Paylaş
Bakırhan’ın bu sözleri ile ilgili inceleme başlatıldı.
URFA BAROSU ŞAŞIRMIŞ
PKK/DEM’li Bakırhan’ın vatan hainlerini ve teröristleri örnek göstererek yaptığı ayaklanma çağırısına tepkim üzerine Şanlıurfa Barosu açıklama yapmış: “04.11.2024 tarihinde Tvnet isimli TV kanalının canlı yayınında ekrana çıkan Nedim Şener isimli şahıs, Kürt toplumunda ve Müslüman kesimde önemli karşılığı bulunan Şeyh Said’e galiz küfürlerle hakaret etmiştir. Aleni bir şekilde açıkça hakaretlerde bulunan şahsın bu söylemleri toplumsal barış için ciddi bir tehdittir. Ülkenin içerisinde bulunduğu kaotik durum nazara alındığında itidal çağrısında bulunması gereken şahsın toplumda infiale neden olma potansiyeli bulunan, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici mahiyetteki fiilinin kamu barışını bozmaya elverişli mahiyette olduğu, kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturduğu açıktır... Baromuz, adı geçen şahıs hakkında Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama suçundan ayrıca suç duyurusunda bulunacaktır.”
Şanlıurfa Barosu şaşırmış. Sanki, yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı 1925’te isyana kalkışmış vatan haini Şeyh Sait’i, Seyit Rıza’yı ve 1984’ten beri 40 yıldır 15 bin insanımızın şehit olmasına yol açan PKK’lı teröristler Mazlum Doğan ile Sakine Cansız’ın yaptıklarını örnek göstererek halkı sokağa çağıran PKK/DEM’li Tuncer Bakırhan değil de benmişim gibi hakkımda suç duyurusunda bulunacağını duyuruyor. Sadece Baro değil, vatan haini Şeyh Sait’in ailesinden avukat Sabır Fırat da aynı tehditlerde bulundu.
DİNİ KULLANAN BÖLÜCÜ
13 Şubat 1925’te Diyarbakır’ın Dicle köyünde başlayan Bingöl, Muş’a yayılan Şeyh Sait isyanı, Diyarbakır’ı ele geçirmek üzere iken Türk ordusu ve vatansever Diyarbakırlıların mücadelesiyle bastırıldı. 12 Nisan’a kadar ele geçirdikleri diğer bölgeler de geri alınırken Şeyh Sait ve adamları yakalandı. Kurulan İstiklal Mahkemesi 28 Haziran 1925’te de Şeyh Sait ve 46 kişi hakkında idam cezası verdi.
İstiklal Mahkemesi kararında Şeyh Sait’i, “Şeyh Sait öteden beri bağımsız bir Kürdistan kurmak hain maksadını güden ve son yıllarda ise iş bu arzusunu siyaset gayesi sayarak bütün ve bir halde bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalarından Şark vilayetlerini ayırmak ve sonuç olarak vatanın bölünmesine ve yok olmasına sebep olan bu caniyane emeli...” olan vatan haini olarak tarif etti.
Mahkeme Sait ve adamlarının dini kullanarak bölücülük yaptığını kararında şöyle açıkladı: “Güya dini ve şeri ve fakat her halde bağımsız bir Kürdistan hükümeti oluşturmak amacıyla Cumhuriyet hükümetine karşı fiilen ve silahlı olarak ayaklandıklarından idamlarına...” karar verilmiştir. (Şark İstiklal Mahkemesi’nin, 28 Haziran 1925 tarihli, 69 Numaralı Şeyh Sait Davası kararından)
TORUNU: HEDEFİ İSLAM KÜRT DEVLETİYDİ
Şeyh Sait’in ihanetini savunanlar, dini amaçlarla ayaklandığını ve hilafetin kaldırılmasına karşı isyan ettiğini iddia ediyorlar. Dedesi hakkında ciltler dolusu kitap yazan eski Refah Partisi milletvekili olan Abdulilah Fırat, Şeyh Sait’in amacının İslami bir Kürt devleti olduğunu açıkladı. 26 Şubat 2022’de İstanbul’daki İsmail Beşikçi Vakfı salonunda düzenlenen, “Hareketinden 97 yıl Sonra Şeyh Said Efendi ve İlk Defa Yayımlanan Kitapları” konulu panelde konuşan Abdulilah Fırat, Şeyh Sait’in “bağımsız bir Kürdistan” ideali olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine “Şeyh Said ırkçı değildi ancak elbette bağımsız bir Kürdistan İslam devleti hayali ve arzusu vardı” diye konuştu.
7 Ocak 2024 günü Rûdaw TV’de yayınlanan “Pencemor” programına katılan Abdulilah Fırat, Şeyh Sait’in ayaklanması hakkındaki “Bu dini bir mesele miydi, milli bir mesele miydi? Ya da ikisi birden miydi?” sorusuna şu cevabı vermişti: “... Şeyh Said Efendi İslami rejimi getirecekti. Devlet kursaydı devleti İslami olacaktı; ama hangi İslami, Kürtlerin İslamiyet’i. Millet Kürt rejim de İslami rejim olacaktı.”
HAİNLERLE 100 YILLIK HESAPLAŞMA
Fırat’ın bu sözleri, İstiklal Mahkemesi’nin 100 yıl önce verdiği kararın doğru olduğunu gösteriyor; Şeyh Sait, 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, dini kullanarak bölücülük yapmaya kalkan ve İslami bir Kürt devleti kurmayı amaçlayan bir vatan hainidir.
Son sözüm beni tehdit edenlere: Vatan haini bölücüler ve bugünkü uzantıları ile 100 yıl sonra da olsa mahkemelik olmak benim için hayatımın en büyük onuru olacaktır. Açılacak davaları, “İslami Kürt devleti” kurmak için asker ve sivil şehit eden vatan hainlerinin yargılandığı mahkemeye çevireceğime, vatanı uğruna can veren şehitlerimizin ve tarihin önünde namus ve şeref sözü veriyorum.
Paylaş