Paylaş
22 Ekim tarihli grup konuşmasında ise herkesi şaşırtan şu öneriyi ortaya attı: “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.”
Devlet Bahçeli bu önerileri ortaya atarken “Terörle müzakere edilmeyeceğini”, “Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilmesinin söz konusu olmadığını” belirterek çerçeveyi çizdi.
YİNE PAZARLIĞA BAŞLADI
Devlet Bahçeli, silahı elinde tutan ve bırakmamakta kararlı olan terör örgütü PKK’nın dağ kadrosu ile Edirne’de tutuklu bulunan Demirtaş’ın muhatap alınmayacağını, PKK/DEM ile PKK elebaşı Öcalan’ın görüşme yaparak “Tek taraflı silah bırakma ve örgütü tasfiye etme” açıklaması yapmasını bekliyordu. Ama Öcalan, PKK yerine TBMM’ye çağrıda bulundu.
PKK elebaşı ile 28 Aralık günü görüşme yapan PKK/DEM, Öcalan’ın şu çağrısını kamuoyu ile paylaştı: “Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır. Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hâl almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir. Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.”
HER PAZARLIKTANKAZANÇLI ÇIKTI
Görüldüğü gibi Öcalan’ın kurduğu PKK terör örgütüne “Silah bırakın” çağrısı ya da “örgütü tasfiye ettiğine” dair bir açıklaması yok. Evet silah bırakma çağrısı yok ama PKK elebaşı her zaman olduğu gibi yine pazarlık yapmak için hazır. Çünkü her pazarlık sürecinden kendisi ve kurduğu terör örgütü kazançlı çıktı. Bunun yanında İmralı’ya giden PKK/DEM’li heyetin kısa açıklaması saatler süren görüşmenin içeriğini anlamak için yeterli değil. PKK elebaşının, TBMM’deki siyasi partilere yönelik açıklaması kuşkusuz anayasa değişikliklerini içeren adımların atılmasını içeriyor. Henüz detaylarını bilmediğimiz o adımların atılması halinde çağrı yapmaya hazır olduğunu bildiriyor. O adımların yıllardır dinlediğimiz bölücü talepler dışında bir şey olması mümkün değil.
HER ŞEY BAŞA ÇEVRİLEBİLİR
2013-2015 yılları arasındaki gibi estirilen iyimser hava ve bunu takip eden terörle mücadelede gevşemenin her şeyi başa çevirmesi sonucunu doğurabilir.
Bu durum Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 2016’dan sonra her alanda olduğu gibi terörle mücadele konusunda da ele geçirdiği inisiyatifi kaybetmesi ile sonuçlanır. 2013-2015 açılım sürecinde terör örgütü PKK/KCK yönetiminin talimatıyla 8 Ağustos 2015 ve 10 Ekim 2015 arasında 5 il merkezinde ve 11 ile bağlı 21 ilçede özerlik ilan ettiler. Bu sırada PKK’lı teröristler ve yardım edenler Diyarbakır, Mardin, Muş hatta Elazığ’da açtıkları hendek ve çukurlara yönelik 14 Aralık 2015 ile 2 Mart 2016 arasında yürütülen operasyonlarda 800’e yakın şehidimizin canına mal olmuş, üç yılda 10 bin kişi PKK terör örgütüne katılmıştı. Bugün yeni bir pazarlık peşinde olan PKK elebaşı 2013,2014, 2014 yılları arasında terör örgütü yönetimine çağrıda bulunmasına rağmen teröristler silah bırakmak bir yana ABD ile geliştirdikleri ortaklıkla daha çok silahlandılar.
DAĞDAKİ TERÖRİST ÖCALAN’I DİNLEMEDİ
Öcalan, 2013 yılı Nevruz Bayramı’nda gönderdiği ilk mektubunda PKK terör örgütüne “Bugün milyonların şahitliğinde yeni bir dönem başlatacağım. Silah değil siyaset. Silahlı güçlerimiz sınır dışına çekilsin. Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun” diyerek sınır dışına çekilme talimatı vermişti. 2014 yılında ikinci mektubunda yasal çerçeve öneren Öcalan, 2015’te ise PKK terör örgütüne şu sözlerle silah bırakma çağrısı yapmıştı: ”...Mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim.”
ÇAĞRI YAPSA DA BOŞ
Bu sözlerine rağmen PKK emrinde olduğu ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin talimatlarıyla silah bırakmadı. Suriye’de ele geçirdiği alandan Türkiye’ye tehdit olmaya devam etti. Bugün ABD’nin, İran’ın, Rusya’nın oyuncağı olan PKK’nın amaçlarında bir değişiklik yok, dolayısıyla Öcalan çağrı yapsa da karşılığı yok.
Türkiye 2016’dan itibaren Fırat Kalkanı ile başlayan güvenli bölge operasyonlarıyla terörle mücadele ederek kendi güvenliğini sağladı ve inisiyatif sahibi oldu. Yurtiçinde PKK varlığı sonlandırıldı, Irak ve Suriye’de köşeye sıkıştırıldıysa bu inisiyatif sayesinde gerçekleşti.
PKK elebaşı Öcalan 10 yıl önce yaptıklarının çok gerisinde kalan bugünkü açıklamasında yer alan “dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan” terör sorununa karşı inisiyatifi ne terör örgütüne, ne elebaşı Öcalan’a ne de onları kullanan terör destekçisi ABD ve İsrail, İran, Rusya gibi ülkelere kaptırmamalı.
Paylaş