6’lı Masa can çekişen PKK terörüne cesaret veriyor

“Daha çok kritik bir dönemdeyiz. Bugünkü saldırılar işte Tayyip Erdoğan da hep söylüyor ya ‘Daha bunlar iyi günleriniz’, gerçekten de neler olacağını şey etmemiz lazım. Oldukça kritik bir süreçteyiz. Bunu iyi görmek gerekiyor. Daha ağır saldırılar olabilir. Bu seçim çalışmalarını kesinlikle böyle bir mücadele olarak ele almak lazım. Bu siyasi, askeri durumla kesinlikle birleştirmek gerekli. Bunlardan kopuk, bunların dışında bir seçim kesinlikle yoktur, olamaz. Tam tersi bu ayrılık, parçalılıklar önlenmeli. Küçük şeyler mesele yapılmamalı. Daha fazla ittifak, ilişki, birlik. Tarihe gömmek gerekiyor onu.”

Terörist Duran Kalkan’a bunu söyleten şey Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK terörüne karşı yurtiçinde ve dışında yürüttüğü topyekûn mücadelenin sonucudur.

Teröristler, bir yandan bitme noktasına geldiklerini söylüyorlar, diğer yandan 6’lı Masa’dan da umutlarını dile getiriyorlar.

6’lı Masa’nın ortaklarından CHP ve Deva Partisi başta olmak üzere, HDP’lilerin desteğini almak için bu umutları karşılıksız bırakmıyorlar.

Terör sorununa, “Kürt sorunu” adını koyup yeni açılım peşinde koşan muhalefet, can çekişen PKK terörüne cesaret veriyor.

TESLİM OLAN, KATILIMIN İKİ KATI

PKK terör örgütünün yurtiçinde bitme noktasına geldiğine ilişkin rakamlar hafta başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından açıklandı. 2022 yıl sonu rakamlarına bakıldığında; son üç yılda terör örgütünden kaçarak teslim olanların sayısı örgüte katılanların iki katını geçti.

2013-2015 arasındaki açılım sürecini hatırlayanlar bilir, sadece 2014 yılında PKK terör örgütüne katılım 5 bin 558 iken, 2015’te 3 bin 884 olarak gerçekleşti. Yani açılım sürecinde PKK’ya katılım neredeyse 10 bini buldu.

20 Temmuz 2015’te PKK’lı teröristlerin iki polisimizi şehit etmesiyle son bulan açılım sonrası başlayan terörle mücadele sonucunda 2016 yılında PKK’ya katılım 703’e düştü, 2017’de 161’e, 2018’de 136’ya, 2019’da ise 130’a indi. 2022’de ise bir kısmı Avrupa ülkelerinden olmak üzere, örgüte katılım en düşük rakam olan 57’ye kadar indi.

Asıl önemlisi, 2016 yılında örgütten kaçarak teslim olanların sayısı 49 gibi düşük bir rakamken, 2017’de 135, 2018’de 165, 2019’da 273 kişi teslim oldu.

Ülke içindeki teröristlerin sayısı da 2016’da 2 bin 780 iken hızla düşerek bugün 120’ye kadar indi. Yazımdaki grafiklere bakıldığında, 2013-2015 arasındaki açılım süreci ile sonrası terörle mücadele dönemi arasındaki farkı görmek mümkün.

ÜLKEYİ BÖLECEK ÖNERİLER

2013-2015 arası açılım sürecinin bir diğer sonucu da; HDP’lilerin, PKK/KCK yönetiminin talimatıyla, 8 Ağustos 2015 ve 10 Ekim 2015 arasında 5 il merkezinde ve 11 ile bağlı 21 ilçede özerlik ilan etmesi oldu. Bu PKK ve HDP’nin ülkeyi bölme provasıydı.

Ardından hendek çukur eylemleri sırasında, PKK’lı teröristlerin yanında durdu ve desteklediler. Sonunda 800’e yakın vatan evladı şehit oldu.

Bundan önce defalarca yaptığım gibi şimdi de hatırlatmamın nedeni; seçime giderken, CHP ve Deva Partisi başta olmak üzere 6’lı Masa’nın ortaklarının, HDP’lilerin oylarını almak için yaptıkları açıklamalar.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başdanışmanı Nurşivan Elçi’nin, CHP Genel Merkezi’nde Türk bayraklarını kaldırıp CHP bayrağı önünde terörist PKK’lı ağzıyla yaptığı açıklamada, Güneydoğu Anadolu Bölgemiz için “Kuzey Kürdistan” ifadesini kullanarak, anadilde eğitim, Anayasa’da kimlik tanımı, özerklik çağırısıyla devletin sisteminin değişmesi gerektiğini söylüyor.

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve yöneticiler HDP’lilere şirin görünmek için Anayasa’nın 66’ncı maddesinde değişikliği gündeme getiriyor. “Türklük” tanımını kaldıracaklarını, dahası resmi dilimiz olan Türkçe dışında anadilde eğitim ve öğretim önerisiyle ülkede bölünme ile sonuçlanacak son derece tehlikeli öneriler ortaya atıyor. Dediğim gibi bitmek üzere olan teröre cansuyu veriyorlar.