Paylaş
Mesela ‘arabadan inin bisiklete binin’ diye akıl öğretiyor ya; İzmirli nerede binecek bisiklete ?” “Akıl öğretme”nin tek başına işe yaramadığı ise, Cumartesi günü, Cemal Tükel’in, “TİCARET”teki “Suya Sabuna…” köşesinde anlatılıyordu:
“…Bisiklet yolu kontrolsüz yol değildir… İzmir Büyükşehir Belediyesi, Körfez’in etrafını sararak başladığı bisiklet yollarını hızla uzatmaya çalışırken, bu yollar maalesef kural tanımaz ve yolu kullanmayı bilmezler tarafından terör geçitleri haline getiriliyor… /… Geçtiğimiz hafta içinde ‘Sahil Evleri’nde bisiklet yoluna giren ve alkollü olduğu ileri sürülen bir motosikletli, seyir halindeki bir bisikletliye çarparak ciddi şekilde yaralanmasına neden oldu. Bugüne kadar bisikletlilerin çarpıştığı veya yayaya çarptığına dair bazı haberler geliyordu ama bu defa illegal şekilde bisiklet yoluna giren bir motosiklet bir bisikletliye çarptı. Bisikleti kullanan kişinin çene kemiği kırıldı ve yüzünde ciddi hasar meydana geldi. Kendisi hala yoğun bakımında tedavi görüyor…”
Aynı gün, “HÜRRİYET EGE”de, Deniz Sipahi ise, “İZUM”u (İzmir Ulaşım Merkezi’nin yeni uygulamasını) tanıtıyordu:
“…Bir kere akıllı telefonlarınıza İZUM’u indirin. Akıllı trafik sistemini cebinizden, bilgisayarınızdan izleyebiliyorsunuz… /...Örneğin işten eve giderken uygulamayı açtım; yollardaki sıkışıklığı ekrandan izledim. Sonra nöbetçi bir eczane aradım; GPS beni adresin önüne kadar götürdü. Yine gittiğim güzergâhta boş otopark olup olmadığını merak ettim, uygulama beni boş alanlara doğru yönlendirdi. Uygulama zaman içinde geliştirilecek ve yeni özellikler de eklenecekmiş… /...İkinci detay şu: Perşembe saat 11.30’da, ekrandaki trafik ihlâli sayısı 26 bin 14’tü. Gece yarısına kadar belki bu sayı 100 bini de geçecekti. Günde 100 bin ihlâlin olduğu bir kentte, elbette trafik sıkışıklığı da olur, başka şeyler de... Girilemeyen sokaklar, yanlış parktan dolayı tıkanan caddeler, tek şeride düşmüş bölgeler... Yani şunu söylemeye çalışıyorum. Trafik sıkışıklığının bir nedeni de bizleriz. Yani sürücüler...”
Gördüğünüz gibi İki yazar dostum da, “insan hatası”nın altını çiziyorlar. Ben de aynı şeyi yapacağım. “Cahil, ahlâksız ve görgüsüz” insanların ihtiyacı, sadece (onların arkasını toplayacak) “akıllı sistemler” değildir. Artık kabullenmek gerekiyor ki, (o yere göğe koyamadığımız İzmir’de) “eğitim, etik gelişmişlik ve gusto”nun, sınıf atlamaya ihtiyacı var !
Birkaç gün önce, bir esnaf dostumla, “elindeki telefondan şikâyet eden dedesi” arasında geçen, şöyle bir konuşmaya şahit oldum. Dede, elindeki “hayli karmaşık cihaza, “pek fena muamele” yaparak söyleniyordu: “Umre’den aldım ben bunu; en akıllısı bu dediler. Hiçbir işe yaramıyor…” Torununun yanıtı, (İZUM’un, UKOME’nin, AYKOME’nin, HİM’in, SSS’nin, BİSİM’in ve havalı isimlerle boyanmış benzerlerinin…) sahiplerini de, kullanıcılarını da sıkıntıya sokacak kadar açık anlatıyordu gerçeği:“Dede, kullandığın telefon senden akıllı olmayacak ! Öylesini alırsan, işte böyle çuvallarsın…”
Teknolojiyi reddedecek halimiz yok ! Ama unutmayın; “biraz gözlem, biraz baktığını görmek,
biraz sağduyu, biraz basiret, biraz görgü”, çoğu zaman “akıllı sistemler” den daha iyi sonuç veriyor. Lâfı dolaştırmadan, meseleyi, tek soruya indirgeyelim : “İzmir trafiğinin açmazı, teknoloji mi, yoksa insan ve yönetim odaklı” mı sizce ?
Aman dikkat ! Yönetenlerden ve kullanıcılardan daha akıllı sistem, başımıza iş açar… Basit, daima güzeldir ! (Çünkü samimidir…)
“GÖZÇÖPKALHORDER”e (Gözü Çöplükte Kalmış Horozlar Derneği…) gelince… Kısaltmaların her zaman, “ismi kadar mucizevî” sonuçlara evrilmediğini hatırlatmak için atılmış bir başlıktı sadece…
Paylaş