Paylaş
Tarihimizde görülmemiş bir ihanete karşı canlarını siper eden 252 şehidimize, 2 bin 500 dolayındaki gazimize, darbe girişimine direnen milyonlarca vatansevere minnettarlığımız hiç bitmeyecek.
Biliyorum, birileri 15 Temmuz’un anılmasından çok rahatsız, biliyorum onlara göre Fetullahçı Terör Örgütü tehlikesi yok.
Ama FETÖ, son seçimlerde cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye karşı kurulan montaj kaset kumpasıyla hâlâ varlığını koruduğunu, hâlâ kötülüklerine ve ihanetlerine devam ettiğini, demokrasiye doğrudan müdahale ettiğini gösterdi.
2023’TE DEMOKRASİYE SALDIRI
15 Temmuz darbe girişimi ile nasıl iktidarı devirmeye ve kanlı bir şekilde ülke yönetimini fiilen ele geçirmeye çalıştıysa, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesi için yaptığı montaj porno kaset kumpasıyla demokrasiye dolaylı biçimde müdahale etti.
Fetullahçı Terör Örgütü bu kumpası Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanma şansını artırmak adına yaptı. Kılıçdaroğlu da FETÖ’nün işlediği suçu, bir tweet atarak Rusların üzerine yıkmaya kalktı.
FETÖ, siyasete müdahalesini 2010 yılında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a kurduğu kaset kumpasıyla göstermiş, Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Başkanlığı yolunu açmıştı. 2011 yılında da MHP’ye karşı kaset kumpasıyla 10 genel başkan yardımcısının istifasına sebep olmuştu.
CHP’YE, AKP’YE, MHP’YE KUMPAS
Birileri ise FETÖ’nün 13 yıl önce CHP’ye, 12 yıl önce MHP’ye kumpas kurduğunu, 10 yıl önce 17/25 Aralık operasyonlarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tutuklamaya kalkarak siyasete müdahale ettiğini, 7 yıl önce 15 Temmuz gecesi darbe girişimi ile devleti geçirmeye çalıştığını unutmuş görünüyorlar.
FETÖ’nün nasıl bir kötülük örgütü, nasıl kumpasçı bir örgüt olduğunu hâlâ göremeyenlere, görse de önemsemeyenlere Muharrem İnce’nin hepsi hepsi iki ay önce, 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçiminin arifesinde adaylıktan çekilmesine yol açan kumpası hatırlatmak yeterli aslında. Ankara Cumhuriyet Başavcılığı’nın FETÖ’nün montaj kaset kumpasıyla ilgili terör soruşturması çok tartışılacak sonuçlar ortaya çıkaracak.
KILIÇDAROĞLU ADINA YOL TEMİZLİĞİ
14 Mayıs seçimleri Fetullahçı Terör Örgütü için ölüm kalım savaşıydı. O yüzden var gücüyle Kılıçdaroğlu’nu desteklediler. Rakibi İnce’ye kumpas kurarak adeta yol temizliği yaptılar.
Nasıl 14 Mayıs seçimleri Fetullahçı Terör Örgütü için varlık savaşıysa Türk devleti de seçim sonuçlarını onları yok etme mücadelesine çevirmeli. Tek bir FETÖ’cü kalmayıncaya kadar devlet bu ihanet şebekesinden arındırılmalı.
Unutmayalım ki bölücü terör örgüt PKK gibi FETÖ’nün de uzun yıllar ayakta kalabilmesi iki desteğe bağlı. Birincisi dışarıdan yabancı ülke desteği, ikincisi de içeriden siyasi destek...
FETÖ, PKK’DAN DAHA SİNSİ
Bunlardan en önemlisi, içeriden verilen siyasi destek. Son seçimlerde olduğu gibi Türkiye’deki hiçbir siyasi parti FETÖ’cülere kol kanat germemeli. Bunun engellenmesi için de her şey yapılmalı.
Yoksa nasıl PKK ile 40 yıldan beri mücadele ediyorsak ve hâlâ canımızı yakmaya devam ediyorsa, etkili mücadele edilmezse FETÖ de çok uzun yıllar hem siyasette hem bürokraside hem medyada hem yargıda hem de güvenlik bürokrasisinde varlığını korur ve ihanet için zamanını kollar.
KILCAL DAMARLARA SIZDILAR
FETÖ’nün bölücü terör örgütünden daha sinsi ve tehlikeli yanı, “renklendirme taktiği” ile her siyasi kimliğe bürünebilmesi, her sivil toplum kuruluşuna, her tarikat ve cemaate sızabilmesidir. FETÖ elebaşı Gülen’in “devletin kılcal damarlarına sızılması” talimatında olduğu gibi toplumun kılcal damarlarında gezinebilmesidir.
O yüzden FETÖ ile mücadele, 1984 yılında devlete silah çekerek terör eylemlerine başlayan PKK terör örgütü ile mücadeleye benzemesin istiyorsak, mücadele, devletin içinde tek bir örgüt mensubu kalmayıncaya kadar kesintisiz devam etmeli. PKK devlete ilk kurşunu sıktığında, “üç beş çapulcu” açıklamalarıyla küçümsenme hatasına düşüldüğü gibi, hâlâ ihanet peşinde olan FETÖ’cü hainlere merhamet gösterilmemeli. Çünkü her bir FETÖ’cü ihanet peşindedir.
FETÖ’cüler bize şunu öğretti: “Haine merhamet vatana ihanettir.”
Önümüzdeki süreçte yapacağımız mücadele, 15 Temmuz şehit ve gazileri başta, gelecek nesillere borcumuzdur.
15 TEMMUZ KATAR’DA SADECE ANILMIYOR, YAŞANIYOR
15 Temmuz sonrası FETÖ’nün yurtdışı okullarına el konulması sürecinde Maarif Vakfı’nda yöneticilik yapan Türkiye’nin Katar Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu’nun Doha’daki 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili çalışmaları devam ediyor. Bu yıl ben ve araştırmacı İhsan Aktaş, Katar’da yapılan 15 Temmuz anma programlarına davet edildik. Büyükelçi Göksu ve ekibinin 15 Temmuz çalışmaları tüm büyükelçilerimize örnek olacak cinsten.
Bu yıl da 15 Temmuz ile ilgili olarak 4 İngilizce, 5 Arapça makalesi Katarlı ve uluslararası medyada yer alıyor. 15 Temmuz anma programını 10 gün öncesinden, sosyal medya hesapları üzerinden anmaya başlamış. Büyükelçilik her gün 15 Temmuz ile ilgili bir paylaşım yapıyor. 15 Temmuz haftasına, 12 Temmuz günü Büyükelçilik’te düzenlenen, Türk ve yabancı misafirlerin katılımı ile gerçekleşen toplantıyla başladı. 13 Temmuz günü ise Katarlı ve uluslararası medyadan 20 kişinin katılımı ile basın toplantısı düzenledi. Aynı gün Doha’da Yunus Emre Enstitüsü’nde 15 Temmuz konulu bir söyleşi düzenlendi.
Bugün ise Katar’daki Türk Büyükelçiliği’nde, özellikle Arap ve Afrikalı büyükelçilere 15 Temmuz ve FETÖ’yü bizzat anlatıyor. Çünkü FETÖ’nün bu bölgelerde hâlâ faal okulları bulunuyor. Ben de yarattığı duygu şu; 15 Temmuz Katar’da sadece anılmıyor, adeta yaşanıyor.
Paylaş