Paylaş
Mealen şöyleydi: Bana hastalık bulaşmasın diye değil, sanki bende hastalık varmış ve başkasına bulaştırmamalıymışım gibi yaşamalıyım.
Gerçekten salgın hastalık konusunda kişisel, dolayısıyla toplumsal sorumluluğu en iyi ifade eden cümlelerden birisi.
O cümlelerden diğeri de koronavirüse karşı en önde savaşan doktorlar ve tüm sağlık çalışanlarından geldi.
Hastanelerde gece gündüz emek veren doktorlar, hastanelerden paylaştıkları fotoğraflarla, “Biz sizin için burada kalıyoruz, sen de bizim için evinde kal” mesajı veriyorlar.
POTANSİYEL TAŞIYICIYIZ
Neden evde kalmalıyız?
Hatırlayacaksınız, koronavirüsten hayatını ilk kaybeden 89 yaşındaki vatandaşımız, yurtdışına gidip hastalığa yakalanmadı.
Çin’le teması olan yanındaki bir çalışanından hastalığı kaptı. Yani vefat eden kişiye hastalığı bir başkası bulaştırdı.
Bu herkesin potansiyel taşıyıcı olabileceği gerçeğini gösteriyor.
Rakamlar çok açık, dünyada şu ana kadar 220 bin vaka tespit edildi. 9 bine yakın insan hayatını kaybetti. Türkiye’de de vaka sayısı dün itibarıyla 191, hayatını kaybeden kişi sayısı 3 oldu. Bu sayıların artması kaçınılmaz. Özellikle dün yapılan açıklamaya göre teşhis yapılmasını sağlayan test kitleri 81 ile dağıtılınca Türkiye’de tablonun hızla değiştiğini, rakamların arttığını göreceğiz.
İşte bu durumda, koronavirüse karşı şimdilik tek çare olan uygulamayı terk etmememiz gerekiyor. Yani evde kalmaya devam etmeliyiz.
Evde kalmanın yararını Dr. Serdar Savaş rakamlarla anlatıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası projelerde çalışan Dr. Serdar Savaş, 1 milyon kişi üzerinden yapılan bir hesaplamayı paylaştı.
ÇARPICI RAKAMLAR
Dr. Serdar Savaş’ın Seattle Hastalık Modelleme Enstitüsü verilerine dayanarak aktardığı rakamlara göre, eğer evden çıkmama kurallarına riayet edilmezse, 1 milyon kişi içinde vaka sayısı 25 bin, ölüm sayısı 500 olarak gerçekleşiyor.
Evde kalmanın önemi tablonun en sonunda yer alıyor.
Evde kalanların oranı yüzde
75’e çıktığında, vaka sayısı hızla 200’e düşüyor, ölüm ise 4 kişiyle sınırlı kalıyor.
Hastalığın ilk ve en etkili görüldüğü Çin’de salgının daha da yayılmaması, tamamen bizim evde kalma dediğimiz toplumsal izolasyonla gerçekleşti. Çin hastalıkla mücadelede şimdi örnek olarak gösteriliyor.
O yüzden ailemizi, kendimizi, toplumumuzu, ülkemizi düşünüyorsak mecburi haller dışında dışarıya çıkmayalım.
DÜNYADA SAĞLIKTA ÇARPIK TABLO: KORUMAYA HARCAMA 1, HASTALIĞA 40
KÜRESEL koronavirüs salgını, nasıl bir dönemde yaşadığımızı, neler yaşadığımızı, değer yargılarımızı, insana/dünyaya bakışımızı değiştirir mi bilmiyorum ama bu tartışmanın şart olduğunu görüyorum.
Öyle bir salgın ki kıta, ülke, şehir, kişi, zengin, fakir, ünlü, ünsüz, asker, sivil, siyah, beyaz ayırmıyor.
Herkes gözle görülmesi mümkün olmayan bir virüs nedeniyle ölümle burun buruna gelmekten korkuyor.
Peki, bu hastalık yayılmadan durumumuz neydi?
Günlerdir “Dünyada sağlık alanındaki harcamalar nedir?” diye araştırıyordum.
İşin uzmanı Dr. Serdar Savaş bunu da derlemiş, aktarayım:
1 yıl içinde dünyada 1.8 trilyon dolar silah harcaması yapılıyor. İlaç harcamaları 1.1 trilyon dolar, toplam hastalık harcamaları ise 7.9 trilyon dolar.
Şimdi sıkı durun: Dünyada koruyucu sağlık harcamaları, yani insanlar hasta olmadan önce yapılan harcamalar ne kadar dersiniz? Sadece 200 milyar dolar. Yani, hasta olmadan önce koruma için yapılan harcamalar, hasta olduktan sonra tedavi ve bakım için yapılan harcamanın 40’ta biri. Halktan toplanan vergilerle oluşan devlet bütçeleri koruyucu hekimliğe değil, hasta olduktan sonra hastanelere para verilmesini sağlıyor. Bunun terse dönmesi, yani sivrisineklerin yol açtığı hastalıkları bitirmek için bataklığı kurutup sivrisinekleri yok etmek gerekiyor.
Paylaş