Paylaş
başka bir coğrafyada, “tanış” görmek;
her zaman iyi gelir insana.
Bizim “Dünya Markası” yaratmadaki beceriksizliğimizi düşündüğünüzde ise,
uzaklarda, hem “âşinâ” görüp
hem de “âşinanın itibarından” hisse alabilmek,
daha fazla keyif veriyor...
Bu hafta pazartesi günü,
Azerbaycan’da, Prof.Dr. İlber Ortaylı’yı dinledik.
Küreselleşmenin “görünür görünmez” gülücüklerinden biri işte...
Bağdat’lı ünlü mimar Zaha Hadid’in elinden çıkma;
Bakü’deki “Haydar Aliyev Kültür Merkezi”nde,
İzmir’den gelmiş bir köşe yazarı,
Mülkiye’deki “son ders”ten 41 sene sonra,
salonu dolduran, her yaştan tarih meraklısı ile birlikte
“Kafkas Tarihi” dinleyecek... Aklımın ucundan geçmezdi...
Zirveye bağdaş kurmuş “bilge” halleri ve
herzaman ki gibi, kimseye müdânası olmayan tavrıyla;
hayranlarıyla arasındaki mesafeyi kısaltırken,
üslûbundan çok hoşlanmayanları biraz daha uzağa itti.
Hızlı bir “ufuk turu” ile, logorea açmazına düşmeden,
“dev salonu”, bir illüzyon mabedine çevirdi.
sıra sorulara geldiğinde, özellikle gençlerin oluşturduğu kuyruk,
çok beğenilen filmlerin “zafer haftaları”nı çağrıştırıyordu.
Kısmet bu ya, Çarşamba akşamı;
Bakü Büyükelçimiz ve eşi Hanımefendi’nin konuğuydu Ortaylı...
Bu kez de, Değerli Soprano Oya Ergün ile birlikte, davetlilere,
“SopranoAlaturka” projesinden bir çeşni sunma fırsatı bulduk.
“Seçilmiş aryalar”, dantelin ardından ustalıkla yüzünü gösterdi önce...
Sonra, “Feyzi Aslangil’e Mektuplar”ı,
Türkiye dışında da okuma fırsatı bulduk.
Soprano ve piyanonun beraberliği,
Hafız Post’tan, Münir Nureddin Bey’e uzanan
bir repertuvarda, “yeni bir projeyi” müjdeledi.
“Bakü Notları”, şimdilik bu kadar !
“SopranoAlaturca” ile
yakında İzmirliler de tanışacak...
Paylaş