istiyoruz değil mi?
Gelişmeler an be an paylaşılsın hattâ...
Kaderde, tasada, kıvançta ortak olunsun istiyoruz değil mi?
Fikri alınsın, aklına müracaat edilsin...
Her fikrin bütçesi, eğrisi–doğrusu konuşulsun istiyoruz değil mi?
Fayda–maliyet ilişkisi kurulabilsin kafalarda...
Farklı düşünenler horlanmasın, dışlanmasın istiyoruz değil mi?
Sürü psikolojisine kapılmasın bütün şehir...
Üstüne, kentli bütün yapılacaklara da sahip çıksın istiyoruz değil mi?
Sorgusuz sualsiz teslim olsun ve destek versin!
Bütün bunlara rağmen, EXPO’ya tâlibiz ama...
Sokaktaki adamın “ne olup bittiğinden” haberi yok...
“Haa o adam mı? Benim umurumda değil zaten” diyorsak, ne farkı kalır İzmir’in Gezi Parkı’ndan?
Twitter’den bir yorum, “Elde var bir...”
HÜRRİYET EGE’de birkaç gün önce bir haber yayınlandı; meali şöyle: “İzmir, EXPO’ya ev sahipliği şansına güle güle diyebilir...”
“Hayırdır, kim bu muhalif kötümser?” diye sorarsanız, karşınıza dünyaca ünlü Arap yorumcu ve eleştirmen Sultan Sooud Al-Qassemi çıkıyor.
Al-Qassemi, attığı tweette, hükümetin göstericilere yoğun şiddet uyguladığını belirterek, “... bugünden sonra jürinin İzmir lehinde oy kullanması imkansız” demiş.
Öykü burada bitmiyor. Sen misin çatlak ses çıkartan? Türk vatandaşları tweet yağmuruna tutmuş hazreti... O da ikinci bir tweet atarak, “Türkiye’de Arap ülkelerinde olduğu gibi bu kadar muzip twitter kullanıcısı olduğunu bilmiyordum. Şimdi Türkiye’nin bir Ortadoğu ülkesi olduğundan şüphem yok” diye eklemiş.
Güler misin, ağlar mısın? Başımıza gelenlerde adamın bir ilgisi olmadığı gibi, talihsiz resmin oluşumunda da kabahati yok! Neticede bir tespit yapmış, kendi aklına göre. Pek haksız da sayılmaz hani... Son tahlilde, yarın dilemediğimiz bir kaza gelirse EXPO sürecinde başımıza, “bu işin vatandaşa, hemşehriye rağmen, onu ıskalayarak, ona sahiplendirmeden kotarılabileceğini sananların eline” sevimsiz bir oyuncak geçmiş olacak; “Gezi Parkı karmaşası olmasa, cebimizde keklikti; sırf bu yüzden uçtu gitti ellerimizden...” deyip sıyrılıverecekler. Yani “elde var bir”. Bekleyip göreceğiz...
Bedri Rahmi Eyüboğlu bu işlere ne derdi?
MARİFET hiç ezilmemek bu dünyada/Ama biçimine getirip ezerlerse/Güzel kokmak/Kekik misali/Lâvanta çiçeği misali/Fesleğen misali/Itır misali/İsâ misali/Yunus misali/Tonguç misali/Nâzım misali...
Paylaş