“DTCF”de, bir binadan ibaret değildir… 

Pazartesi günkü yazımdan sonra da, sınıf arkadaşlarımdan gelen maillerin arkası kesilmedi.

Haberin Devamı

Bazıları, bir noktanın özellikle altını çiziyorlardı:

“…Senin de söylediğin gibi,

‘farklı görüşlere kapalılık, gelişimi engeller.

Koşulsuz uyum, mozaik için mevcut fırsatları

gözden kaçırmanıza yol açabilir

Hocalarımızın imzaladığı bildiriyi ben imzalamazdım !

Ama ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ anlamında’,

onları sonuna kadar destekliyoruz…”

 

Bu geri-bildirimleri okuduktan sonra,

Kurthan Fişek Hocam’ın “Burası Ankara” kitabına uzandı elim.

Başkent Ankara’da, “bir binadan ibaret olmayan başka yerler de olduğu”nu

hatırlatan satırlar canımı acıttı…

Ve ister istemez bu rüzgâr, beni İrlanda’ya kadar taşıyıverdi.

 

İrlandalı yazar, elbette DTCF (Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi) mezunu değildi…

Ama,  daha geçen yüzyılda,

Haberin Devamı

“iki kişi aynı kanaatte ise, İçlerinden biri lüzumsuzdur…” diye hatırlatırken,

giderek yükselen "evet efendimcilik" tehlikesine de işaret ediyordu.

 

Günümüz dünyasında bu cümle, (İzmir’den Ankara’ya, oradan Amerika’ya kadar…)

yeniden yazılmak ihtiyacıyla yüzleşmektedir.

Aşağıdaki örnekler, yerküre üzerindeki kepazeliğin boyunu anlatmak için

kaleme alınmıştır:

 

Üç kişi aynı kanaatte ise,

İçlerinden ikisi lüzumsuzdur…”

Dört kişi aynı kanaatte ise,

İçlerinden üçü lüzumsuzdur…”

Beş kişi aynı kanaatte ise,

İçlerinden dördü lüzumsuzdur…”

Altı kişi aynı kanaatte ise,

İçlerinden beşi lüzumsuzdur…”

Yedi kişi aynı kanaatte ise,

İçlerinden altısı lüzumsuzdur…”

Sekiz kişi aynı kanaatte ise,

İçlerinden yedisi lüzumsuzdur…”

Dokuz kişi aynı kanaatte ise,

İçlerinden sekizi lüzumsuzdur…”

…………….

 

Benim, bugünlük de yerim bitti. Siz, bu (basit bir tekerleme gibi görünen) “tehlikeli matematiği”, istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Ama şunu biliniz ki, “dünyanın her yerindeki , gerçekten lüzumsuz insanlar”, (dil) “tarih” (ve tabii coğrafya) sahnesinde, bu ikinci tertip “lüzumsuz insanlar” sayesinde, kalmaya devam edebiliyorlar.

 

Haberin Devamı

Görünen odur ki, Kurthan Hoca’nın, “sevimli bir Balkan başkenti” dediği Ankara’da, kişiler gibi binalar da birbirine benzemeye ve “aynı kanaatte olmaya” evriliyor. “İki bina aynı kanaatte ise, İçlerinden biri lüzumsuzdur”a çıkar bu yol ! İşte bu sebeple, “Ankara’da, “sadece bir binadan ibaret olan binalar”la, “…bir binadan ibaret olmayan binalar”ı birbirinden özenle ayırmak gerek.  Cumhuriyet kazanımları adına, “bir binadan ibaret olmayanlar”ı korumak ve kollayabilmek için… 

Yazarın Tüm Yazıları