Gün geçmiyor ki, adına “nostalji” de denilen “geçmişe özlem” damarımız kabarmasın. Şimdi bayram geliyor meselâ... Bir sürü kısa mesaj alacaksınız bayram boyunca; “âdet yerini bulsun diye yazılmış, formalite tebrikler...” Büyük ihtimalle sizler de bir tutam olsun göndereceksiniz benzerlerinden. Hem de tek tuşla; “tek tip bir mesaj”, istemediğiniz kadar çok cep telefonuna... Oysa eskiden, bayram kartı gönderilirdi. Tek tek seçilirdi caddelere açılmış tezgâhlardan.. Zarflar tek tek yazılırdı. Tek tek pul yapıştırılırdı. Şimdi isteyen SMS, isteyen e-posta yoluyla hallediyor işini; ne güzel (?!) O halde, hem iletişim teknolojisinin doruklarında gezmek, hem de nostalji yapmak isteyenler için, e-devlet açılımının (bir dostun bayram şekeri yerine geçen e-postası sayesinde öğrendiğim) bir hizmetinden haberdar etmeliyim sizleri... Diyelim ki bayram sebebiyle hatlar karıştı. Nereye yetişeceğinizi şaşırdınız. Büyükler, küçükler, ziyaret mi, yoksa tatil mi derken, bir de düğün daveti karışmaz mı araya? Eskiden olsa, gidemeyeceğiniz böyle mutlu bir güne, telgraf gönderirdiniz değil mi? Şimdi de aynı şeyi yapabilirsiniz. Hem de, “yükselen değer” haline gelen “tek tuşla, tek dokunuşla...” Başlıyoruz... Önce “www.ptt.gov.tr” sitesine girin. Orada “Elektronik PTT” bölümünde “Telgraf” seçeneğini tıklayacaksınız. Karşınıza bir mesaj ekranı gelecek. (Eskiden telefonla postanedeki memura yazdırdığımız telgraf metnini, kullanıcının kendisine yazdırma imkânı sunulmuş). Bu noktada, şöyle bir iç geçirip, “Neydi o eskiden? İşte teknolojik hizmet bu” diyerek soluklanmak serbest. İstenilen bütün bilgileri “gönderen, adresi, alıcı, adresi, telefon numarası, telgraf metni, iletinin özelliği” -acil meselâ- sisteme girdiğinizde, sizi yeni ve hoş bir sürprizin daha beklediğini göreceksiniz. Bütün bu kolaylık, bütün bu hizmetler yetmezmiş gibi, şaşırtan bir de “resim” seçeneği çıkacak karşınıza... Hazır formatlardan birini seçip, yazdığınız metnin bu fon üzerine basılarak gönderilmesini de sağlıyor artık PTT. Hoşluk üstüne hoşluk yani... Eskiden, mesajı telefonda alan ve telgrafı karşı tarafa çeken memurların kendince yaptığı özgün değişiklikler, ekleme, çıkartma ve yorumlar ile isimlerin adreslerin -ve edeceğiniz, hepsi hepsi iki satır lâfın- birbirine girdiği günleri hatırlayınca diyeceksiniz ki, “Budur...” Geriye ne kaldı efendim? Sadece “Gönder” tuşuna basmak değil mi? Örneğin, bir cumartesi akşamı, saat 20.00’deki düğün töreni için, aynı günün öğleden sonrasında tıkladıysanız “Gönder” tuşuna, karşınıza “Telgraf Onay Ekranı” adıyla bir uyarı yazısı çıkacak: “Telgrafınızın teslim saati, işyerimizin çalışma süresini aştığı için telgrafınız alıcısına ilk mesai gününde teslim edilebilecektir. GECİKMEDEN PTT SORUMLU DEĞİLDİR!!!” Bayramda uzaktaki eşe dosta tembih edin bari; çocukların düğünlerini mesai saati içinde yapmaya çalışsınlar. Devlete müşkülât çıkartmanın âlemi yok. Haydi iyi bayramlar!