Paylaş
Trump, “Dosyaların tamamını yayınlamasam da ‘çok sayıda’ dosyayı redakte edilmiş halde de olsa yayınladım. Geri kalanını yayınlamamamı tercih ettiler, ama bu en erken zamanda yapılacak. Saygı duyduğum insanlar benden ricacı oldu, ama bana soranlar CIA personeli değildi, muhtemelen bu cinayetin arkasında CIA vardı. Dosyaların yayınlanması çok ilginç olacak” dedikten yaklaşık 1 ay sonra 13 Temmuz 2024 günü tıpkı Kennedy’ninkine benzer suikastla öldürülmek istendi.
TRUMP’DAN KENNEDY’Yİ KORUYUN MESAJI
Kürsüde konuşurken başını yana çevirmesi, sağ şakağından başını delip geçecek tüfek mermisinin kulağını sıyırarak yaralı da olsa kurtulup hayatta kalmasını sağladı. Öldürülmüş olsaydı akıbeti gibi, suikast dosyası da tıpkı Kennedy’ninki gibi yalan ve dezenformasyonla karartılacaktı.
Trump, kendisine suikastın neden ve kimden geldiğini biliyormuşcasına iki gün sonra sosyal medyadan 1963’te suikasta kurban giden 35. Başkan John F. Kennedy’nin yeğeni Robert F. Kennedy Jr’ın ‘derhal’ koruma altına alınması gerektiğine dair şu mesajı paylaştı:
“Bugün dünyada olup bitenler ışığında, Robert F. Kennedy Jr.’ın derhal Gizli Servis koruması almasının zorunlu olduğunu düşünüyorum. Kennedy ailesinin geçmişi göz önüne alındığında, bunun yapılması gereken, doğru bir şey olduğu çok bariz!”
BABASI VE AMCASI ÖLDÜRÜLEN KENNEDY
Robert Kennedy Jr, 22 Kasım 1963’te öldürülen ABD’nin 35. Başkanı John F. Kennedy’nin yeğeni, ağabeyinin öldürülmesinden sonra ABD Başkanlığı için çalışmalar yapan ve 6 Haziran 1968’de öldürülen Senatör Robert F. Kennedy’nin de oğlu. Kennedy Jr. da 2023 yılı mayıs ayında katıldığı bir radyo programında, 1963’te amcası John F. Kennedy’nin cinayete kurban gitmesine ilişkin “CIA’in cinayete ve örtbas edilmesine karıştığına dair çok güçlü kanıtlar var” açıklamasını yapmıştı.
GİZLİ SERVİS HEDEFTE
Kennedy suikastı ile o kadar benzerlik var ki, Trump’ın neden Kennedy Jr.’ın korumaya alınmasını istediğini anlayabiliyorsunuz.
En önemlisi Trump’ın tıpkı Kennedy gibi ABD’nin kurulu düzeni ile mücadeleye girip politika değişikliğine gitmek istemesi.
Trump’a suikasta bakınca, hiç kimseyi 20 yaşındaki bir gencin ABD başkan adayına suikast kararını tek başına verip uyguladığına inandıramazsınız.
Asıl önemlisi suikastçının tetiği çekmeden 1 saat önce fark edilmesine, polise ve ABD başkanını korumakla görevle Gizli Servis’e bilgi verilmiş olmasına rağmen bunun sıradan bir saldırı girişimi olduğuna kimse inanmaz.
Nitekim, Gizli Servis ve FBI’ın verdiği brifing sonrası ABD’li senatörler de açıklamalara inanmamış. Wyoming’in Cumhuriyetçi Senatörü John Barrasso, FBI ve ABD Gizli Servisi’nin senatörlere verdiği brifing sonrası Fox News’e açıklamalarda bulundu. Barrasso, suikastçı Crooks’un saldırıyı gerçekleştirmeden bir saatten fazla zaman öncesi güvenlik ekipleri tarafından “yanında sırt çantası ve telemetre taşıması” nedeniyle “şüpheli bir karakter olarak tanımlandığını” söyledi. Yani tüm ABD’li güvenlik güçleri suikastçıdan haberdar ama engelleyen yok. Aynı brifingi alan Tennessee Cumhuriyetçi Senatörü Marsha Blackburn de X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Az önce Gizli Servis ve FBI ile bir brifinge katıldım. Gizli Servis’in, Trump sahneye çıkmadan önce bir tehditten haberdar olduğunu öğrendiğimde dehşete düştüm” ifadelerine yer verdi.
Bunlar tarihe not olarak düşülmesi gereken açıklamalar...
“ÖLÜLER KONUŞMAZ” KURALI
Trump’a suikast ile Kennedy suikastı arasındaki benzerlikler sadece korumakla görevli olan ekibin güvenlik açıkları ile sınırlı değil.
Kennedy’yi öldürülen Lee Harvey Oswald iki gün sonra 24 Kasım 1963 günü kameraların önünde öldürüldü. Onu öldüren Jack Ruby de hapishanede öldü(!)
ABD polisi ve Gizli Servis’in suikasttan bir saat önceden haberdar olduğu Mathew Thomas Crooks, Trump’a ateş eder etmez öldürüldü.
Yani “ölüler konuşamaz” kuralı gereği iki suikastçı da öldürüldü.
KENNEDY’DE KÜBA, SSCB; TRUMP’TA İRAN
Trump ve Kennedy suikastları arasındaki benzerlik bununla da sınırlı kalmıyor.
Her iki olayda da CIA hemen bir olağan şüpheli ismi ortaya atıyor. Kennedy suikastının arkasında mafyatik yapılar yanında Küba ve Sovyetler Birliği’nin isimleri ortaya atıldı.
Trump’a suikastın arkasından ise İran’ın adı gündeme getirildi. Elbette gündeme getirenler, suikast konusunda en azından ihmalleriyle tartışılan ABD’nin güvenlik ve istihbarat örgütleri. ABD’li yetkililer, İran’ın, eski ABD Başkanı Trump’a suikast girişiminde bulunacağı yönünde istihbarat edindiği, bunun ardından da ABD Gizli Servisi’nin son haftalarda Trump’ı korumaya yönelik ilave tedbir aldığı ileri sürdüler. Ayrıca ABD Gizli Servisi’nin, Trump’ın seçim kampanyasından sorumlu yetkilileri dış mekânlarda miting düzenlememe konusunda uyarmış.
İRAN İSTİHBARATI CIA’DEN
Basına göre İran’ın Trump’a yönelik suikast girişimi ile ilgili iddianın, görev alanı gereği CIA dışında bir kaynaktan gelmesi imkânsız. İran yönetimi, ABD, Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’yi öldürdüğünde can kaybı olmaması için yapacağı misillemeyi önceden ABD Başkanı Trump’a haber veren bir yönetim anlayışına sahip; ABD ile savaşmama üzerine politika yürüten bir devlet. Dolayısıyla Trump’a suikast düzenlemeye cesaret dahi edemez.
Ama ABD istihbaratı ne yapıyor, önceden İran’ın Trump’a yönelik suikast hazırlığı yaptığı istihbaratını, Trump’ı korumakla görevli Gizli Servis ile paylaşıyor. Suikast olunca da olağan şüpheli İran’ın adı dolaşıma sokuluyor. Dolayısıyla CIA kaynaklı olarak İran’ın adı ortaya atılarak Trump’a yönelik suikastın üstü de örtülmüş oluyor. Trump, Kennedy dosyasının tamamını açıklayamadığı gibi ABD başkanı bile olsa kendisine suikastı aydınlatmaya gücü yetmeyecektir.
Paylaş