Paylaş
PKK elebaşı Öcalan, örgütün merkezini Suriye’den İsveç’e taşımayı, dünyaya sesini buradan duyurmayı amaçlıyordu. Ancak İsveç, Öcalan’ın oturma izni ve vize talebini geri çevirirken, fikir ayrılığına düşen eşi Kesire Öcalan’a İsveç’te yaşaması için gerekli izinleri vermişti. Bu duruma kızan Abdullah Öcalan, birçok konuşmasında ve örgütsel yayınlarda tepki gösteriyordu.
1985’TE SUİKAST GİRİŞİMİ
İsveç gizli polisi SAPO, 1984 Eylül ayındaki bir raporunda, PKK’nın Başbakan Palme’nin kararına karşı misilleme yapabileceğine dair istihbarata da ulaşmıştı. Terör örgütü tarafından alınan kararlar doğrultusunda ERNK üyesi beş PKK terör örgütü mensubu, 1985 yılı ağustos ayında İsveç’te Olof Palme’ye suikast teşebbüsünde bulundukları ve yakalandıkları şeklindeki haberler ulusal basında yer aldı. 28 Şubat 1986’da ise Palme, Stockholm’de sokak ortasında vuruldu.
İSVEÇ PKK’YI KORUYOR
Aradan tam 36 yıl geçti ve aydınlatılamayan cinayette birçok gelişme PKK’yı işaret etmesine rağmen bugün İsveç Devleti PKK terör örgütünün faaliyetlerine göz yumuyor, dahası Suriye kolu PYD/YPG’ye siyasi ve maddi destek veriyor. Anlayacağınız, Başbakan Palme’nın katili PKK’ya hayran İsveç Devleti tıbbi tanımı ile “Stockholm Sendromu” yaşıyor.
SUİKAST KARARINI ŞAM’DA ÖCALAN VERDİ
İSVEÇ polisinin, PKK itirafçılarından aldığı bilgiye göre; Palme’ye suikast planı, Suriye’nin başkenti Şam’da yapılan bir toplantı sırasında kararlaştırılmıştı. Öcalan’ın da bulunduğu bu toplantıda, PKK yöneticilerinin yanı sıra iki İranlı ve iki Suriyeli istihbarat görevlisi de vardı. Şam’daki toplantıda bulunan Beşir kod adlı Suriyeli diplomat, suikastta kullanılan İspanyol yapımı 357 Magnum tabancayı temin etti ve İsveç’e soktu.
PLANLAMA ÜÇ HAFTA SÜRDÜ
Hasan Hayri Güler, Numar Uçar ve Hayri Darban’dan oluşan 3 kişilik ekip de Beşir’in ardından Danimarka’dan İsveç’e geçtiler. Uzun süre İsveç’te yaşamış olan Dr. Cihan kod adlı militan kızla Miriçyan adlı İranlı Ermeni, 3 kişilik suikast ekibini karşıladı.
Ekip, Stockholm’de Miriçyan’ın evine yerleşti. Bir gün sonra gelen Beşir, tabancayı tetikçiye teslim etti. Olof Palme’nin nerede ve nasıl öldürüleceğine ilişkin gözlemler üç hafta sürdü. Olof Palme’nin karısıyla birlikte korumasız olarak sinemaya gittiğini bildiren kişi ise suikastın yerini ve zamanını tayin etmiş oldu.
KATİL ZANLISI PKK’LI
28 Şubat 1986 gecesi sinema çıkışında pusu kuran Hasan Hayri Güler, enseden sıktığı tek bir kurşunla, Palme’yi vurdu, sonra ekibinin beklediği arabaya binerek kayıplara karıştı.
Ekibin üyeleri yeniden Miriçyan’ın evine döndü ve temin edilen sahte pasaportlarla 20 gün sonra İsveç’i terk ettiler.
SUİKASTIN KODU: ‘ADAMI DÜĞÜNE GÖNDERİN’
PALME öldürüldüğünde PKK içinde yer alan ve 13 Nisan 1998 günü Kuzey Irak’ta yakalanarak Türkiye’ye getirilen Parmaksız Zeki kod adlı Şemdin Sakık da ifadesinde suikastı PKK’nın işlediğini söyledi. PKK’nın yaptığı tüm eylemleri propaganda aracı olarak gördüğünden üstlendiğini söyleyen Sakık, Palme’nin öldürülmesi olayının bir sır olarak saklandığını anlattı.
‘CİNAYETİ PKK İŞLEDİ’
Sakık, Palme’nin öldürülmesindeki amacın ise, PKK’nın 1982’teki 2’nci kongresinden sonra Öcalan ile görüş ayrılığına düşen ve daha sonraki yıllarda PKK’dan kopan üst düzey kadrolarında yer almış; Kesire Öcalan, Süleyman Karaer ve Semir kod adlı örgüt üyelerinin İsveç hükümeti tarafından barındırılması olduğunu söyledi.
‘PALME HEDEF SEÇİLDİ’
Bunun yanında İsveç hükümetinin PKK’yı da terör örgütü olarak gördüğünü, İsveç’e sığınan Semir kod adlı örgüt üyesini öldüren PKK militanının da İsveç polisi tarafından yakalanıp cezaevine konulduğunu anlatan Sakık, bu militana ceza verilmesi ve diğer nedenlerden dolayı örgütün İsveç’e ve onun gibi düşünen diğer ülkelere göz dağı vermek için İsveç Başbakanı olan Olof Palme’yi hedef olarak seçtiğini açıkladı.
İsveç Başbakanı Olof Palme’nin öldürülmesi eylemi için Abdullah Öcalan’ın o dönemde Avrupa’da siyasi sorumlu konumunda bulunan Bingöl merkez köyünden Harun kod adlı örgüt üyesine talimat verdiğini, Harun kod adlı teröristin de güvendiği PKK örgüt militanlarına Olof PALME’nin öldürülmesi talimatını verdiğini söyledi.
‘EVET, ADAMI DÜĞÜNE GÖNDERİN’
Suikastı gerçekleştiren örgüt üyelerinin Fransa’ya geçtiğini, bu eylemin başlangıç parolasının “Düğün” olduğunu anlatan Sakık, bunun için Abdullah Öcalan ile Harun kod adlı teröristin kararlaştırdıkları şekilde, hatta bir telefon konuşmasında Harun Kod adlı örgüt üyesinin, “Düğünü yapalım mı?” diye Abdullah Öcalan’a sorunca, Öcalan’ın “Evet, adamı düğüne gönderin” şeklinde aralarında bir konuşma geçtiğini söyledi.
PKK’nın, diğer Avrupa ülkelerinde de terör örgütü olarak görülmesinden korktuğu için bu suikastı üstlenmediğini ve gizli tutulduğunu ifadesinde söyledi.
İsveç devleti ise hâlâ PKK’yı koruyor ve destekliyor...
Paylaş