Paylaş
Bu ülke için canlarını veren tüm şehitlerimize, gazilerimize minnet ve duamız hiç bitmeyecek. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta Kurtuluş Savaşı’nı veren Türk Milleti’nin bir ferdi olmak onurunu yaşayan herkesin 100’üncü Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. Bu vesileyle o günlere ait fotoğrafla ilgili küçük bir detayı aktarmak istiyorum. Son yıllarda simge bir fotoğraf, duvarları, masaları süslüyor. Okul kitaplarına bile girdi.
Atatürk fotoğraflarının ardından Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Bayramı ile ilgili sosyal medyada en çok paylaşılan kare oldu.
1933’TE ÇEKİLDİ
1933’te Cumhuriyetin 10.yılında Uşak’ta Hüsnü Kazım Özler’in çektiği o kare Türk milletinin Cumhuriyeti nasıl büyük bir fedakarlıkla kurulduğunu ölümsüzleştiren simgelerinden birisi oldu. Kurtuluş Savaşı’nda cepheye öküz arabalarıyla cephane taşıyan kadınlar ellerinde o günleri simgeleyen top mermileri ile poz verirken, üzerlerinde o yokluk günlerde giydikleri kıyafetleri ile kameraya bakıyorlar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün portresi ve Türk bayrakları ile erkekler ve çocuklar da fotoğrafta yer alıyor. Erkeklerin sayı olarak fazla olmasına rağmen Hüsnü Kazım Özler, kadınların büyük fedakarlığını göstermek istercesine onları önde ellerinde top mermisi maketleriyle görüntülemiş.
Çocukların oturduğu öküz arabasının üzerinde “CÜMHURİYETİ BİZ BÖYLE KAZANDIK” yazılı pankart, fotoğraf karesindeki kadınların üzerlerindeki kıyafetler, ayaklarındaki çarıklar, erkeklerin dizlerindeki yamalarla olağanüstü birliktelik oluşturuyor. Pankarttaki “Cumhuriyet” yerine “CÜMHURİYET” kelimesi ile dikkat çeken başka bir ayrıntı.
“Cumhuriyet nasıl kazanıldı?” sorusuna, ciltler dolusu kitap yazmadan tek bir fotoğraf karesiyle verilmiş inanılmaz bir cevap.
Cumhuriyet’in 10.yılında yani 1933’te Hüsnü Kazım Özler’in, “Cumhuriyeti Biz Böyle Kazandık” isimli simge fotoğrafı çekerken kullandığı fotoğraf makinesi ile o karenin basıldığı baskı makinesi, Hüsnü Kazım Özler’in oğlu Mustafa Özler ve torunu Hüsnü Kazım Özler tarafından 2022 yılında sergilenmek üzere Uşak Kent Tarihi Müzesi’ne bağışlandı.
GÜLSE BİRSEL YAZMIŞTI
Fotoğrafın nasıl bulunduğunu ise yazar Gülse Birsel, 22 Eylül 2015 günü Hürriyet’teki köşesinde şöyle kaleme almıştı:
“Fotoğrafın ilginç ve benimle ilgili hikâyesine gelelim: 1933 yılının Cumhuriyet Bayramı’nda çekiliyor. Uşak’ın ilk fotoğrafçısı Hüsnü Kazım Özler tarafından. Babamın deyimiyle “Foto Kazım”.
Fotoğrafta gördüğünüz siyah ceketli, kravatlı adam, babamın kuzeni! Dedem Mücahit Asım’ın eşinin (yani babaannemin) dayısının oğlu Kamil Kabalak. Uşak o zaman Kütahya’ya bağlı bir ilçe ve Kamil Bey de o ilçenin belediye başkanı.
1990’ların başında babam bu fotoğrafı evde buluyor. Resimdeki kuzeni Kamil Kabalak’ın oğlu Hasan Kabalak’a, Ankara’ya yolluyor. Onlar da Genelkurmay Başkanlığı’nın arşivine gönderiyorlar. Fakat arşive yanlışlıkla Ankara’da 1929’da çekilmiş diye kaydediliyor. 2007 yılında, fotoğraftaki Kamil Kabalak’ın yeğeni, (maalesef çok yakın zamanda rahmetli olan) Tuğgeneral Zeki Güngör, dayısının bulunduğu resmi, bir askeri tesiste “Ankara–1929” yazısıyla görüyor. Düzeltilmesi için dava açıyor. Fotoğrafın Uşak’ta çekildiği tespit ediliyor.
FOTOĞRAFIN YAYGINLAŞMASI
1990’ların başında Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen o fotoğrafın bu derece yaygınlaşmasındaki bir detay geldi beni buldu. O detayın adı Mustafa Burak Yalman...
Fotoğrafı sosyal medyada paylaştığımda, Burak Yalman bana macerasını anlattı.
Genelkurmay’a gönderilen siyah beyaz karta basılmış fotoğraf Jandarma Foto Film Merkezi’ne ulaştırılmış. Jandarma Tümgeneral Osman Özbek fotoğrafı merkezin başındaki Yüzbaşı Muhterem Keskin’e teslim etmiş. Bir kartpostal boyutunda 9 cm 14 cm siyah beyaz karta basılı yıpranmış fotoğraf korunması için 3 cm’ye 4 cm büyüklüğünde pozitif filme çekilmiş. Muhterem Keskin, fotoğrafı restore etmesi ve renklendirmesi için Foto Film Merkezi’nde er Burak Yalman’a teslim etmiş. 1998 yılında acemi birliğindeki eğitimini tamamladıktan sonra Jandarma er olarak özel emirle Jandarma Foto Film Merkezi’nde askerlik hizmetine başlayan Burak Yalman, 1999 yılında ilk renkli baskısı yapmış ve komutanlara teslim etmiş.
TEK KAREDE CEVAP
Konuyla ilgili görüştüğüm Muhterem Keskin, fotoğrafın askeri birliklerde kullanılmaya başladıktan sonra çığ gibi büyüdüğünü heyecanla anlatıyor. Fotoğrafın ilk yayınlandığı dönemde “Ankara-1929” yazmasının nedeni, coğrafya olarak Ankara Haymana’ya benzemesinden kaynaklandığını söyledi. Fotoğrafı renklendiren şimdi de aynı sektörde çalışan Burak Yalman olayı şöyle anlatıyor, “Komutanımız Jandarma Yüzbaşı Muhterem Keskin, 1999 yılında bu fotoğrafın 4x3 cm büyüklüğünde yıpranmış, yırtık olan pozitif halini getirip, rötuş ve renklendirme yapmamı istedi. Bugün elimizdeki bu haline getirdim. İlk olarak Jandarma Genel Komutanı odasına oradan da Jandarma Komutanlıklarına ve karakollara demirbaş olarak dağıtıldı. Bugün ilk okul kitaplarına kadar giren fotoğrafta bu kadar küçük de olma bir emeğim olduğu için çok mutluyum.”
Evet Cumhuriyet 100, o fotoğraf 90 yaşında. Ancak 65 yıl sonra gün ışığı görüyor ve 100 yıllık Cumhuriyet tarihini tek karede özetliyor.
Herkes bu kareyi evinde iş yerinde bulundursun, “Cumhuriyet’i nasıl kazandınız?” diye sorusuna “İşte böyle kazandık” diye gösterirsiniz.
Paylaş