Paylaş
Sadece benim için değil, belki de basın tarihimizde bir ilk olacak. Bölünme aşamasına gelen ve içinde Fetullahçı Terör Örgütü tartışmalarının olduğu bir tarikat ilk kez kapılarını gazetecilere açıyor. Her şey İsmailağa Cemaati’nin şeyhlik silsilesinde 36’ncı isim olan Mahmut Ustaosmanoğlu’nun 2022 yılında vefatı ile başladı. Kendisinden sonra herhangi bir ismi “mürşit” olarak ilan etmeyen Mahmut Ustaosmanoğlu’ndan sonra silsilenin bitmesi ile “rabıta” yoluyla şeyhlik tartışması başladığı iddia ediliyor. Tarikat dilinde “rabıta” günlük 10-15 dakikalık seanslar halinde, rabıta yapacak kişinin Mahmut Efendi’yi düşünerek bir nevi onun yerine karar alması anlamına geliyor. Bunun tehlikeli yönü rabıta yapacak kişinin tehlikeli bir amacı olması halinde; kendi düşünce ve fikirleriyle sayıları milyonları bulan İsmailağa Cemaati’ni sadece kendisi için değil tüm toplum için tehlikeli bir noktaya taşıma riski.
RABITA TARTIŞMASI
Silsilede 36’ncı isim olan Mahmut Ustaosmanoğlu’ndan sonra İsmailağa Cemaati’nin başına Hasan Kılıç getirildi. 22 Nisan 2024 günü Hasan Kılıç'ın da ölümüyle cemaat içinde iktidar ve güç savaşı gün yüzüne çıktı.
İstanbul Fatih Çarşamba’da büyük bir külliyesi bulunan, hatta semtin adıyla anılacak kadar büyük bir cemaat olan İsmailağa’daki kavganın bir parçası da Fetullahçı Terör Örgütü’nün etkisi. Cemaat içinden bazı isimler FETÖ’nün cemaati ele geçirmeye çalıştığını ve “rabıta” üzerinden etki altına alınacak cemaat liderinin Türkiye’de kaos planlayabileceğini düşünüyor. Bunların başında da Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü geliyor.
Nitekim Fetullahçı Terör Örgütü’nün firari kıta imamlarından Hamdullah Öztürk, ilginç biçimde üst üste videolar yayınlayıp, İsmailağa Cemaati’yle ilişkilerini anlatarak Cübbeli Ahmet’i hedef alan konuşmalar yapıyor.
FETÖ’CÜLERDEN YAYINLAR
FETÖ’cü Öztürk, 97 yaşındaki Hasan Kılıç'ın ölümü sonrası cemaatin başına Cübbeli Ahmet’in geçeceği ve bunun ‘derin devlet operasyonu’ olduğu gibi iddialar ortaya atıyor. Cevheri Güven gibi firari FETÖ’cüler, Cübbeli Ahmet’i hedef alan videolar yayınlıyorlar.
İsmailağa Cemaati içinden de Hasan Kılıç'ın kendisini ziyaret etmek isteyen Cübbeli Ahmet’e “gelmesin” dediğine dair bir görüntü paylaşıldı. Hatta, 25 Mart 2024 günü, M.C.A. isimli sosyal medya hesabından Cübbeli Ahmet’i hedef alarak, “Yıllarını verdiğin İsmailağa’dan güzel bir darbe yemene az kaldı” yazdığı uzun bir mesaj paylaştı.
Tam da yazdığı gibi oldu; cemaatin en bilinen isimlerinden birisi olan Cübbeli Ahmet (Ahmet Mahmut Ünlü), 27 Mart günü İsmailağa Cemaati istişare heyeti adına şu açıklamayla ihraç edildi:
“Bir süredir kendisiyle yapılan istişarelere rağmen tavrını değiştirmemekte ısrar eden, ihvanımızı ve kamuoyunu yanlış biçimde yönlendirmeyi sürdüren Cübbeli Ahmet Hoca, söz ve davranışlarıyla tarikatımıza ve hizmetlerimize zarar veren biri haline gelmiş ve Hasan Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin şeyhliğini kabul etmemiştir. Bu gerçeğe binaen kendisinin tekkemiz ve cemaatimizle hiçbir ünsiyetinin kalmadığını, görüş ve açıklamalarının cemaatimiz açısından hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını ihvanımıza ve tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Cübbeli Ahmet, cemaati dağıtmakla suçlandı. Kararı alanlar arasında, Hasan Kılıç'ın oğulları Abdullah ve Abdurrahman Kılıç, Ahmet Ustaosmanoğlu ile caminin imamı Salih Topçu’nun ismi geçiyor.
CÜBBELİ’DEN SALVOLAR
Cübbeli Ahmet, tüm bunların İsmailağa Cemaati’nin FETÖ kontrolüne alınması için yapılan bir operasyon olduğuna dair açıklamalar yaparak saatler süren video yayınladı.
Bu gelişmeler sırasında, 22 Nisan 2024 günü Hasan Kılıç'ın ölümü sonrası kavganın asıl büyük bölümü başladı. Cübbeli Ahmet ertesi gün, yani 23 Nisan günü Hasan Kılıç'ın ölümü sonrası cemaat vekilleri ve kadın-erkek ihvan adına “vekiller emiri” olarak Denizli’de yaşayan İbrahim Uslu’ya tabi olduklarını açıkladı.
İsmailağa Cemaati’nin sosyal medya hesaplarından 23 Nisan günü yapılan açıklamayla ise Ahmet Fikri Doğan’ın silsilenin 38’inci ismi olarak cemaatin başına getirilerek şeyhliği ilan edilmiş oldu.
BİR ŞEYH BİR VEKİLLER EMİRİ
Ancak İsmailağa Cemaati’nin ileri gelenleri de Denizli’de yaşayan İbrahim Uslu ile bir araya gelerek cemaatte tanınan altı önemli isimden bir Şûra Heyeti oluşturdu. İbrahim Uslu’nun da kısa süre sonra İstanbul’a gelerek İsmailağa faaliyetleri konusunda çalışmaları yürüteceği söyleniyor.
Öte yandan İsmailağa Cemaati de bir açıklama yaparak buna, “...bir grup harekete geçerek tasavvuf tarihinde görülmeyen, tarikat usül ve erkânında hiçbir yeri olmayan ‘başvekillik’ ve ‘emirlik’ gibi tanımlamalarla bir yapı oluşturmaya teşebbüs etmiştir” diyerek itiraz etti. Cemaat açıklamasında “silsileden kopuk yapı” diye tabir edilen İbrahim Uslu liderliğinde hareket eden grup için şu değerlendirme yapıldı:
“Tarikat-ı aliyyede manevi nisbetin yolu olan altın silsileden kopuk yapılar içerisinde yer almanın feyiz ve bereketten mahrumiyete sebep olacak son derece tehlikeli bir adım olduğunu, böylesi oluşumların içinde yer almanın ve desteklemenin Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin rızası ve şefaatinden mahrumiyete sebep olacağını hatırlatmak kardeşlik hukukunun gereğidir.”
Kimilerince üyeleri yüz binleri bulan, etki alanı ise 2 milyon kişiyi geçen, İstanbul Suriçi’nde milyarlarca dolarlık malvarlığı ve çok büyük bir ekonomik güce sahip olan, ayrıca siyaset ve bürokraside etkili olan İsmailağa Cemaati ile ilgili gelişmeleri bu dar alanda aktarırken, eksik ve hatalı yazmış olabilirim. Umarım basın toplantısında kafamız biraz daha netleşecektir, aktaracağım.
Paylaş