Fransa’nın 100 yıllık planı için şimdi kullandığı PKK elini yakıyor

BUNDAN tam 106 yıl önce İngiltere ve Fransa tarafından, daha sonra da Rusya’nın katılımıyla, Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu’daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli bir antlaşma imzalandı.

Haberin Devamı

16 Mayıs 1916 tarihli Sykes-Picot Anlaşması’na göre; Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmı Rusya’nın; Doğu Akdeniz bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları Fransa’nın, Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya ise İngiltere’nin olacaktı.

1917’de Rusya’daki Bolşevik Devrimi ile Fransızlar ve İngilizler arasındaki ayrılıklar anlaşmanın uygulanmasını engelledi.

25 ARALIK ANTEP’İN KURTULUŞU

 İki yıl sonra imzalanan Mondros Anlaşması emperyalist ülkelere bekledikleri fırsatı verdi.

İngilizler, 1916 tarihli Sykes-Picot Antlaşması’yla Fransızlara verilmesi planlanan Antep, Urfa, Maraş, Adana civarını, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi’nin 7’nci maddesine dayanarak işgal etti. İki emperyalist arasında anlaşmazlık, 15 Eylül 1919 tarihli “Suriye İtilafnamesi” ile çözüldü. İngilizler Musul bölgesindeki petrol toprakları karşılığında, işgal ettiği bölgeleri Fransızlara terk etti. Antlaşmanın ardından önce Suriye sonra da Ekim 1919 sonunda Antep, Urfa ve Maraş’ı boşalttı. Fransızlar 29 Ekim’de Antep ve Maraş’a, 30 Ekim 1919’da da Urfa’ya girdi. Mondros’u 1920 tarihli Anadolu topraklarında tam bir emperyalist bölüşüm içeren Sevr Antlaşması takip etse de tüm bunları Kuvayımilliye ve Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Kurtuluş Savaşı tarihin çöp sepetine attı. TBMM tarafından Antep’e, “Gazi”, Maraş’a “Kahraman”, Urfa’ya “Şanlı” unvanların verilmesine neden olan mücadeleleri ile, her üç ilimiz Kurtuluş Savaşı’nın kıvılcımı oldular.

Haberin Devamı

KENDİLERİ GİTTİ AKILLARI BURADA

Antep işgale karşı yaklaşık 10 ay süren mücadelede 6 bin 317 şehit verdi. 25 Aralık 1921’de son Fransız askeri de şehri terk etti. Dün Antep’in kurtuluşunun, Fransızların bu coğrafyadan atılışının 101’inci yılıydı. Ama kendileri gitti, akılları hâlâ bu coğrafyada hegemonya peşinde.

Peki, 25 Aralık’ta sadece Antep’in Kurtuluşu’nu mu kutlamalıyız?

Kısa süre önce Şahinbey Belediyesi Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’nun emeğini yansıtan Milli Mücadele Müzesi’ni gezerken böyle olmadığını gördüm.

Haberin Devamı

ZAFERİ, DÜŞMANI VE İŞBİRLİKÇİYİ UNUTMA

25 Aralık’ı sadece kazanılmış bir zaferin yıldönümü olarak değil, düşmanı ve işbirlikçilerini unutmayıp yaptıklarını hatırlayarak da anmalıyız.

Düşman unutmuyor, planlarından hiç vazgeçmiyor, biz de düşmanları ve işbirlikçilerini hatırlamalıyız. Çünkü 100 yıl önceki tarih tekerrür ediyor...

Senaryo aynı, yöneten aynı, bu kez kullanılan piyon farklı; Fransızlar 100 yıl önce Ermenileri kullanmıştı şimdi de PKK’lı teröristleri kullanıyor. “Kürtler” demiyorum çünkü büyük bölümü bu senaryonun parçası değil.

Sadece, sözde “Kürt” kimliğini kullanan, çoğu zaman da Kürtleri katleden emperyalizmin kullanışlı paralı uşağı olmuş PKK’lıları kastediyorum.

Haberin Devamı

Fransa’nın 100 yıllık senaryosu için bugün kullandığı PKK’lı piyonlar şimdi başkent Paris’i ateşe veriyor.

25 ARALIK PKK PARİS’İ YAKIYOR

Antep’in Fransızlardan kurtuluş günü olan 25 Aralık’ta, PKK’lıların Fransa’nın başkenti Paris’i ateşe vermesi tarih itibarıyla tesadüf olsa da iki olay arasında 100 yıllık neden-sonuç ilişkisi var.

İngilizler 100 yıl önce genellikle petrol kaynakları üzerindeki Araplar üzerine kurdukları senaryoları oynadılar, Fransızlar ise Kürtleri araç olarak gördüler. Fransızların Kürtlerle ilişkisi 1960’lara kadar gider. Zaman içinde Kürtlerin büyük bölümü bu oyuna gelmediği için Fransızların elinde kala kala PKK terör örgütü kaldı.

Haberin Devamı

Amaç, 100 yıl önceki planlarında olduğu gibi Suriye, Irak ve Türkiye topraklarını bölmek ya da dolaylı da olsa buralarda hâkimiyet kurmak. Bu plan için tüm emperyalist ülkeler devrede. Bunun için bugün kullanılan araç, PKK’lılar.

Fransa’nın 100 yıllık planı için şimdi kullandığı PKK elini yakıyor

FRANSIZLARIN PKK AŞKI...

Fransa’nın PKK ile ilişkisi 1981’de François Mitterrand’ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle başladı. Eşi Danielle Mitterrand, PKK elebaşı Öcalan için, “Kalbimde özel bir yeri var” diyecek derecede teröristleri destekliyordu.

Mitterrand sonrası Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy döneminde, eskisi kadar sıkı olmasa da örgüt Fransa yönetimiyle ilişkilerini sürdürdü. Fransa, 2001 yılına kadar PKK’yı terör örgütü olarak tanımadı. Bu tarihten itibaren tanısa da PKK’nın Avrupa’da en rahat hareket ettiği, para toplayıp insan kaçakçılığı yapabildiği, eleman devşirip uyuşturucu sevkıyatı yapabildiği ülke Fransa haline geldi. PKK, Fransa yönetiminin göz yumması sonucunda, terör örgütüne karşı olan Kürtler üzerinde de baskı kurabiliyor. Fransa’da yaşayan Kürtlerden, “sahip çıkma” adı altında zorla para alıyor, vermeyenleri tehdit edip işyerlerini basıyor.

Haberin Devamı

PKK/PYD-YPG PARİS’İ YAKIYOR

Fransa yönetimi sadece ülkesinde değil, PKK’nın Suriye’deki örgütlenme faaliyetlerinde de destek oluyor. Finans, askeri eğitim yanında, Fransız Lafarge çimento şirketinin PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin işgal ettiği bölgelerde yüzlerce kilometrelik beton tüneller inşa ettiği ortaya çıktı. Fransa son dönemde PKK/PYD-YPG’ye en düzeydeki desteği, mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Nisan 2019’da YPG/PKK’lı teröristleri SDG adı altında Élysée Sarayı’nda kabul etmesiyle gösterdi.

Şimdi PKK’lı teröristler, ellerinde hem terör örgütü elebaşı Öcalan’ın resmi olan PKK hem de Suriye yapılanması PYD/YPG bez paçavralarıyla Paris sokaklarını ateşe veriyor.

Tüm emperyalist ülkelerinki gibi, Fransa’nın 100 yıl önceki senaryosu nasıl çöktüyse bugün de tamamı çöp olacak. Kullandıkları maşa eninde sonunda kendi ellerini yakacak.

Yazarın Tüm Yazıları