Paylaş
Sözde demokrasi, insan hakları, hukuk savunucuları Fırat Şişman’ın videolarını mafya elebaşınınkiler kadar gündem yaptılar mı?
Yapmazlar, yapamazlar. Yaptıkları tek şey ya onların suçuna ortak olmak ya da sessizliğe bürünmektir.
Ne diyordu mafya elebaşı, “40 yaş altına hitap ediyorum...”
40 yaş üstü olanların bilmemesi mümkün değil o yüzden PKK’nın emperyalist ülkelere nasıl maşalık yaptığını, kanlı bir örgüt olduğunu, en çok zararı da Kürt kökenli yurttaşlara verdiğini Fırat Şişman tek tek anlatmış.
40 yaş altında olanların da PKK’nın kanlı içyüzünü anlaması bakımından bu videoları izlemesi gerekir.
İzleyenler görmüştür; 11 yaşında pikniğe gitme bahanesiyle PKK’lılara teslim edilen Fırat Şişman, PKK elebaşı Murat Karayılan’ın korumalığını yapmış, onun “oğlum” diye sahiplendiği birisi.
KARAYILAN’IN KARA KUTUSU
2007’den itibaren de PKK’nın bulunduğu sahanın her yerinde kendisine üst düzey görev verilmiş. 8 Nisan 2021 günü Jandarma tarafından yapılan operasyonda yaralı olarak yakalandığında da Türkiye’deki 250 dolayındaki PKK’lı teröristin de yüzde 40’ının yani 100’ünün bağlı olduğu üst düzey bir yönetici konumundaydı.
Yaralı ele geçirildiğinde ve 7 serum verilip helikopterle hastaneye götürüldüğünde onu hayatta tutan ise operasyona katılan Türk askerinin verdiği kan oldu.
Can alan bir teröriste kan vererek hayatta tutan şerefli Türk askerine tüm dünya selam dursun.
Bu durum Fırat Şişman’ı çok etkilemiş. 11 yaşından beri örgüt yönetimi tarafından, “İşkence ederler, infaz ederler” dedikleri Türk askerinin, 5 dakika geç kalsa ölecek olan bir teröriste kan vererek hayatta kalmasını sağlaması onu etkilemiş ve “Çekirdek kadro” dediği yöneticiler hariç örgüt üyelerine çağrıda bulunmak üzere görüntülü ifade vermek istemiş.
İşte izlediğiniz Fırat Şişman’ın, ailesinin de onayını alarak videoya çekilen ifadesinin böyle bir hikâyesi var.
PKK EN ÇOK KÜRTLERE ZARAR VERDİ
Ama asıl önemlisi ise söyledikleri. İşte kısa bir alıntı:
“Kırk yıldır örgüt silahlı faaliyet yürütmektedir. Fakat örgüt bu kırk yıllık süreç içerisinde hiç yaşamadığı zorlukları özellikle bu son günlerde yaşamaktadır. Yaşadığı zorlanmaların esas nedeni örgütün söylem ve eylemlerinin bir olmamasındandır.
Örgüt Kürt halkının özgürlüğü ve haklarını savunmak için savaştığını her ne kadar söylüyor olsa da ortaya çıkan sonuçlar bunu gösteriyor ki örgütün Kürt halkını ve bölgedeki insanların haklarını, özgürlüğünü sağlamak amaçlı mücadele yürütmediği görülmektedir.
Özellikle 2016 yılında şehir savaşlarında hendek ve barikatlar şehirlerde kurulup sivil insanların savaşlara alet edilmesiyle bu amacın insanların özgürlüğü için Kürt halklarını savunmak için yürütülen bir amaç olmadığı görüldü.
40 yıldan fazla bir süredir Güneydoğu Anadolu’da Kürtlerin en çok yaşadığı bölgede savaşın en büyük acısını çeken Kürt insanı ve insanları oldu, bölgedeki insanlar oldu, Türkiye’deki tüm insanlar oldu.
ŞİDDETİ ŞEHİRLERE KAYDIRMAYA ÇALIŞTI
Yani 40 yıllık bir mücadele tarihinde örgütün kazanamayacağı, kazanmadığı bir sonucu, savaşı şehirlere kaydırarak kazanmaya çalıştı. Eğer bir örgüt kendi hakkı için mücadele ediyorsa yani bölgedeki insanlar için mücadele yürütüyorsa bölgedeki insanları savaşa alet etmemelidir. Onların yaşadıkları yerleri yakmamalı, yıkmamalı, barikatlar yapmamalıydı. Fakat örgüt bunu çok düşünmedi. Yürüteceği savaşın bölgedeki insanlara vereceğe zararı ya da yaratacağı olumsuz sonuçları düşünmeden dış güçlerin oyunlarına gelerek diğer bölgelerdeki durumu Türkiye ile kıyaslayarak kendisince bir sonuç elde edebileceğini düşündü. Ama yaptığı mücadeleyi de Kürtlerin özgürlüğü için yaptığını belirtiyordu. Fakat sonuç ortada. Ama yıkılan, yakılan, yine canlarından olan bölgedeki insanlar oldu.
Son beş altı yıldır özellikle askeri performans açısında örgüt büyük bir düşüşe geçmiş durumda. Kitle desteğinin çoğunu kaybetti. Örgüte katılımlar sıfıra indi. Eyaletlerde, kuzey eyaletler ve diğer alanlarda örgütün eylem yapma kapasitesi neredeyse sıfıra inmiş durumda...
İnsanlar örgütün yanlış yaklaşımlarından sonra değil ki çocuğunu örgüte vermeyi, örgüt saflarını katılmış çocuklarını nasıl geri getirecekleri çabası içerisine girdiler. Birçok yönüyle halk bu gerçekleri gördü ve acısını yaşayarak gördü.”
TESLİM OLAN KATILANIN DÖRT KATI
Terör örgütü Türkiye’ye, ülkenin birliğine karşı mücadelesini kaybetti. PKK ile siyasi kolu HDP de bunun farkında. Diyarbakır, Şırnak, Van ve Hakkâri gibi illerde annelerin HDP önündeki eylemleri onlara bu gerçeği gösteriyor.
Sadece o değil, PKK’nın Türkiye’deki eleman sayısı 250’ye kadar düştü. Sadece yılbaşından bu yana teslim olanların sayısı 80, PKK’ya katılım ise çoğu yurtdışından olmak üzere sadece 20 ile sınırlı kaldı.
O yüzden birileri Türk-Kürt çatışmasının fitilini ateşlemek için provokatif eylemlere girişiyor. Ama hem o provokatörlerin hem de terörist PKK ve yardakçılarının maskesi düşüyor.
Paylaş