Paylaş
“Gencecik çocuklarımız uyuşturucu ağına düşüyor. Ailelerimiz çaresiz” derken, şu sözleriyle de uyuşturucudan elde edilen kara para ile Türkiye’nin cari açığının finanse edildiğini iddia etti: “Mevzu daha büyük bir yerde. Her şey bu iktidarın ekonomiyi bitirmesi ile başladı. O kadar müsrifçe harcadılar ki iktidarda kalmak için çok kirli bir oyuna girdiler. Her türlü kara paranın ülkeye girmesine göz yumdular. ‘Nereden getirirsen getir, kaynağını sormayacağım’ dediler. Milyar dolarları yani uyuşturucu paralarını cari açık için kullandılar. Uyuşturucu baronlarının parasına göz yumarsan sahipleri de Türkiye’ye gelir.”
FETÖ’NÜN ÜRETTİĞİ İFTİRA
Fetullahçı Terör Örgütü elemanlarının 2014’ten beri söylediği yalanları bu kez ülkenin ana muhalefet partisinin liderinin ağzından dinlemiş olduk. Beni hiç mi hiç şaşırtmadı. Çünkü 31 Mayıs 2021 tarihinde bu köşede, “Türkiye’yi narko-devlet ilan edecekler” diye yazmıştım.
FETÖ-ABD-KILIÇDAROĞLU
Nitekim 2022 yılının mart ayında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı ‘Uluslararası Narkotik Kontrolü Strateji Raporu’nda Türkiye benzer bir bakış açısıyla hedef alınmıştı. “Uyuşturucu ve Kimyasal Kontrolü” ile “Para Aklama” başlıkları altında iki cilt olarak yayımlanan raporda, Türkiye, yeterli önlem almamakla eleştirilirken “Asya ile Avrupa’nın birleştiği noktada bulunması ve yasadışı finansı ele almak konusunda yeterli kontrol yapmaması nedeniyle Türkiye, yasadışı uyuşturucu kaçakçılığının önemli bir transit ülkesi” olarak tanımlandı.
FETÖ mensuplarının yıllardır attıkları iftiralar, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporu ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri birbirini tamamlıyor.
AMERİKAN YAPIMI SENARYO
Kemal Kılıçdaroğlu’nun cari açığın uyuşturucu parasıyla finanse edildiğini söylediği karanlık senaryo ise 1978 yılında Amerikan-İngiliz ortak yapımı ‘Geceyarısı Ekspresi’ (Midnight Express) filmini aratmayacak türden.
Türkiye’yi uyuşturucu ve işkence merkezi ülke olarak gösteren o iftira filmi de bugün olduğu gibi Amerika ile ilişkilerin gergin olduğu dönemde çekilmişti.
12 Mart 1971 Askeri Muhtırası sonrası kurulan Nihat Erim hükümetinin Amerika’nın isteğiyle koyduğu haşhaş ekimi yasağı Başbakan Bülent Ecevit tarafından 1974 yılında kaldırılmış, aynı yıl Kıbrıs Barış Harekâtı yapılmış, buna ambargo ve yaptırımlarla karşılık veren Amerikan askerleri, 1975 yılında bu kez Demirel’in başbakanlığında İncirlik Üssü’nden çıkarılmıştı.
Gerçek olmayan sahnelerin eklendiği projenin asıl amacı, Amerika ve İngiltere’ye karşı haşhaş ekimi, Kıbrıs Barış Harekâtı ve ABD üslerini kapatma kararı alan “Türkiye’ye karşı nefret”in zihinlere yerleştirmekti. Kendilerince başarılı da oldular, uzun yıllar Türkiye’nin adı bu filmle anıldı. Şimdi Kılıçdaroğlu aynı şeye hizmet ediyor. FETÖ’cülerle ve ABD ile birlikte, sadece siyasetçileri değil, bu mücadeleyi yapan Emniyet ve Jandarma teşkilatını zan altında bırakan açıklamasının başka bir anlamı yok.
RAKAMLAR KILIÇDAROĞLU’NU YALANLIYOR
Söylediklerinin gerçeklikle ilgisi de yok. Özellikle, FETÖ unsurlarının Emniyet teşkilatından temizlenmesi sonrası uyuşturucuyla yapılan mücadele gözle görülür şekilde arttı. Bu durum uyuşturucuya bağlı ölüm rakamlarına da şöyle yansıdı: 2017’de 941 olan uyuşturucuya bağlı ölüm, 2018’de 657’ye, 2019’da 342’ye, 2020’de 314’e, 2021’de 270’e, 2022’de ise 78’e indi.
Uyuşturucu madde yakalamaları ise dünya ve Avrupa ülkelerinin ortalamasının çok üzerinde. Yakalama rakamlarının büyüklüğü ise Türkiye’deki uyuşturucu ticareti ve kullanımının her ülkeden yüksek olduğunu değil, uyuşturucuyla mücadele edildiğini gösterir.
Yani bir ülkede uyuşturucu suçu yoksa bu gerçekte de uyuşturucunun bulunmadığı anlamına gelmez, örneğin ekstazi Avrupa’da üretilir ama Türk polisi tüm Avrupa ülkelerinden çok daha fazla ekstazi yakalar. Bu diğer uyuşturucu türleri için de böyledir.
Kılıçdaroğlu, FETÖ-Amerikan yapımı senaryolarla Türkiye’yi karalayacağına, gençlerimizi bu illetten uzak tutacak ve kurtaracak önerilerle toplam önüne çıkmalı.
Yoksa bunun adı siyaset değil, ülkeye ihanettir.
Paylaş