Paylaş
Fakat HDP’nin seçimler açısından onlar için çok önemli olduğunu biliyorlar. HDP olmadan seçimleri kazanamayacaklarını, AKP ve MHP’den kurtulamayacaklarını biliyorlar. HDP bu partilere ‘Bize doğru yaklaşırsanız biz de yerel seçimlerdeki gibi yaklaşabiliriz, aksi takdirde kaybedersiniz’ biçiminde onlara hem umut vermeli hem de ‘Böyle bir politika yürütmemiz için bizleri cesaretlendirecek yaklaşım göstermelisiniz’ demelidir.
Yani karşılıksız bir yaklaşım göstermelerinin böyle bir tutumu ortaya koymayı zorlaştıracağı biçiminde uygun uyarılar olabilir. ‘Tabanımızın sizlerden böyle bir beklentisi var’, mesajını vermeliler. HDP yürüteceği siyasetiyle bunları kendine muhtaç hale getirebilir ve bunlardan yararlanabilir. Bunların HDP’ye karşı politika içinde olmaması bile önemlidir.”
‘EVET’ DEDİĞİNE ‘HAYIR’ DEDİ
Nitekim, gelişmeler PKK’nın gönderdiği talimatta yazıldığı gibi oldu. HDP CHP’ye, Suriye ve Irak’ta terör örgütleri ile mücadele için TBMM’ye gönderilen tezkereye “Hayır” oyu vermesi gerektiğini söyledi. Önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı tarafından yapılan açıklamayla, “Tarihi sorumlulukla davranacağız” diyerek “Evet” işareti veren CHP, HDP’lilerin uyarısı ve HDP Milletvekili İmam Taşçıer’in, “Tezkereye CHP evet diyecekse hiçbir Kürt CHP, AKP’den daha iyidir diye oy vermemeli, desteklememeli” şeklindeki uyarısı sonrası tutumunu değiştirdi.
Daha önce defalarca “Evet” dediği tezkereye “Hayır” oyu kullandı. Tek amacı ise seçime giderken HDP’nin desteğini kaybetmemekti. Her şey PKK’nın HDP’ye talimatında yaşandığı gibi gerçekleşti, oy şantajı tuttu.
Önce HDP sonra da PKK CHP’yi kutladı.
PKK ‘HAYIRLI İŞ YAPTI’ DEDİ
Hem de PKK elebaşlarından Mustafa Karasu’nun ağzından. Karasu, “CHP baktı ki eğer savaş tezkeresine oy verirse iktidar olma iddiasını sürdüremez. Biz iyimser yaklaşarak böyle düşünüyoruz. Böyle düşünüyorlarsa doğrudur. Hayırlı bir iş yapmıştır” dedi.
Dikkat ettiyseniz terörist Karasu’nun sözleri, PKK’nın HDP’ye gönderdiği talimatla birebir örtüşüyor.
ORTAĞINI DA İHANETLE SUÇLADI
CHP, HDP’nin desteğini almadan iktidar olamayacağını hesaplıyor, o yüzden dün evet dediğine bugün hayır oyu veriyor. Kılıçdaroğlu’nun, HDP’nin desteğini kaybetmemek için yapmayacağı şey yok, bunu tüm Türkiye gördü. Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Memleket Partisi ile birlikte tezkereye “Evet” oyu kullanan ittifak ortağı İYİ Parti’yi bile “Cumhuriyet’e ihanet etmekle” suçlaması bunu gösteriyor.
Tüm bunların Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin çatısı altında yaşanıyor olması gerçekten acı.
Ama yapacak bir şey yok, bize de yalnızca “Hayırlı işler Kemal Bey!” demek düşüyor.
FETÖ’CÜLERE BOŞUNA UMUT VERİYOR
KEMAL Kılıçdaroğlu, FETÖ’cüleri heyecanlandıran KHK açıklamalarına devam ediyor. Ama bunu yaparken gülünç durumlara da düşüyor. KHK’lıları iade edeceği söylemine toplumsal meşruiyet kazandırmak için 15 Temmuz gecesi darbecilere direndiğini şöyle anlatıyor: “15 Temmuz Darbe Girişimi oldu. Hep beraber mücadele ettik. İktidarı ve muhalefeti beraber oldu ama birileri 15 Temmuz’u Allah’ın bir lütfu olarak kabul edip milletin ensesinde boza pişirmeye başladı.”
Sözü KHK ile ihraç edilenlere getirerek, “KHK ile ihraç edilip hakkında beraat kararı verilenlerin, göreve iadesi karar verilenlerin tamamını görevlerine iade edeceğiz. Biraz sabretsinler, geliyor gelmekte olan, az kaldı.”
49 BİN MAHKÛM, 42 BİN SORUŞTURMA
Dikkatli takip edenler hatırlayacaktır. Kılıçdaroğlu, KHK’lılar ile ilgili ilk açıklamasında, iade edeceklerini, “teröre bulaşmamış olanlar”, sonra “hakkında mahkûmiyet olmayanlar”, daha sonra, “hakkında soruşturma açılmamış olanlar” diye tarif etti. Şimdi ise kapsamını “hakkında beraat kararı verilen ve görevine iade edilenler” şeklinde daralttı.
Başından beri bunu söylüyorum ben de.
FETÖ darbe girişiminden sonra KHK ile 125 bin 679 kişi kamu görevinden çıkarıldı. OHAL Komisyonu’nun incelemeleri sonucunda 22 Aralık 2017 tarihinden bugüne kadar yapılan başvurulardan 118 bin 415’i yani yüzde 93’ü tamamlandı. 103 bin 365 başvuru reddedildi, 15 bin 50 başvuru kabul edildi. İncelemesi devam eden başvuru sayısı ise 8 bin 343.
15 BİN 50 KABUL
Daha önce de yazmıştım, hatırlatayım. OHAL Komisyonu’na başvuru yapanlardan 49 bini hakkında mahkemelerin verdiği mahkûmiyet kararları var. 42 bini hakkındaki soruşturma ve kovuşturma yani yargılama devam ediyor. Dolayısıyla, Kılıçdaroğlu’nun son açıklamasını da dikkate alırsak bunların iadesi mümkün değil.
İade edebileceği sayı ise OHAL Komisyonu’nun şu ana kadar hak ihlali karar verdiği 15 bin 50 kişi. Buna incelemesi devam eden dosyalardan eklenecek sayıyı da ekleyebiliriz.
Yani FETÖ’cülerin çok fazla heyecanlanmasına gerek yok. Bir de uyarı, takipsizlik ve beraat kararı alanlara da dikkat etsinler. Malum böyle karar alıp daha sonra FETÖ itirafçısı olan generalleri de gördük.
Paylaş