Paylaş
CHP eski milletvekili Barış Yarkadaş’ın aktardığına göre, 10 Mart 2018 günü yapılan kurultayda 900 delege buna itiraz ederek “önseçimin kaldırılmaması” yönünde oy kullandı.
Ancak yönetim bundan memnun olmadı; oy sayımı beş kez tekrarlandı ve 900 delegenin oyu Yarkadaş’ın deyimiyle “hile ve hurda” ile 400’e kadar düşürüldü.
Milletvekili Necati Yılmaz delegelerin önseçim kuralının kaldırılmasını istemediğini söyleyince, Kılıçdaroğlu tepkileri dikkate alarak tüzükte ilgili değişiklik maddesinin geri çekilmesini istedi.
Bu kez devreye Özgür Özel girdi ve Kılıçdaroğlu’na, “Hayır efendim, önseçim oyuncağını bunların elinden alacağız” dedi. O günlerde üstü örtülen bu konular, CHP’nin son 4 Kasım kurultay sürecinde ekranlarda canlı yayınlarda konuşuldu.
MAHALLESİNDE DELEGE BİLE OLAMADI
CHP Kurultay’ı öncesi ve sonrası ile çok ilginçti. 2010’dan beri CHP’nin başında olan Kılıçdaroğlu,12 kez seçim kaybedince bir anda ne kadar başarısız olduğunu gören kitle 13 yıl sonra uyandı ve istifasını istedi. Dahası, 13 yılda 12 seçim yenilgisinde başaktörlerden birisi olan ve memleketi Manisa’da, 2009 ve 2014’te iki kez aday olmasına rağmen belediye başkanı seçilemeyen, mahallesinde delege seçilecek oyu dahi alamayan Özgür Özel, “değişim” diyerek Kılıçdaroğlu’na rakip oldu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun maddi manevi çabasıyla da CHP Genel Başkanı koltuğuna oturdu.
İşin daha tuhafı, Kemal Kılıçraroğlu’nun kaybettiği 12 seçimde sorumluluğu olan isimlerden Özgür Özel, son seçimlerden sonra CHP Genel Başkanlığı’na aday olunca aklına bir anda önseçim geldi.
VAAT BROŞÜRDE KALDI
Adaylık sürecinde hazırladığı broşürde, kendisinin de görev yaptığı dönemde parti yönetiminin önseçim konusundaki tutumunu şu sözlerle eleştirdi: “Partimizde karar alma ve aday belirleme süreçleri neredeyse tamamen merkezilesmiş, üye ve örgüt yapısının sağlıksız olduğu iddia edilerek önseçim terk edilmiştir.”
Özgür Özel, aynı broşürde çok net bir vaatte bulundu: “Milletvekili, belediye başkan ve meclis üyeleri adayların belirlenmesinde önseçim temel olacaktır.”
NAMUS, ŞEREF SÖZÜ
Mayıs ayında kaybettikleri seçimden bir hafta sonra, Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyenler için, “Parti içinde ‘Kılıçdaroğlu istifa etsin’ diyen yok. Alınan sonuç, Genel Başkanımızı rencide edecek bir sonuç değil. Nefret yayan hesapların altını kazıyın ya AKP’li ya Cumhur İttifakı trolü çıkar” diyen Özgür Özel, 4 Kasım’da Kılıçdaroğlu’na rakip oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 12 seçim yenilgisinin mimarlarından olan ve 2018’deki kurultayda önseçime karşı olan, bugüne kadar da tersi bir tutum göstermeyen Özgür Özel, 4 Kasım günü yapılan kurultayda, “namus ve şeref” sözü vererek önseçim konusunda şunları söyledi: “Genel başkan olursam 3 hafta sonra buradasınız, tüzüğü değiştiriyorum söz veriyorum. Başta Sayın Genel Başkanımın müjdelediği her şey, sizlere gönderdiğim yüzyılın değişimi diye özetlediğimiz tutum belgesinin 51-52-53. sayfalarında var. Burada ne öneriyorsak tüzüğümüze yazacağız. Hepinize ekranlar önünde namus ve şeref sözü. Bundan sonra karar, güç, yetki örgütündür. Önseçimin teminatı bir genel başkan olacağım.”
Ayrıca, 25-26 Kasım tarihlerinde tüzük için yeniden kurultay toplanacağını söyledi.
‘ÖNSEÇİM DEMEYELİM...’
Aradan bir hafta geçti ve 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde, önseçim yerine “sonuçlarına katlanılan temayül yoklamasından” bahsetmeye başladı. “Önseçim konusunda terminolojik bir fark var. Önseçim yaparsak adayı belirledikten sonra 54 gün kalıyor. Fotoğraf çektirmesi, araç giydirmesi 45 günlük bir kampanya. Örgütümüzün tecrübeleri, önseçim demeyelim sonucuna uyulacak temayül yoklaması” diye çark etti.
ŞİMDİ DE ‘ANKET’
Gelen eleştiriler üzerine ise, bu kez “anket” fikrini ortaya attı ve şöyle konuştu: “Milletvekili seçimlerinde kayıtsız, şartsız önseçim var. Belediye seçimlerinde mutlaka ve mutlaka mevcut belediye başkanımızı anketle ölçeceğiz. Mevcut belediye başkanımız halkın gönlündeyse aday göstereceğiz. Halkın gönlünde değilse o zaman yerine aday belirleyeceğiz.”
‘KANDIRILMIŞIZ’ DERLER
Güvenilir insanın söz vermesi yeterli, namus ve şeref üzerine söz vermesine gerek yok. Hele hele sözünü tutamayacak olandan namus ve şeref sözünü yerine getirmesini beklemek boşuna.
Ancak öyle anlaşılıyor ki, tıpkı Kılıçdaroğlu gibi Özgür Özel ve beraber hareket ettiği Ekrem İmamoğlu, başta “garanti” gördükleri yerler olmak üzere belediye başkanlarını ve belediye meclis üyelerini kendileri belirleyecek.
Bunun için, “sonuçlarına uyulacak temayül yoklaması” ve “anket” gibi garip ve göz boyamaya yönelik girişimlerde bulunacaklar. Nasıl olsa ellerinin altında yandaş medyacıları var. Sonunda parti üyelerinin değil onların dediği olacak. Tüm bu olanlar da “değişim” diye seçmene yutturulacak. Yandaş medyacıları mı? Onlar yine “kandırılmışız” diyerek başkasının kuyruğuna takılacaklar.
Paylaş